Ilaç mı traduction Français
3,841 traduction parallèle
- Şekerin içinde ilaç mı?
Un médicament dans le sucre?
- Ona ilaç mı verdin?
Tu l'as drogué?
- Yine bana ilaç mı verdin seni otuzbirci?
Tu m'as encore droguée, putain de branleur?
Lanet olsun, Krieger, bana ilaç mı verdin?
Et merde, Krieger, vous m'avez drogué?
Bu iğne, bir çeşit ilaç mıydı?
Est ce que l'aiguille était... pour la drogue?
İlaç kutumu açabilir misin?
Tu peux m'ouvrir la boîte de médicaments.
İyi Haberlerim Var isimli bitkisel ilacım bitti.
Je n'ai plus de complément "Good News" à base d'herbes.
İyi Haberlerim Var isimli bitkisel ilacımın bitkisi sadece Omicron Persei 8'de yetişiyor.
Voyez, l'ingrédient actif de mon remède homéopathique Good News ne pousse que sur Omicron Persei 8.
İlaç yok. Tetikte olmalıyım.
Pas de pilule
Hayatım kararmıştı, bunalımdaydım ve doktorum Effexor diye bir ilaç önerdi.
Je me suis effondrée. J'étais déprimée, et le médecin m'a prescrit un médicament appelé Effexor.
Yeni, kaygı giderici ilacımız Delatrex için bir deneme süreci başlatıyoruz.
On va faire l'essai clinique de notre nouvel anxiolytique, le Delatrex.
Ve dediğinize göre ; ilaç kullanımı ile ilgili danışmanlık da yapıyorsunuz.
Et vous affirmez aussi être expert en pharmacopée.
Delatrex ilacıyla mı alakalı?
Le dossier Delatrex?
İlaç kullanmadım.
Il n'y avait aucune drogue.
Karınız ilaç kullanır mıydı?
Votre femme prend-elle des médicaments?
İlaç kullanıyorum. Kimsenin canını yakmadım.
Je prends des médicaments.
Yemek ve ilaç almam için para verdi.
Elle m'a aidé pour la nourriture, les médicaments.
İlacımı içtim. Konuşalım mı?
J'ai pris mes médicaments.
Keşke kendi acılarımız için onun ilacını kullanabilsek.
Si seulement on pouvait utiliser ça pour notre douleur.
Bir kaşık şeker Yardım eder ilacı içmeye
C'est le morceau de sucre Qui aide la médecine à couler
Yardım eder ilacı içmeye
Qui aide la médecine à couler
- Doktor bey sinirliler için bir ilaç var mı?
Si seulement il existait un remède contre la colère!
Bir sürü reçeteli ilacım var ama onları kullanmamaya çalışıyorum.
J'ai beaucoup de médicaments, mais j'évite d'en prendre.
Aşağı hakkında var... Bu ilaç hakkında. Bu, ilgili Eğer ihtiyacı olan insanlara yardım, biliyorum.
Et là-bas, être médecin, c'est avant tout aider les gens dans le besoin.
İlacımdan almam lazım.
J'ai besoin de mon médicament.
Ya da ilaç kullanmalı mısın?
Ou devrais-tu être soignée?
Ama bu, Yalnız Kalpler, bizim ilacımız.
Mais ça, notre " Lonely Hearts, le remède.
Çünkü gözlerine böcek ilacı sıktım.
C'est parce que je les aspergés de pesticide.
Pekala, ilacımızı alalım.
Très bien. Prenons notre traitement.
İkinci iş olarak ilaç satan siyah arkadaşı, Bay Sandman.
Qui vend également des produits pharmaceutiques sur le côté, M. Sandman.
Bay Herold, eczanede çalışırken doktorlarının talebi doğrultusunda hastalara ilaç veriyor ve ilaçların nasıl kullanılacağı konusunda onları bilgilendiriyor musunuz?
M. Herold. Quand vous travaillez à la pharmacie, vous arrive-t-il de livrer des médicaments à des patients sur demande de leur médecin? Avec des instructions personnalisées quant à l'administration du médicament?
Bay Seward'a ilaç getirdim. Cerrahı Dr. Verdi gönderdi.
J'apporte des médicaments pour M. Seward, de la part de son médecin, le Dr Verdi.
Böyle bir şey beklediğimizi sanmıyorum. Ama ilacı almasını sağlayacağım.
Nous ne les attendions pas à ma connaissance, mais je veillerai à ce qu'ils lui parviennent.
Ona ilacı bizzat benim vermem lazım.
Je dois lui apporter ces médicaments personnellement.
Bay Seward'a ilaç getirdim. İlacı nasıl kullanacağını ona anlatacağım.
J'ai des médicaments pour M. Seward avec des instructions sur la manière de les prendre.
Eğer ilaç konusunda bana güvenmiyorsanız, doktora gidip Bay Seward'ın oğlunun onu görmenize izin vermediğini söyleyin.
Retournez dire au médecin que le fils de M. Seward a refusé de vous laisser le voir, si vous ne voulez pas me donner les médicaments.
Alice Monroe'nun yasadışı ilaç kullandığına dair bir işaret var mı?
Des signes de substances illicites concernant Alice Monroe?
Babam özel ilaç getirtti bana.
Mon père m'a donné des pilules spéciales.
Gıda ve İlaç Bürosu ve Florida kanunları ile ilgili konuşmaların kendi bölgemde Oxy satışlarımın neden düştüğünü açıklamıyor.
Tout ton blabla sur la FDA et les lois de la Floride n'expliquent pas pourquoi mes ventes d'oxy ont chutées dans MA circonscription électorale.
- Alerji ilacı kaldı mı? - Evet, efendim.
- On a du Robitussin?
Senden sakladığım mucizevi bir ilacım olduğunu mu sanıyorsun?
Crois tu que j'ai une sorte de remède miracle que je tient à l'écart de toi?
Yani birkaç ay önce bana bir ilaç deneği ya da her neyse işte, olmamı sorsaydınız muhtemelen hayır derdim.
Si on m'avait demandé de participer à une expérience... un test de médicament ou autre... il y a quelques mois, j'aurais sûrement dit non.
Yani adamımız doktor ya da bir eczacı ya da sağlık hizmetlerinde çalışıyor. İlacını değiştiriyor.
Il modifie leurs médicaments.
- Gelen giden yok, ilacımı almaya geldim.
- Magne-toi.
"Benim ilacım da bu" derdi.
Il appelait ça son traitement.
Öldürücü ilacı bulmaya yaklaştın mı?
Je veux dire, si nous... Es-tu proche d'un médicament qui tue?
-... gizli silahım, uyumadan önce alınan nezle ilacımı al. - Teşekkür ederim. Çok makbule geçti.
Un bol de ma soupe de poulet chinoise et termine avec mon arme secrète... médecine douce nocturne oh, merci j'apprécie vraiment ton geste.
İlaç verildi bize. Yaşlı kadının küçük çantasını hatırladınız mı?
On est drogués par l'amulette de la vieille.
- Peki söyle bana, mucize ilacındaki uygunsuz ölümcül kusurlarını... gidermeyi başardın mı?
Alors dis-moi, c'est toi qui t'occupait de faire disparaitre de ton médicament miracle... les effets secondaires fatals?
Kullandığımız ilaç için para mı istiyorlar?
Ils veulent de l'argent pour la dose que j'ai utilisée?
Yeterince ilacın var mı?
Tu as assez de médicaments?