Karnın aç mı traduction Français
193 traduction parallèle
Karnın aç mı?
"Tu as faim?"
Karnın aç mı? Evet, kulise gelebilme cesaretini toplayabilmek için saat 2'den beri tiyatrodayım.
Je suis arrivée à 2h pour vous voir, j'avais peur!
Karnın aç mı?
T'as faim, hein?
Karnın aç mı?
- Tu veux manger quelque chose?
Üşüyor musun? Karnın aç mı?
As-tu assez mangé?
Karnın aç mı?
Avez-vous faim?
Karnın aç mı?
Vous mangez quelque chose?
Karnın aç mı Harold?
Tu as faim, Harold?
Karnın aç mı?
Tu n'as pas faim?
Karnın aç mı güzelim?
Tu as faim, ma chérie.
Karnın aç mı?
Tu as faim, n'est-ce pas?
Hey, Fawkes, karnın aç mı?
Fawkes, tu as faim?
Neden, karnın aç mı?
Pourquoi, tu as faim?
Karnın aç mı?
Vous avez faim ou...
- Karnın aç mı, hayatım?
- Vous avez faim?
- Karnın aç mı? Yemek ısıtacağım da.
Tu veux manger quelque chose?
Karnın aç mı? " gibi.
Tu as faim? "
Dinle. Karnın aç mı?
Tu as faim, ma puce?
Özellikle de öğle yemeği vakti geldiğinde? Karnınız acıkmadı mı?
Et vous n'avez pas faim au moment des repas?
Karnım aç ve odamın kirasını bile ödeyemiyorum.
J'ai faim et je n'ai pas l'argent du loyer.
Karnınız aç mı?
Ah! faim!
Her üç günde bir karnımın acıkması ne tuhaf.
C'est drôle.
- Karnınız aç mı? - Açıkçası, evet.
- Franchement, oui.
Karnın aç mı?
Tu as faim?
Karnınız aç mı?
Vous n'avez pas faim?
Uykum yok. Karnım aç.
Je n'ai pas sommeil, j'ai faim.
Geç kaldın. Karnım aç.
Tu es en retard!
"Aç karnına, bir başıma, avare dolaşırım yalçın tepelerde. Bedenim çileler içinde."
" Seul, seul et famélique par la montée allais, brisant aux tribulations la main et le pied.
Ama karnımız aç, dünden beri birşey yemedik te.
Mais on n'a rien mangé depuis hier matin.
Merak ediyorum aslında Henry, bir gün bir şeyi umursayacak olsam bu, hiç de adetim olmadığı üzere karnımın acıkması olurdu.
En fait, Henri, je me demande si tout ne m'est pas égal. Je me demande si je suis avide par habitude.
Acıdan korkmuyorum... ama karnımın üzerindesin!
C'est impossible. Votre souffle me chatouille le ventre.
Al canım ; karnın acıkmıştır senin.
Allez, prends ça. Tu as faim.
Üşüdüm, karnım aç ıslak ve yorgunum, öfkem burnumda. Haydi, uzatmayın.
Je suis fatigué et de mauvaise humeur, alors finissons-en.
Nasıl bu kadar vefasız olabilirsiniz? Açıklamalarına karnım tok!
On s'est vus plusieurs fois et vous m'avez parlé comme si de rien n'était.
Karnın acıktı mı?
Tu as faim?
Aptal kitabın karnımı acıktırdı.
Ton bouquin idiot m'a fichu la fringale.
Karnım çok aç değil.
Je n'ai pas très faim...
Burada yaşadığım 1 2 yıl boyunca karnımı tıka basa doyurmaktan fitilimi ateşlemekten ve aç köylülerden zorla vergi almaktan başka şey yapmadım.
Pendant les douze ans que j'ai passés ici... je n'ai fait que remplir ma panse... tremper ma trique... et extorquer à des paysans affamés, la dîme!
Karnın aç mı?
T'as faim?
Aç karnına olmaz. Kahve yapacağım.
Vous n'allez pas partir le ventre vide.
Çünkü burada oyun hiç bitmez. Karnınız mı aç?
Ici le jeu ne s'arrête jamais.
"Ayakların üşürken karnın acıkırsa ister canım pizza."
"Nourrir un rhume et s'affamer pour une pizza."
Sizin aç karnınızı doyurmaktan bıktım.
Ras-le-bol.
Karnım beni bıçakladığın yerden hala acıyor.
Après le coup de couteau que tu m'as filé dans le bide, je peux pas.
Açıktan ölüyorum. - Gel, karnını doyuralım senin.
- Bien, allons te chercher à manger!
Karnınız aç mı?
Vous avez faim?
Yarım saat sonra yeniden karnın acıkır.
Tu auras faim dans une demi-heure.
"'Karnın aç ve paran yok, Yiyecek çalar mısın? "'
"Vous avez faim et êtes sans le sou. Vous volez?"
Kahramanlık karnını acıktırdı mı?
L'héroïsme te donne faim?
Karnı aç olmayan bir Bajoranlı ile tanıştığımı hatırlamıyorum.
Ca fait bien longtemps que je n'ai pas vu un Bajoran rassasié.
Ve sonra, burnunu yaptırdığını açıkladı, ve yanaklarında implant olduğunu ve karnını...
et elle m'a avoué s'être fait refaire le nez... et remonter les pommettes. Quant au ventre...