Hatırlamak mı traduction Français
351 traduction parallèle
- Hatırlamak mı?
- Si je la connais?
Hatırlamak mı? Geleceğe ümitle bakan genç banker mi?
Un banquier qui regarde en arrière?
- Hatırlamak mı?
- Pardon?
- Hatırladın mı? - Hatırlamak mı? Hava - 1 dereceydi!
Tu parles, il faisait moins 30.
Yoksa hatırlamak mı istemiyorsun?
Ou tu ne veux pas t'en souvenir.
- Hatırlamak mı? Bay Eli Açık.
- Bien sûr, le prodigue.
- Hatırlamak mı? Beynime kazıdım!
- J'ai pris des notes.
Hatırlamak mı?
Si je me souviens?
Hatırlamak mı?
Si je me rappelle?
Onu hatırlamak mı?
Comme je m'en rappelle?
- Hatırlamak mı?
- Je ne vis que pour ça.
Hatırlamak mı? Neden hatırlamam gereksin ki?
Pourquoi m'en souviendrais-je?
Hatırlamak mı? Evet, her şeyi hatırlıyorum.
Je me souviens de lui, mais je ne sais pas...
Her dakikayı hatırlamak istiyorum her zaman hayatımın sonuna dek.
Je veux me rappeler chaque minute. Toujours. Jusqu'à la fin de mes jours.
Bunları, şansımı zorlamamayı hatırlamak için saklayacağım.
Ils me rappelleront de ne pas trop tirer sur la chance.
Ben görmek istiyorum! Ben hatırlamak istiyorum!
Moi si, et je veux m'en souvenir!
Bunu görmek, hatırlamak istiyorum ki arkadaşlarıma cesur Waco Johnny Dean'i anlatabileyim!
Je veux m'en rappeler pour parler à mes amis de Waco Johnny Dean... un autre gars plein de bravoure!
Ama 6 Ağustos'u hatırlamak için onu orada bırakacağım.
Mais... je le garderai là en souvenir du 6 août 1945.
Görünüşünü tam olarak hatırlamak için çok uğraştım.
J'essayais si fort de me souvenir de toi avec précision.
Her şeyi hatırlamak yaşadığımız şehvet dolu zamanları tekrar getirmeyecek.
Le fait de parler de vieux souvenirs ne fera pas raviver la flamme de la passion que nous partagions alors.
Hatırlamak mı?
Me rappeler!
Adımı hatırlamak için, Firavunun bir nedeni daha oldu.
Le pharaon aura une raison de plus de se rappeler de mon nom.
Hatırlamak canımı yakıyor.
J'ai mal, rien que d'y songer.
Hatırlamak tekrar yürümeme yardım edebilir mi?
Cela m'aiderait-il à marcher?
Hatırlamak için zaman zaman kullandığım bir yöntem biliyorum.
Il y a un moyen pour faire remonter mes souvenirs.
ruhun bin yerlerinde savaş bitmedi, hatırlamak istemezsem bile savaş bitmek istemeyen bir terördür ruhunda, dünyada
En mille lieux de l'âme Ia guerre n'est pas finie, Même si je ne veux pas m'en souvenir la guerre est une terreur qui ne veut pas cesser dans l'âme, dans le monde,
Bana adını altın tepside sunmuştu, hatırlamak zorun- -
Il m'a donné le nom. Il faut...
Benim çok berbat bir hafızam var. Uyandırma servisini uyandırılmak için değil, bir şeyi hatırlamak için ararım.
Voyez-vous, j'ai une très mauvaise mémoire, donc l'appel ne devait pas me réveiller, mais me rappeler quelque chose,
Hepinize bu buluşmaya hoş geldiniz demek istiyorum. Genç olduğumuz ve uğruna yaşamaya değer bir amacımızın olduğu o olağan üstü yılları hatırlamak için!
Laissez-moi vous accueillir à cette réunion, une occasion de nous remémorer ces extraordinaires années où nous étions jeunes et vivions pour une cause!
Bakın mendilime bir şeyi hatırlamak için düğüm atmışım ama ne için olduğunu hatırlamıyorum.
Tiens. J'ai fait un nœud pour me rappeler quelque chose, mais quoi?
Kendime onları hatırlamak zorunda kal ve unutmamak için uğraş dedim.
Je me forçais à m'en souvenir.
Annesini hatırlamak için tek ihtiyacım olan Jane.
Jane est tout ce dont j'ai besoin pour me souvenir de sa mère.
- Hatırlamak için bir neden de yok.
- Je n'avais pas de raison de m'en souvenir.
Bırak ki sana uzun uzun bakayım, seni hep böyle hatırlamak için.
Laisse-moi t'admirer, et te garder pour toujours ainsi dans ma memoire.
Hatırlamak mı?
J'm'rappelles?
Benim için aldığınız çorba kasesi. Sizi hatırlamak için, hâlâ saklıyorum.
L'étui à savon que vous m'aviez acheté, je le garde précieusement en souvenir de vous.
Hepsine asıldım, hepsiyle yattım, sadece seni hatırlamak için.
Je les ai courtisées, j'ai couché avec elles pour penser à toi.
Çünkü eğer gerçeğini göremiyorsam güzelliğinin aynasına bakmak ve bir zamanlar beni nasıl sevdiğini hatırlamak istiyorum.
Parce que si je ne peux admirer ta vraie beauté... je peux voir son reflet et me rappeler que... tu m'aimais jadis.
Bundan böyle, bağımızı hatırlamak için... hep daire şeklinde toplanacağız. Doğru ve cesur eylemleri duymak ve anlatmak için.
Dorénavant, afin de nous souvenir de nos liens... nous nous réunirons en un cercle... pour écouter et raconter nos hauts faits.
Hatırlamak zorundaymışım gibi isminizi bahşettiniz.
Mais en dehors des faits évidents que vous soyez célibataire, juriste, franc-maçon et...
Komik olan şeyse bu eski uyduları Dünya'ya kanatlı olarak indirmeye çalıştığımızı hatırlamak.
C'est assez curieux, mais avant, les satellites rentraient d'eux-mêmes.
Markie, bu anı hatırlamak için bir resim alalım lütfen.
Une photo, s'il te plaît, pour la postérité.
Bakıp Michael'ı hatırlamak için bu yıldızı yaptım.
J'ai fait cette étoile pour me souvenir de Michael.
Hatırlamak zorunda olmayayım diye günlüğüme yazmıştım!
Je l'ai écrit dans mon journal pour ne pas avoir à me le rappeler!
En azından onları hatırlamak istediğim gibiler.
Du moins comme j'aime m'en souvenir.
Beraberce düşmanla yüzyüze geldiğimiz ve hayatta kaldığımız, zamanı hatırlamak için.
Pour se rappeler le temps où on faisait face à l'ennemi, ensemble, et qu'on a survécu pour le raconter.
Kütüphanede ne gördüğümüzü hatırlamak zorunda kalmayacağımız bir şeyler anlat.
Pour qu'on ne pense plus à ce qu'on a vu à la bibliothèque.
Sanırım korkudan. Adını veya yaptıklarını hatırlamak... rüyalarımıza girmesine izin vermek demekti.
Par peur, je pense, que le fait de se rappeler son nom ou ce qu'il avait fait, ne lui permette d'envahir nos rêves.
Hatırlamak mı?
Si je m'en souviens?
Bay Homn birgün onu hatırlamak istersin diye bunu sakladığını söyledi.
M. Homn l'avait gardée au cas où tu voudrais avoir un souvenir d'elle.
Bu konuşmayı hazırlamak için birkaç kişiyi aradım. Amacım Gareth'ın tanıştığı insanlar tarafından nasıl hatırlanacağını anlamaktı.
Pour préparer ce discours, j'ai appelé des gens pour avoir un portrait de Gareth vu par ceux qui l'ont connu.