Benim için öyle traduction Français
861 traduction parallèle
- Benim için öyle.
- Pour moi, oui.
Ama benim için öyle değil.
Il ne l'est pas. Pas pour moi.
- Benim için öyle.
C'est important pour moi.
- Benim için öyle. Saçmalık.
- C'en est un pour moi.
Aksanı yabancı, ama sesi benim için öyle tatlı ki.
Son accent étranger me ravit.
- Benim için öyle.
- Une "inconnue"?
Zeena'nın hatrı olmasa benim için öyle söylerlerdi.
Sans Zeena, c'est ce qu'on dirait de moi.
Son bir kaç gündür yaşadıklarımız sana eğlenceli gelebilir ama benim için öyle değildi.
Vous vous êtes peut-être amusée, ces derniers jours, mais pas moi.
Ama bu benim için öyle harika ki, bir kadının isteyebileceği her şeye sahip biri, ve o beni istiyor.
Non, mais c'est merveilleux qu'il ait tout ce qu'une femme puisse désirer, et qu'il s'intéresse à moi.
Benim için öyle, Mac.
C'est comme je la vois, mac.
Benim için öyle.
Pour moi, ça l'est.
Yani benim için öyle.
C'est une affaire délicate.
Bazılarına öyle gelebilir ama benim için öyle değil.
Ça peut paraître comme ça, mais ce n'est pas la vraie raison.
- Şey, benim için öyle.
Pour moi, si.
Hayır, bu normal, benim için öyle. Şimdi anlıyorum.
Je ne m'en sortirai jamais.
- Benim için öyle. - Birbirinizi tanıyorsunuz.
- Vous vous connaissez.
- Benim için öyle.
- Mais si.
Hey, ayrılmamalıyız. Dinleyin, biliyorum bazı şeyler söyledim ama siz benim için çok değerlisiniz. Her zaman da öyle olacaksınız.
on devrait pas être seuls ya des choses que j'ai dites... mais vous êtes important pour moi, pour toujours
Benim için ne kadar değerliyse senin için de öyle olsun. Öyle.
Qu'elle vous soit aussi précieuse pour vous... qu'elle l'a été pour moi.
- Bunun için benim adıma özür mü diliyorsun bir de? - Evet, aynen öyle yapıyorum!
- Tu leur fais des excuses pour moi?
Öyle olsalar bile, benim için fark etmez.
Mais ça ne me concerne pas.
Öyle ya da böyle, benim için tek önemli olan sensin. Ben sadece sana değer veriyorum.
Tu es la seule qui s'inquiète de toute façon, tu es la seule qui compte pour moi.
Öyle değerlisin ki Benim için Benim bebeğim olacak kadar tatlısın.
Tu comptes tant pour moi Mon enfant
Onunla ilişkini gerçekten bitirmeye mi karar vermiştin yoksa bunu, sırf benim öyle duymak istediğimi bildiğin için mi söyledin?
Vouliez-vous vraiment rompre vos fiançailles? Ou me l'avez-vous dit car je désirais l'entendre?
Benim için hiçbir anlamı yoktu en azından öyle sanıyordum.
J'oubliai l'incident qui n'avait aucune importance. Du moins le pensais-je.
Robinson, öyle ya da böyle benim için epey iş yaptı.
Robinson a beaucoup travaillé pour moi.
Benim için değil, öyle bir şey yok! Bay Cross, kimsenin yaptığı yanına kalmaz.
Aucun meurtrier ne peut échapper à son crime.
Benim için de öyle.
Pour moi aussi.
Ama senin için iyi bir şey değil, benim için de öyle.
C'est trop risqué pour vous et pour moi.
Ben bir çocukken durumumuz öyle kötüydü ki Noel'de herhangi bir şey alsak, benim için büyük sürpriz diye ona denirdi işte.
J'aime les surprises. Quand j'étais gosse, c'était une surprise que nous avions à Noël.
Senin için öyle olabilir. Sen benim gibi değilsin.
Pour toi, il ne s'éteindra pas.
Öyle güzel sözler de söylemiştiniz ki verirken, kıymetleri büsbütün artmıştı benim için.
Et de suaves paroles les rendaient précieux...
Benim için, bir surat ve numaradan ibaretsin, ve şimdilik bırakalım öyle kalsın.
Tu es qu'une gueule et un numéro.
- Benim için de öyle!
- Pour moi aussi.
Beni iyi dinle Linda! Şu an öyle bir kızla tanışmış olsam bile, artık benim için çok geç.
Écoute, Linda, si je rencontrais une telle fille aujourd'hui, ce serait trop tard.
Benim için de öyle.
Je sais. Pour moi aussi.
Benim için de öyle.
Il l'est pour moi aussi.
Benim gibi bir kadın için büyük bir başarı, öyle değil mi?
Beau triomphe pour une femme!
Teşekkürler. Benim için de öyle.
Merci, moi aussi.
Ve benim için de öyle.
Je suis pareille.
Benim için de öyle.
C'est facile pour moi aussi.
Ama benim kızım, Roza'm için annen sana "Tamam, devam et evlat." dedi öyle mi?
Mais avec ma fille, ma Rose, tu as pensé que ta mère dirait "Okay, vas-y, mon fils." Hein, non?
Benim için hepsi öyle önemli ki
Je chéris chacun d'eux
Bu miras benim için işleri pek kolaylaştırmıyor, öyle değil mi?
Ça n'arrange pas mes affaires, hein?
Benim için de öyle.
Oui, pour moi aussi.
Benim için öyle.
En effet.
Öyle mi, peki benim mal varlığımın sorumluluğunu taşımak için de hazır mısınız, Bay Van Valen?
Et assumerez-vous les devoirs liés à mon bien, M. Van Valen?
Benim için yaptın, öyle mi? Yapıyordun çünkü hoşuna gidiyordu.
Tu l'as fait parce que ça te plaisait!
- Benim için de öyle, Mr. Christian.
Nous avons navigué ensemble.
Benim için de öyle.
Oui, moi aussi.
Evet öyle ama bunun benim için bir anlamı yok.
Oui, mais ça ne compte pas pour moi.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458