Kahve hazır traduction Français
165 traduction parallèle
Kahve hazır. Bunu ona Fransızca söyle.
Le café, il est prêt.
- Kahve hazır mı?
- Le café est prêt?
Kahve hazır mı? Krema, şeker.
Le café est prêt?
Kahve hazır.
Le café est prêt.
- Kahve hazır. - Teşekkür ederim bayan.
- Le café est prêt.
- Kahve hazır.
- Le café est prêt.
- Hayır. Kahve hazır.
Le café est prêt.
Edinmedim, doktor. Buradaki ilk aylarımda meydana getirdim. - Kahve hazır, efendim.
Euh, je ne suis pas exactement "tombe dessus"... je l'ai assemble au debut de mon sejour ici.
Kahve hazır mı? - Evet.
Le café est prêt?
Kahve hazır hanımefendi.
Madame, le café est prêt.
- Günaydın Ai. Kahve hazır. Teşekkür ederim.
- Aiko, le café est prêt.
Önce bir duş alacağım, Sonra, şömineyi yakacağım, sonra, belki kahve yaparım, dönünce kahve hazır olur, tamam mı?
D'abord prendre une douche... et puis je vais allumer un feu dans la cheminée... et peut-être que je ferai du café, pour qu'il y en ait quand tu reviendras.
- Kahve hazır. - Sonunda.
- Le café est prêt.
Kahve hazır, ve beyler sizi bekliyorlar.
Le café est prêt. Ces messieurs attendent.
Günaydın Bay Cordier. Kahve hazır.
Bonjour Monsieur, le café est prêt.
Kendimize mısır gevreği ve kahve hazırladık.
Bien. On a pris des corn-flakes.
- Kahve hazır. - Güzel.
- J'ai fait du café.
Lütfen. Kahve hazır mı bebek?
Mark n'a pas de coin, lui?
- Evet. - Kahve hazır.
- Le café est prêt.
Kahve hazır. Alış verişi de yaptım.
Café prêt et j'ai pris la liberté de faire des courses.
Adam sabah uyanınca başlar.. .. uzun bir duş alır.. .. sonra kahvaltı yapar, kahve hazırlar..
Ça commencerait par un type qui se lève... il prend une longue douche... son petit-déjeuner, se fait du café... lit le journal.
Anne.. Kahve hazır.
Mère, le café est prêt.
Kahve hazır. Çekirdeklerini kendim çektim.
Le café est fait, je l'ai moulu en le piétinant.
Hazır görevden bahsetmişken... biz Spenalzo'yu kilere indirirken siz de bize kahve yapın.
A propos de service, fais du café pendant que nous descendons M. Spenalzo... à la cave.
Kahve, müşterilerin gözü önünde hazırlanır.
Ici, le comptoir. Les clients peuvent voir le café se faire.
- Kahve hazır mı?
- C'est servi?
Biraz kahve içsem iyi olur. Bir dakika içinde kahven hazır.
Il me faudrait une tasse de café.
Kahve birazdan hazır olur.
Le café sera bientôt prêt.
Kahve neredeyse hazır.
Le café est prêt.
Tam iki saattir burada bekliyoruz ve sen bize hazır kahve getiriyorsun.
On attend depuis deux heures et il te faut un café instantané?
- Bu hazır kahve.
- Instantané.
Kahve hazır beyler.
Le café est prêt.
Haydi Simone! Ciro! Gelin artık kahve neredeyse hazır.
Le café va être prêt.
Kahve birkaç dakikaya hazır olur, beyler.
Le café sera prêt dans quelques minutes.
Kahve birazdan hazır.
Le café sera bientôt prêt.
SAFEWAY Hazır Kahve
Café instantané
Kahve bir dakika içinde hazır.
Le café sera prêt dans une minute.
Gitmeden önce şirket sekreterine bir not bırakmış. Notun konusu çıkardığın işten ne kadar düş kırıklığına uğradığı ve özellikle senin neden adını değiştirerek Conquistador Hazır Kahve'yi Conquistador Hazır Cüzam yaptığın.
Avant d'en finir, il a laissé un mot au secrétaire de la société pour souligner combien il était déçu de votre travail, en particulier votre idée de changer le nom de
İki koli hazır kahve.
Oui, deux caisses de café.
Kahve de hazır.
Je vous ai préparé du café au bain-marie.
Kahve birkaç dakika içinde hazır olur.
Le café est presque prêt.
Grotowski'yle gece yarısı otel odamda bir araya geldik ve gece yarısından ertesi gün saat 11'e kadar sohbet edip, tıraş köpüğümün kapağından hazır kahve içtik. - Tanrım.
On s'est retrouvé à minuit dans ma chambre d'hôtel, on a bu du Nescafé dans le couvercle de ma boîte à savon, et on a discuté de minuit jusqu'à 11 heures le lendemain matin!
- Kahve. - Hazır mısınız?
- Vous êtes prêts?
Kahve şimdi hazır olur.
Ensuite, le café sera servi.
- Kahve hazır.
Le café est prêt.
su ve kahve bulunan bir çantayı kapının yanındaki koridorda hep hazır tutardık. o işte.
Dans le couloir, à côté de la porte, il y avait toujours un sac prêt avec des pulls, de l'eau, du café, ou ce qu'on faisait passer pour du café à l'époque.
Rich hazır kahve uyar mı?
- Il n'y a que de l'instantané, ça va aller? - Oui.
Kahve hazır.
Nous avons parlé à l'inspecteur...
Evde sadece hazır kahve mi var?
Du café en poudre.
Hazır kahve olduğuna inanamıyorum.
C'est vraiment de l'instantané?
( Hazır kahve markası )
Bon, ça suffit!
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırlan 155
hazırmısın 32
hazırlar 37
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırlan 155
hazırmısın 32
hazırlar 37
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazırsın 36
hazır mısınız 587
hazır değil 19
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır mı 131
hazır olacağım 27
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazırsın 36
hazır mısınız 587
hazır değil 19
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır mı 131
hazır olacağım 27