Hediye mi traduction Français
789 traduction parallèle
Hediye mi?
En cadeau?
Hediye mi?
Un cadeau? Comment?
Evde ne arıyordun dostum? Birilerine hediye mi alıyordun? Hayır.
T'étais venu prendre quelques souvenirs?
Hediye mi?
Un cadeau?
- Hediye mi? - Büyük kutuda Hindistan'dan bir lamba var.
- Le gros, c'est une lampe d'Inde.
Hediye mi?
- Tu sens bon.
- Onu bana hediye mi edeceksin?
- Tu veux me l'offrir?
O kız, bir hediye mi?
Cette fille est un "cadeau"?
- Büyükanne için küçük bir hediye mi?
- Un cadeau pour votre grand-mère?
Hediye mi?
- Ce sac, c'est un cadeau? - Oui.
Birisine hediye mi alıyorsun?
Mama. Tu as acheté une cravate?
- Artık boşanınca hediye mi veriliyor?
- Des cadeaux de divorce?
Kendime 1 dolarlık bir puro aldım. Doğum gününde kendi kendine hediye mi aldın?
Vous vous êtes acheté votre propre cadeau?
Hediye mi?
- Des cadeaux.
- Hediye mi?
C'est un cadeau?
Bir hediye mi?
Un cadeau?
Hediye mi?
Regarde.
Hediye mi? Doğum günüm değil ki.
Ce n'est pas mon anniversaire.
Hediye mi?
- Tu m'en fais cadeau?
Öğretmene bir hediye mi?
Pour la maîtresse?
Hediye mi?
DES CADEAUX, EN PLUS?
Hediye mi?
- De qui?
Bu ne? Hediye mi?
- Qu'est-ce que c'est?
- Öyle mi, Kaptan? Afrika'dan ayrılırken bana bir hediye verdiler. Ben de onu şimdi size vereceğim.
Ce que je voulais dire, c'est que quand j'ai quitté l'Afrique... les indigènes m'ont présenté un cadeau que je vais vous offrir...
İnsanlar kendilerine hoş bir şey yapılınca hediye verirler, değil mi?
On fait un cadeau pour remercier, après.
- Hediye için mi?
- Un cadeau? - Qui sait?
Hiç bana bir hediye almak aklına gelmedi, di mi?
Et moi, je n'ai pas mérité un cadeau?
Ondan bir hediye aldınız, değil mi?
Vous avez accepté un cadeau de lui, n'est-ce pas?
- Bir çeşit hediye. Değil mi Herman?
- C'est un cadeau, hein, Herman?
Sana hediye getirdim diye, bir şey mi olması gerekiyor?
Je te fais un cadeau et tu me soupçonnes. Et tu as raison.
Bir şey diyeyim mi, böyle bir gün sanki biri sana hediye vermiş gibi hissediyorsun.
J'aime repasser pour toi!
Hediye verdi mi?
Des cadeaux?
Gwen'in düğün yatağı için bir hediye olmadan... eve dönmemi istemezsin değil mi?
Tu ne veux pas que je rentre sans un cadeau pour le lit de Gwen, non?
Küçük bir hediye. Beğendin mi?
Ça fait chic, n'est-ce pas?
Hediye mi? Ben mi?
Un cadeau, moi?
Bunu kendine mi saklıyorsun, ey hakan? Çok iyi bir hediye olurdu.
Si j " en avais capturé une pareille, ô Khan... elle aurait fait un présent digne de vous.
- Hediye mi?
Il y a des chants, les cadeaux...
- Kıyafet mi? Evet. Mürettebat, kıyafetlerini bayanlara hediye ediyor, efendim.
Les hommes offrent leurs habits aux femmes.
Sen mi hediye verecektin bana?
- Vous m'en auriez donné un? - Bien sûr.
Yaşlı amcana hediye getirdin mi?
As-tu apporté un cadeau à ton vieil oncle?
Hediye etmek için mi?
Pour lui faire un cadeau?
Kocanız evlenme yıldönümünüz için ne hediye aldığını söyledi mi?
Votre mari vous a-t-il dit ce qu'il vous avait offert?
- Paris'ten hediye getirdiniz mi?
- Qu'avez-vous rapporté de Paris?
Tüm hoş kızlar senin gibi mi düşünür? Bu arada, arabayı hediye olarak veriyorum.
Je ne peux pas vous la donner pour vos beaux yeux!
Bir hediye mi?
Une surprise?
- Bir hediye beklemiyordunuz, değil mi?
- Vous ne vous y attendiez pas, hein? Merci.
WiIIiam'dan bana bir iyilik yapmasını istemem ve krallığımı bir hediye olarak kabul etmem mi gerekiyor?
Je devrais demander à Guillaume d'accepter mon royaume en cadeau?
- Bana hediye getirdin mi?
- Pas de cadeau?
Edie hediyeyi aşağı indirmedin mi daha? Hiç hediye falan açmadım.
Edie, tu as descendu le cadeau?
Hediye, öyle mi?
Des cadeaux?
- Bana hediye getirdin mi?
Tu as ramené un souvenir?