Ilgisi yok traduction Français
4,749 traduction parallèle
Onun konumuzla ilgisi yok.
C'est pas comme-ci ou comme-ça.
Suçluyla ilgisi yok.
Il n'était pas impliqué.
- Bunun Amanda'yla hiçbir ilgisi yok.
- Cela n'a rien à voir avec Amanda.
Ve bunun seçim ile hiçbir ilgisi yok.
Et ça n'a rien à voir avec les élections.
- Soruşturmanızla bir ilgisi yok ki.
Parce que ça n'a rien à voir avec l'enquête.
Bu çok saçma. Ayrıca tiyatroya ilgisi yok.
Cela n'a aucun sens et cela ne l'intéresse pas.
Bununla hiçbir ilgisi yok.
Ça ne ferait aucune différence.
Konunun bununla ilgisi yok.
- Ce n'est pas la question.
Daha önceki davalarla ilgisi yok ve bu adam şimdiye kadar hiç hata yapmamış.
Ça n'a fait parti d'aucune autre affaire, et il n'est pas du genre à commettre des erreurs.
Söyledim ya, adamlarımın köpekbalığı teknelerinin yakılmasıyla bir ilgisi yok.
Ecoutez, je vous dis que mes gars n'ont rien à voir avec l'incendie de ces bateaux.
Bakın, bu görevi suistimal suçunun benimle hiçbir ilgisi yok.
Oui. Ok, je vais essayer, mais seulement parce que je suis désespérée.
Hayır, ilgisi yok.
Bien sûr que non.
Babanla bir ilgisi yok mu yani?
Et ça n'a rien à voir avec ton père?
Bunun babamın itfaiyeciyken yaptıkları ve yapmadıklarıyla bir ilgisi yok.
Cela n'a rien a voir avec ce que mon père a fait ou n'a pas fait quand qu'il était au CFD.
Vivian, hayır ilgisi yok.
Vivian, ce n'est pas ça du tout.
- Kibarlıkla falan ilgisi yok.
Ce n'est pas gentil du tout.
Söyledim ya, adamlarımın köpekbalığı teknelerinin yakılmasıyla bir ilgisi yok.
Retiens-le jusqu'à ce qu'on arrive.
Senle ilgisi yok yani.
Tu sais, pas comme toi.
Annemin penisimle olan sorunla hiçbir ilgisi yok.
Ma mère n'a rien à voir avec mon pénis.
Hayır, ilgisi yok.
Non. Pas du tout.
- Amanda'nın bununla bir ilgisi yok.
Amanda est en dehors de ça.
Bunun şansla hiç ilgisi yok, Chris.
La chance n'a rien à voir.
- Bunun konuyla ilgisi yok.
- Çà n'a rien à voir avec ça.
Bunun suçla hiçbir ilgisi yok.
Cela n'a rien avoir avec le crime.
Bunun onlarla bir ilgisi yok.
ça n'a rien à voir avec eux.
Seninle ilgisi yok, tamam mı?
Ce n'est pas à cause de toi, d'accord?
Bugün yaptıklarından ötürü seni hapse atmadığım için şanslısın. Bunun şansla ilgisi yok.
Tu as de la chance que je n'ai pas ramené ton cul en prison pour ce que tu as fait aujourd'hui.
Bunun güvenle hiç ilgisi yok!
Ça n'a rien à voir avec la confiance!
Bu arkadaş kalma olayının Myron Moyer'ın tüm paranı alıp kayıplara karışmasıyla bir ilgisi yok değil mi?
Est-ce que ça a quelque chose à voir avec Myron Moyer qui vole tout ton argent, non?
Ama çalıştığım insanlar onun isteklerinin yerine gelmesini istiyorlar. - Ayrıca bunun parayla bir ilgisi yok.
Mais les personnes pour qui je travaille veulent s'assurer qu'elle obtienne ce qu'elle veut, et ça n'a rien à voir avec l'argent.
Teşekkür ederim! Emily, git buradan. Bunun seninle hiçbir ilgisi yok.
Va-t'en, ça te concerne pas.
Bunun seninle hiçbir ilgisi yok, tamam mı?
Ce qui n'a rien à voir avec toi?
Hayır, ilgisi yok.
( Rires ) Non!
Dunwood'un olayla bir ilgisi yok.
Dunwood n'a rien à voir là-dedans.
Sen bebeğinle onun bebeğinin bu olayla ilgisi yok, değil mi?
Et ça n'a pas de lien avec le fait qu'elle attende un enfant et pas toi.
- Bunun seninle ilgisi yok Clara.
- Ce n'est pas pour vous,
Kalelerle ejderlerle ilgisi yok.
Ce n'est pas pour les châteaux et dragons.
- Hayır. Onun bir ilgisi yok.
Non, il est pas impliqué.
Bunun araştırmasıyla hiçbir ilgisi yok.
Cela n'a rien à voir avec ses recherches.
Gerçekte benle hiçbir ilgisi yok!
Ca n'a en fait rien à voir avec moi!
Lütfen, bunun bizimle bir ilgisi yok!
S'il vous plaît, ça n'a rien à voir avec nous!
- Bunun parayla bir ilgisi yok.
Ce n'est pas une question d'argent.
Bunun Liam pisliğiyle bir ilgisi yok, değil mi?
Ca n'a rien à voir avec ce crétin de Liam, si?
Benimle ilgisi yok.
- Il n'a rien à faire avec moi.
Charlie, bence bunun aşırmacılıkla ilgisi yok.
Je ne pense pas que ça concerne le plagiat.
Bunu ne kadar istesem de artık yok bildiğimiz Kara Stanton'la bir ilgisi olup olmadığını merak etmiyor değilim.
Même si cette idée me plaît, je dois me demander si ça n'a pas quelque chose à voir avec le fait que Kara Stanton soit partie.
Ama Muirfield'la bir çeşit ilgisi olduğunu gösteren hiçbir şey yok.
Mais rien qui ne suggère la présence de Muirfield.
İlgisi yok.
Absolument pas.
Fakat cinayetlerle ya da şebekeyle ilgisi olduğuna dair en ufak kanıtımız yok.
Mais nous n'avons aucune preuve qui le relie aux crimes ou au syndicat.
Bunun Wyatta ilgisi bile yok.
C'est même pas à cause de Wyatt.
Bu olayın, kardeşimle bir ilgisi olmadığını söyle. Yok.
Dis-moi que mon frère n'a rien à voir avec ça.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65