Işe yarar mı traduction Français
1,486 traduction parallèle
Acaba planı işe yarar mı?
Et si c'était vrai après tout...?
O işe yarar mı diye bakalım.
Pour voir si ça peut aider.
Sence işe yarar mı?
Tu crois que ça va marcher?
Ben işe yarar mıyım?
Je ferai l'affaire?
Bu stratejiler sende hiç işe yarar mı?
Est-ce que ces stratégies fonctionnent parfois pour toi?
Sence o sal işe yarar mı?
Tu penses que le radeau va marcher?
Bir işe yarar mı?
Tu penses qu'il en sortira quelque chose de bien?
Bu bir işe yarar mı?
Il y avait beaucoup de fans.
Afedersin, ama bu hiç işe yarar mı?
- Désolé mais...
Ve bu işe yarar mı?
- Ca marche?
Oh, sence din kardeşlerimizden af dilesek, işe yarar mı?
- lls montreront l'autre joue?
Şey peki, bu işe yarar mı?
Est-ce que ça a vraiment de l'importance?
Şey peki, bu işe yarar mı?
- Ça peut compter?
- Gerçekten işe yarar mı?
Et ça, ça marche vraiment?
Sence bu işe yarar mı gerçekten?
Tu penses que ça pourrait marcher?
Burada işe yarar bir yamaç bulmamız mümkün olabilir. Ben de zirveye inmeye çalışacağım.
Si on peut trouver une base qui semble viable quelque part... je vais essayer de me poser.
Böyle olumsuz ve saçma şeyler düşüneceğine çocukların kafasına nasıl işe yarar şeyler sokup onlara iyi bir gelecek sağlarım, diye düşün.
Au lieu de penser à des choses négatives et aux bêtises que tu fourres dans la tête des enfants, pense plutôt à quelque chose d'utile pour ces enfants, quelque chose qui pourra leur servir, à l'avenir.
İşe yarar mı?
J'ai laissé de l'espace pour que tu écrives tes vœux.
- İşe yarar mı dersin?
- Tu crois?
Umarım işe yarar.
J'espère que ça va marcher.
Bu işe yarar mı?
Cela marcherait?
İşe yarar bir şey var mı?
Y a-t-il quelque chose qui peut servir?
- İşe yarar mı?
Ça va nous aider?
Yani burda işe yarar bir şey yok. Sanırım yakmadan önce iyice temizlemişler.
Ils ont tout nettoyé avant de mettre le feu.
Biliyorsun, bu davayla ilgili tek işe yarar şey bu zarfta, ve topladığımız diğer delilerin yarsı mahkeme de işe yaramayacak, yani tercih senin.
Le seul document dans cette enquête, c'est les photos. Les preuves seront pas recevables au tribunal.
İşe yarar bir şey var mı?
Quelque chose d'utile?
İşe yarar parmak izi var mı?
Des empreintes utilisables?
Çalışmayan bir ev hanımının bagajından çıkmışsa işe yarar bir ipucu sayılmaz.
Ce n'est pas une grande piste quand on en trouve sur les valises d'une mère au foyer.
Daha yeni ateşlenmiş, ama üstünde işe yarar bir parmak izi bulamadım.
Il a servi récemment, mais je n'ai pas d'empreintes.
İşe yarar mı sandınız? - Duydun mu evlat?
- Vous l'entendez, lui?
Son iki poz nasıldı? İşe yarar mı?
C'est deux dernières photos seront utilisables?
İşe yarar mı bilmiyorum.
Je ne sais pas si ça va marcher.
Onunla ben ilgilenirim. Biraz işe yararım.
Laissez-moi me rendre utile.
Umarım işe yarar.
J'espère vraiment que ça marchera.
Bu, el yapımı bir usturayla bileklerini kesmek kadar dramatik değil fakat yine de işe yarar.
Ça en jette pas autant que de s'ouvrir les veines avec une lame bricolée, mais ça marche.
Umarım bu işe yarar.
J'espère que ça va marcher.
Evet. Bu işe yarar sanırım.
Oui, je pense que ça peut se faire.
İşe yarar bir şey çıktı mı?
Le blog dit quelque chose d'intéressant?
- İşe yarar bir şey var mı?
- Quelque chose d'utile, DiNozzo?
Şimdi izleyeceğimiz yol ise ; kendi soruşturmamızı yürütmek ve bizim yararımıza döndürmek olacak.
La manière dont nous allons nous y prendre est de mener notre propre enquête, et de la faire tourner en votre faveur.
Ve veri taraması hâlâ işe yarar bir bağlantı bulamadı mı?
Et l'exploration de données ne donne aucune connection avec laquelle travailler?
İşe yarar bir kanıt verirsek arkadaşım bizi dinleyecekmiş. Hâlâ bunu durdurabiliriz.
S'il te donne des infos valables, mon ami est prêt à l'entendre.
Revire giriş yolumuzu buldum, ama işe yarar hale gelmesi için zaman lazım.
J'ai trouvé notre accès à l'infirmerie, mais je vais avoir besoin d'un peu de temps pour que ça fonctionne. Combien de temps?
Zihnine girmeye çalışmanın bir faydası olmayacak. İşe yarar bir şey bulamayacağım.
Je ne vois pas l'intérêt de me mettre dans sa tête.
Profilimdeki bazı saçmalıklardan kurtulmak için sana ihtiyacım var. Tercihen işe yarar bir şeyler.
Il me faut juste une de tes conneries de profil, quelque chose d'utile de préférence.
Belki işe yarar diye onları yaptım.
J'ai fabriqué ceux-là au boulot.
Tanrım! Ne zaman işe yarar bir ilaç bulacağım?
Quand vais-je trouver un médicament qui marche?
İşe yarar mı bilmiyorum, ama Eskiler'in de benzer bir vebadan öldüklerini biliyoruz.
Très bien, je ne sais pas si ça peut aider ou non, mais on sait que les Anciens ont pratiquement été décimés par un fléau similaire.
Umarım bu işe yarar.
Oh, j'espère réellement que ça a marché.
TV'de işe yarar bir şey olmaz mı?
Jamais rien à la télé.
Caffrey, bu adamlardan işe yarar bilgiler aldığımız söylenemez.
Ecoutez, Caffrey, nous n'avons pas exactement obtenu une foule d'informations de ces gens.