English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kanıt yok

Kanıt yok traduction Français

2,411 traduction parallèle
Değil mi? Çünkü Pellit'i öldürdüğüme dair bir kanıt yok ortada.
Je ne vois rien qui prouve que j'ai tué Pellit.
Elimde kesin bir kanıt yok elbette.
Je n'ai pas les moyens de le prouver, bien sûr.
Çalışmalara göre, Forsythia'nın işe yaradığına dair hiçbir kanıt yok.
Mais les études démentent que le forsythia marche.
Bay Simon'ın homo olduğuna dair kanıt yok.
Aucune preuve que M. Simon soit homo.
Kanıt yok...
Sans preuve.
Bunun ölümüne katkıda bulunduğuna dair bir kanıt yok.
Rien ne prouve que cela a causé sa mort.
- Castle, kanıt yok. Henüz yok.
À l'amitié, qu'elle dure toujours.
Kitap yazması veya davayla ilgili notlar almasıyla ilgili kanıt yok.
Pas trace d'un livre, ni de notes sur le procès.
Elinde kanıt yok.
Aucune preuve.
Sana ödeme yapıldığına dair kanıt yok.
Y a aucune preuve de paiement.
Onları senin sızdırdığına dair kanıt yok. Yani...
Rien ne prouve que tu les as refourguées.
Bir şey yaptığıma dair hiçbir kanıt yok.
Il n'y a aucune preuve que je suis coupable.
Bir şey yaptığıma dair hiçbir kanıt yok.
Vous n'avez aucune preuve contre moi.
Ayrıca, niye bana inansınlar ki? Elimizde kanıt yok.
Pourquoi me croiraient-ils?
Bak, bacanağımın elinde hiç kanıt yok.
Mon beau-frère n'a aucune preuve contre vous.
Hiç fiziksel kanıt yok.
Pas de preuves physiques.
Şiddet uygulamak için evine geldiğini gösteren bir kanıt yok.
Il n'y a rien qui suggère qu'il était là pour être violent.
Kanıt yok. Evini araştırdık, not da bırakmamış.
Pas de preuve.J'ai cherché dans sa maison, pas de mot.
Riskler resmi olarak tespit edilmemiş. Bir kanıt yok.
Le risque n'a pas été établi, il n'y a pas de preuve.
Bunu kanıtlamak için elinde hiçbir kanıt yok, George.
Tu n'as aucune preuve de ça, George.
Bir gelişme gösterdiğimiz halde, henüz birilerini suçlayamam. Elimizde gereken oranda kanıt yok.
Nous progressons mais j'hésite à porter des accusations, parce que nous manquons de preuves.
Siyanür ve eterin birlikte kullanıldığı birçok alan var ve bizim elimizde, bu iki adamın ölümlerinden önce aynı anda aynı yerde bulunduklarına dair bir kanıt yok.
Cyanure et éther ont d'autres usages, et on n'a pas de preuve que les deux étaient au même endroit au même moment avant leur mort.
Başka kanıt yok mu? Sadece bu mektup mu?
Aucune preuve, juste la lettre?
Elimizde hayvanın içinden bulunabilecek hiçbir kanıt yok.
{ \ pos ( 192,220 ) } Ça ne vient pas de l'intérieur de l'animal.
O sırada başka yerde olduğuna dair bir kanıt yok. - Suça iten sebep de yok ama!
- Et le mobile?
Elimde kanıt yok ama olacak.
Je n'ai pas de preuve, j'en aurai.
Ne demek kanıt falan yok.
Aucune preuve?
Kanıtım yok.
Je n'ai pas de preuves.
Bu adamın, kanıtı olmadan, yıllardır inşa ettiğimiz itibarımızı yok edebileceğini düşünmek mi?
Penser qu'il peut ruiner des réputations qu'on a mis des années à bâtir sans l'ombre de la moindre preuve.
Dr. Brennan onun ayaksız halde hala yaşıyor olabileceğini söyleyecektir, çünkü vücudun kalanı olmaksızın vefatına dair somut bir kanıtımız yok.
Le Dr Brennan dirait qu'il peut être encore vivant, mais sans pieds... parce que, sans le reste du corps, nous n'avons pas de preuve de décès.
Beni tutuklayamazsınız. Hiçbir kanıtınız yok.
Vous ne pouvez pas m'arrêter sans preuve.
Hayır. Haklısınız. Bu işin steroitlerle alakası olduğuna dair bir kanıtımız yok.
Vous avez raison, on n'a aucune preuve que les stéroïdes jouent un rôle dans l'affaire.
Bunun için kanıtınız yok.
Vous n'avez pas de preuves.
Seni oraya göndermiyorum. Neel McCauley'i davaya bağlayan sağlam bir kanıtın yok.
Pas de LA sans piste sérieuse reliant McCauley au meurtre.
Bunun elinde tek bir kanıt olsa müvekkilimi tutuklayacak bir adamdan gelen abartılı bir tahmin olduğunu kabul edelim. Mahkeme celbine yetkimiz yok, Bay Lee.
Sachant que ce n'est que l'hypothèse, d'un homme qui arrêterait mon client s'il avait une preuve.
Kanıtın yok, tamam mı?
Tu n'as pas de preuves pas vrai?
Elle tutulur bir kanıtım yok.
- J'ai pas de vraie preuve.
Yeterli kanıtımız yok mu?
- On n'a pas assez?
tamam, Miss Weatherly şeytanın tohumu olabilir 1135 01 : 08 : 55,860 - - 01 : 08 : 57,327 ama kanıtınız olmadıkça sizi kovmaktan başka yapabileceğim bir şey yok resmi olarak daha kötü olamazdı
Mlle Weatherly est peut-être Lucifer en personne, mais à moins d'en avoir la preuve, je n'ai pas le choix, je dois vous renvoyer. Ça ne pouvait pas être pire.
Hiç kanıtınız yok ki.
Peu? Vous n'en avez pas.
İşadamlığı senin kanında yok.
- T'as aucun sens des affaires.
Ceset yok, kanıt da yok.
Pas de corps, pas de preuve.
Kanıtınız yok.
T'as pas de preuves.
Aleyhime kanıtınız yok.
- Vous avez rien sur moi. - Allez. On y va..
Sen kanıtı yok mu ettin?
Détruit une preuve?
Kalan Yıldızlar Cretanlılar'a verildi, kutsal şehrin altında kalan diğer Kan Yıldızları için kazı yapıldığına dair hiçbir kayıt yok.
Les archives ne disent pas si Creta a trouvé des Étoiles Sanguines. Celles que l'on a déterrées doivent reposer dans la Terre Sainte.
Bir idam davasında kanıtı bilerek yok etmişsin.
Vous avez supprimé une preuve dans un cas de peine de mort.
Ama annemin öldürülmesiyle ilgili sahip olduğumuz tek kanıt o alet çantasının içindeydi ve o artık yok.
La seule preuve qu'on avait sur le meurtre de maman était dans cette boîte, et on ne l'a plus.
Ama kanıtın yok.
Mais vous n'avez pas de preuve.
Hayır, kanıtım yok.
Non, je n'ai pas de preuve.
Annemin öldürülmesiyle ilgili kanıtım yok.
Pas de preuve concernant le meurtre de ma mère.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]