English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kapalı mı

Kapalı mı traduction Français

2,116 traduction parallèle
Claire'le yattığın gece, bahçe kapısı açık mıydı, kapalı mı?
La nuit où vous étiez avec Claire, la porte-fenêtre était-elle fermée?
Tüm park bölümleri ziyaretçi araçlara kapalı mı?
Tous les parkings ont-ils des places visiteurs?
Işıklar açık mı olsun kapalı mı?
- Lumières allumées ou éteintes?
Şey, üzgünüm. Sıcak sütümü henüz içtim yani bu da demek ki işe kapalıyım.
Désolé, je viens de boire mon lait chaud ce qui veut dire que je suis fermé.
Gözleri öylesine huzurlu şekilde kapalıydı ki ; bir an öylece duruyorsunuz.
Il était si paisible avec ses yeux fermés... Ça m'a figé pendant un instant.
Amirim. Birkaç gün daha kapalıyız ama, size yardım edebileceğim bir konu var mı?
Chef. mais en quoi puis-je vous aider?
{ \ pos ( 192,210 ) } Dağıtımcımız geçici olarak kapalı.
210 ) } Notre distributeur a un problème temporaire.
Çeneni kapalı tutup önce beni arasaydın ya...
Si vous gardé la bouche fermée et m'a appelé d'abord...
Yolun kapalı olması mı, zehirli gaz mı yoksa şu peşinizdeki Gundark mı?
L'entrée éboulée, le gaz empoisonné ou ce gundark derrière vous?
Casa de La Cruz da bacaklarım da kapalı.
La casa de la Cruz est fermée et mes jambes aussi.
Ellerini aşağı indir ve kapalı tut tamam mı?
Gardez juste la tête baissée, hein?
Aynı hücrede olmak bile yeterince kötü. Fakat en azından şu düşük çeneni kapalı tutabilir misin?
Être dans la même cellule est déjà assez pénible, alors, pourriez-vous au moins m'épargner votre bavardage incessant?
Kurulun kapalı kapılar ardında konuştuğu her şeyi tartışamayacağımı biliyorsun.
Je ne peux pas parler de ce dont parle le comité en privé.
Kapalı sanırım.
- Oui, je crois.
Umarım bu üstü kapalı bir cümledir. Demek istediğimi anladınız.
Rassure-moi, c'est un langage codé?
Ağzımın fermuarı kapalı. Tamamen sır.
Chut, motus et bouche cousue.
Bugün, öğle yemeği zamanında kapalıyım.
Et je ne peux servir aucun couvert à midi.
Tünaydın, Üzgünüm, Korkarım şu anda iş için kapalıyız, Ama bir numara vereb...
Bonsoir, désolé, je crains que... nous ne soyons fermés, mais j'ai nombre de...
Kapalı olacağım.
Je suis partie, alors.
Set kapalı, tamam mı?
Le plateau est fermé, OK?
Ana şalter neden kapalı bilen var mı?
Quelqu'un sait pourquoi le courant est coupé?
Bazı başarılı yalanlarım arasında metro arızası asansörde kapalı kalma ve sosisli satıcısıyla kavga etmek var.
J'ai eu du succès avec "métro en panne", "coincé dans l'ascenseur"
Telsizinin kapalı olmasının bir nedeni var mı?
C'est par hasard que ta radio est coupée?
Önceden aradım ama telefonun kapalıydı.
J'ai appelé plus tôt mais ton téléphone était éteint.
Hadi bir bira kapalım ve eskileri konuşalım.
Prenons une bière et rattrapons-nous.
Ashkan, ne yapmalıyım onun telefonu kapalı.
Ashkan, je fais quoi? Son portable est éteint.
Bir ana yoldayım, kapalı bir ana yol! Yeter!
Je suis près de l'autoroute, juste à côté de l'autoroute!
Seninle tatlı ve sert seks yapma fırsatına gözüm kapalı atlarım.
Je me ferais un plaisir de te faire fougueusement l'amour...
Peki Laertes, sen gerçeği arıyorsan eğer, sevgili babanın ölümünün ardındaki gerçeği, dost düşman dinlemeden, bu işte kazanan kim, kaybeden kim demeden, gözü kapalı saldırmak mı senin öç alma yolun?
Bon Laertes, parce que vous désirez savoir la vérité sur la mort de votre cher père, est-il écrit dans votre vengeance que vous ruinerez par un coup suprême amis et ennemis, ceux qui perdent et ceux qui gagnent à cette mort?
Tanrım Evan, O gerçekten... dışarıya kapalı.
Evan, il est très... secret.
Bizi buraya koymadılar, bu yüzden saçlarımızı kontrol etmeliyiz. Aptal çeneni kapalı tut.
Le miroir, c'est pas pour qu'on s'admire alors ferme ta gueule.
Çocukken evin ishal kedisi Mr.B ile tuvalette kapalı kalmış
Enfant, il a été enfermé dans un placard avec son chat incontinent, M. B.
Çenemi kapalı tutayım en iyisi.
Mais je ne dirai rien. Je vais la fermer.
Gözlerim kapalı, parmaklarım çapraz ilerlemeyeceğim ben bu yolda.
Je ne peux pas fermer les yeux et croiser les doigts.
- Bilmiyorum. "Ye, dua et, sev" fikri harika olsa da onun bir ay boyunca çenesini kapalı tutabileceğinden şüphe duyarım.
Son "manger, prier, aimer" est génial et tout mais je doute fort qu'elle puisse se taire pour un mois. - C'est l'heure de partir.
Ben çenemi kapalı tutarım. Sen ne istersen onu yap.
Je vais me taire et tu feras ce que vous voudras.
Gözlerin hala kapalı mı?
Tes yeux sont toujours fermés?
Kartlarımı kapalı oynadım.
Personne n'a vu mes cartes.
Yükselteç şu an kapalı ama Martha pozitif elektronlarla kutbu vurduğunda garajımın üstündeki elektromanyetik atım, onu açık konuma getirebilir.
Quand Martha bombardera le pôle de positrons, l'onde EM pourrait le rallumer.
Sizin kapalı çeneleriniz benim konuşmalarım var!
Vous, vous la fermez et moi, je parle!
Sanırım çenenizi kapalı tutacağınız konusunda size güvenebilirim.
J'imagine que je vais devoir vous faire confiance.
Pekala, Birinci Takım, dinleyin ikinci bir emre kadar, tüm telsizler kapalı olsun.
Écoutez. On suppose que la radio est compromise.
Ama açık otoparka park etmek lazım çünkü kapalı otoparklarda huzursuz oluyor.
Mais ils ont un parking au sous-sol, et le parking le dérange.
Rahat ol, tamam mı? Boğaz yolu kapalı, dişleri kenetlenmiş.
Sa gorge se ferme et se contracte.
Bana kapalı alan korkundan bahsettiğini hatırlıyorum.
Je me souviens de ce que tu m'as dit à propos de ta peur des espaces clos.
Sanırım babasının tabutu kapalıydı.
Le cercueil devait être fermé.
Bizim birçok çifte yardımımız dokundu. Seksi kapalı, karanlık bir zindandan çıkardık.
On a aidé plein de couples en dédramatisant l'acte sexuel.
Bak, yalnızca çeneni kapalı tut, tamam mı?
J'aimerais que tu te taises.
Bak, sadece çeneni kapalı tut, tamam mı?
J'aimerais que tu te taises.
Bütün gün duruşma öncesi konferansta olacağım. Telefonum kapalı duracak. Ama unutma, daha sonra delilleri imzalamamız lazım.
Je serai en audience préliminaire, donc injoignable, mais n'oublie pas, il faut choisir les épreuves.
Eğer yalan söylersek, kafamızı kırarlar, ağzımızı kapalı tutarlar suratımıza suratımıza birkaç yumruk falan atarlar ve karşılık almazlar.
En mentant, en baissant la tête, en se taisant... en laissant des crétins... nous défoncer sans répliquer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]