Hırsız mı traduction Français
1,745 traduction parallèle
- Hırsız mısın?
- des voleurs? - on l'est tous.
- Ne yani, sizler hırsız mısınız?
Vous etes quoi les mecs, des cambrioleurs? J'aimerai que ça soit aussi simple.
Nedeni şu, uzak ihtimalle Ron Allen yorulması dokuz yıl iş üstündeki kendine has bir hırsız mı?
C'est pourquoi il est très improbable que Ron Allen passe neuf ans à préparer un vol précis.
Sirkteki hırsız mı?
Le voleur du cirque?
- Hırsız mı? - Evet.
Un voleur?
Hırsız mısın yoksa su katılmamış salak mısın?
- Les deux. Finissons-en, maintenant!
Ama benim hırsızlarımın onlarınkinin aksine ödleri kopuyor fazla hırsız olmaktan.
Mais mes escrocs... contrairement aux leurs... sont tout tremblants... d'être trop escrocs.
O iki hırsız kadını yakalayabilmek için o altınlara ihtiyacım vardı.
Afin d'attraper ces deux voleuses j'ai besoin de cette or à bord.
Şimdi savunma tarafı çıkıp bizim tanıklarımız ile ilgili olarak şikayette bulunarak... inkar edilemez gerçeklerden dikkatinizi dağıtacaklar, neymiş onlar keşmiş, hırsızmış... iri yarı adamlarmış.
Alors bien sûr, la défense tentera de vous prouver, et c'est tout à fait indéniable, que nous avons eu des témoins à charge qui sont des drogués, des meurtriers, des fiers-à-bras et tout ce qu'on veut.
Karl, bir hırsız mı?
Pourquoi dis-tu ça?
Tüm gün evde yalnızım. Evde hırsız olduğundansa buna inanmayı tercih ederim.
Je préfère penser à ça plutôt qu'à un intrus nocturne.
Bizim kaygımız hırsızlar değil. Teröristler. Komünistler.
Je ne crains pas vraiment les cambrioleurs, mais les terroristes, les communistes.
Ben bir hırsızım, polis değil.
Je suis un voleur, pas un flic. Frère, nous sommes comme des frères.
şimdi iki hırsızımız var bu yüzden iki dürüst polis gerekiyor.
Nous avons donc deux voleurs. Nous avons besoin de deux officiers honnêtes. Très honnête.
Ben bir hırsızım...
Je suis un voleur.
Ben de bir hırsızım...
Je suis une voleuse aussi.
ya da kız hırsızı yakaladığı için madalya aldıktan sonra mı? AIi.. - Seninle konuşmuyorum..
Ou après que cette fille ait obtenu une médaille pour avoir attraper le voleur?
Ben bir hırsızım Sunehri...
Je suis un voleur Sunehri.
'Benden bir kez polis ya da hırsız olmayı seçmemi istemiştin..
Une fois vous m'aviez demandé... de choisir entre le flic et le voleur.
Ben bir hırsızım.
Je suis un voleur.
Ben bir araştırmacıyım, Cliff. Mücevher hırsızı değilim.
Je suis recherchiste, pas voleur.
Sır olarak kalması gerektiğini anlıyorum... ama bugünkü hırsızı durduruşum, bütün hayatım boyunca belki de ilk defa... bu dünyada bir fark yaratabileceğimi... hissettirdi.
Je comprends qu'il faille garder le secret mais pendant le braquage, j'ai senti que... que je pouvais changer le monde.
- Hırsız mı? - Hayır seni ahmak.
- C'est lui?
Sahibinle tanıştım, Faiz Ali hırsızıyla.
J'ai rencontré votre acheteur, Faiz Ali, un voleur.
Biliyorsun ben bir hırsızım
Je suis un voleur.
Seyis yamağı hırsızı mı?
Le palefrenier voleur?
Herkes suçu kutup leoparının üzerine atmıştı, fakat ben hırsızın leopar botları giymiş yaşlı Jerko olduğunu hemen anladım.
Tout le monde accusait le léopard. Mais c'était le vieux Jarco chaussé de bottes en léopard.
Bir oto hırsızlığı başarısız mı oldu yoksa?
Un vol qui a mal tourné?
Eee, şu benim "Bay Araba Hırsızı" nı ne yapayım?
Donc, je fais quoi avec M. Voleur de Voiture?
Sarayda hırsız var, aşkımı çaldı.
Il y a une voleuse dans le palais, elle a volé tout mon amour
Sarayda hırsız var, aşkımı...
Il y a une voleuse dans le palais et elle a...
Biliyor musun ben küçükken, çok sık bu kabusu görürdüm bir hırsız iç organlarımı çalmaya çalışırdı.
Tu sais, quand j'étais enfant, j'avais toujours ce cauchemar, impliquant le vol de mes organes internes.
Maalesef. Meksikalı bir elma hırsızı mıydı?
Est-ce que c'était un voleur de pommes mexicain?
- Onu konukevine götürdüm içeride hırsız var mı diye bakmamı istedik.
Ce que veuve veut, veuve l'obtient. Je vous ai regardé pendant tout l'après-midi.
Hırsız ya da yalancı olmayan biri var mı?
Y a-t-il une personne ici qui ne soit ni un voleur ni un tricheur?
Hırsız lambası mı?
Oui, j'en ai assez. La lampe pour dissuader les voleurs.
Çünkü esas mesele şu ki, hiçbir yere gitmiyorum. Bu yüzden elinizi çabuk tutup işinizi ciddiye almanız iyi olur. Aksi takdirde sizi Hırsızlık ve Cinayet Bölümünden kovarım.
Parce que je ne vais nulle part donc vous feriez mieux de retravailler correctement au plus vite autrement je vous botterai le cul hors de ce service.
Ve Royce, suç istatistikleri ile oynamadığı ; hırsızlıkların, tecavüzlerin ve cinayetlerin üstünü örtmediği sürece bu istatistiklerin mantıksız olduğunu vurgulayacağım.
Je souligne que ça n'a pas de sens, à moins qu'il n'ait trafiqué les chiffres, en faisant disparaître les vols, les viols et les agressions.
Kışları t.klarım dondu.. Sıcak yaz günleri ; atlayarak, koşarak terlettim onları. 365 gün 7 / 24 hırsızı uğursuzuyla uğraştım.
Je me suis gelé les couilles en hiver, j'ai sué en été, couru, sauté, j'ai poursuivi des truands 24 heures sur 24, sept jours sur sept, 365 jours pas an.
Sen kısa zaman hırsızı mısın?
Au sale petit voleur?
Tıpkı, geçen gün, hırsız alarmını duymam gibi, ve bu gerçekten müthiş yüksek haykıran bir gürültü çıkarıyordu.
C'est comme l'autre jour, j'ai entendu cette alarme, un bruit vraiment strident et perçant. Ca m'a fait penser à Jackie.
Kendinize şehir kaşifi diyorsunuz ama hırsız olduğunuzun farkında mısınız?
Vous dites faire de l'exploration urbaine, mais c'est du vol en réalité.
- O zaman iki hırsızlığın da olduğu zaman kimin nöbette oldugunu bulmalıyız. Böylece hırsızımızı da bulabiliriz.
Si on sait qui était de service pendant les deux vols, on aura notre voleur.
Hırsız ve fahişe olmasının yanında bir de porno yıldızıymış.
Et à la fin, elle m'a pris chaque centime que j'avais. Et... attendez la suite! J'étais dans un magasin porno l'autre jour
Evine zorla giren bir grup hırsız ve çapulcudan mı?
- De quoi?
Eğer isterseniz bankanızın güvenlik memurunu arayabilirim, bu davayla bağlantınızı açıklarım, ve belki paranızı daha hızlı geri alırsınız.
Si vous voulez, je peux appeler l'officier de sécurité de votre banque, et expliquer votre cas. Peut-être que vous aurez votre argent plus vite. - Comment ça a pu arriver?
Ben hırsızım.
Je suis un voleur.
Neyse, hepimiz buradayız ve bu çerçöpü korumaya çalışıyoruz.. .. çünkü karım üç dolar ve birkaç sürme için hırsızla dalaştı.
Enfin, on est là pour protéger mes affaires parce que ma femme s'est battue pour 3 $ et du mascara.
Hırsızım, ama kaçmadım.
Que puis-je espérer d'un voleur qui s'est enfui avec mes possessions?
Şu anda bir köpek hırsızıyım...
J'enlève les chiens maintenant...
Dur bakalım, hırsız!
Au voleur!