Karın var mı traduction Français
846 traduction parallèle
- Karın var mı Muspratt?
- Avez-vous une femme?
Karın var mı?
Avez-vous une femme?
- Karın var mı ki? - Hayır.
- Tu as une femme?
- Karın var mı? - Evet, sinyora.
- Avez-vous une femme?
- Karın var mı peki?
- Avez-vous une femme?
Bir karın var mı asker?
L'état de choc, ça n'existe pas. Avez-vous une épouse, soldat?
- Senim evde bir karın var mı, Brennan?
- Vous avez une femme, Brennan?
Karın var mı?
Vous avez une femme?
Senin... Karın var mı?
Vous avez... une femme?
Bu komşuluk mu oluyor? Peki siz bana nasıl bir komşuluk yaptınız? Karım yoksa bir gelinim var.
Vous êtes un obstacle sur mon chemin... et personne ne reste sur mon chemin, ou alors... on y reste à mes conditions!
Senin için çalışmak için mi, kendi çıkarın için mi? Dağlarda, hoş bir yerde senin için bir tatil planlamıştım. Nerde... onların cafcaflı konferansları ve briç oyunları var.
J'organise un séjour à la montagne, où on peut jouer au bridge, et parler d'art.
Bu çok kötü bir şey! Karımın vatanı Avusturya'da çok güzel av hayvanları var, yabani horoz mesela.
Chez ma femme, en Autriche, on chasse le coq des bois.
Karımın annesi var, karınlarını doyurmalıyım.
Il leur faut à manger.
- Harcayacak çok karımız var. Neden olmasın?
- Nous faisons assez de bénéfices.
Karınız var mı efendim?
Vous êtes marié?
Senin dört karın mı var?
Tu en as quatre?
Laura'nın mektuplarını karıştırmanıza itirazım var özellikle de benden gelenlerini.
Je déteste que vous lisiez mes lettres à Laura. surtout les miennes.
Annenizin bir karın ağrısı var ve biri ondan kurtulmasına yardım edene kadar iyi hissetmeyecek.
Votre mère a besoin de décharger son coeur.
- Karınızın silahı var mı bay Kingsby?
- Votre femme avait-elle un revolver?
- Karımın bununla ne ilgisi var?
- Ma femme?
Memur Peters, karınız ve çocuklarınız var mı?
Agent Peters, avez vous une femme et des enfants?
Bay Stroud, hatta Salt Lake var ve karınız da sizi arayıp duruyor.
Une minute. M. Stroud, Salt Lake au téléphone. - Et votre femme a appelé.
Karımın bana ihtiyacı var.
Ma femme a besoin de moi.
- Emir alırım. Karın ve üç çocuğun var. Oğlun Princeton'a gidiyor.
Tu as une femme et trois enfants et ton fils va à Princeton.
Sen ve senin Nagel'in, eğer varsa, bir çift şantajcısınız, insanları kandırmak gibi bir ortak çıkarınız var.
Vous et votre M. Nagel, s'il existe... vous n'êtes qu'un couple de maîtres chanteurs, unis par votre ardeur à escroquer les gens.
Yasemin kokusunun başını döndüreceği erkeklerden değil sanırım. Belle Reve'yi kaybetmiş ve onun himayesi olmadan devam etmek zorunda olduğumuza göre, belki de kanımızı onunki ile karıştırmakta fayda var.
II n'est pas de ceux que Ie jasmin transporte, mais iI nous faut un sang neuf, puisque belle Rêve n'est plus, puisque belle Rêve n'est plus là pour nous protéger.
Sizinle konuşuyorum ama aklımdan : " Karımın St.Louis'te ne işi var?
Je vous parle, mais je pense : " Que fait ma femme à St. Louis?
Yaman bir bozguncu olarak çıkar karşımıza. Türlü imkânları da var, biliyorsunuz. Bunları geliştirecek olursa, hepimizin başını derde sokabilir.
Ce sera un fin stratège et s'il prospère, il peut nous gêner tous!
Karınızdan mektup var mı efendim?
As-tu des lettres de ta femme?
Carl, bu ırmağın kolunun nerenin içine karıştığı hakkında bir fikrin var mı?
Carl, vous savez où se jette cet affluent?
Karısını trene binerken gören var mı?
Quelqu'un a-t-il vu la femme monter dans le train?
Karısıyla çay saatinden önce, birlikte olmamız için sadece yarım saatimiz var.
Nous n'avons que 30 min avant qu'il ne retourne à sa femme.
Benim bir karım ve çocuğum var, başkasının parası için öldürülmek istemiyorum, ne kadar olursa olsun.
J'ai une femme, une famille. Pas question d'être tué pour le fric d'un autre, quel que soit le montant.
Orada dört poliçemiz var. Karımın, benim ve iki oğlumuzun.
Nous avons 4 polices d'assurance.
Bir karın var mı?
Oui. Avez-vous une épouse?
Quill'in karınıza tecavüz etmesiyle ilgili içinizde bir kuşku var mı?
Avez-vous un doute sur le fait que Barney Quill ait violé Mme Manion?
Vefatınız sonrası normalin üzerinde sıkıntı çekecek bir karınız ya da aileniz var mı?
Avez-vous une femme ou des parents qui souffriront de votre départ?
Aslında karımın buraya gelememe ihtimali var.
Ma femme ne viendra sans doute pas. Elle n'est pas bien.
Sadece şeyden önce sürdükleri timsah yağı ve baharatlardan oluşan bir karışım. Bazı Afrikalıların daha uzun sürsün diye kullandığı var ya.
Celle qu'utilisent certains Africains... pour durer plus longtemps?
Oh, karımın bir teorisi var.
- Zelda a une théorie.
Anahtarın buradan nasıl çıkarıldığı hakkında fikri olan var mı?
Avez-vous une idée sur la manière dont la clef est sortie d'ici?
Yedi tane karım var, ama henüz hiçbiri Rus değil.
Je possède sept femmes, mais je n'en ai pas de russe.
Karına karşı sorumlulukların var mı?
Vous avez prévenu votre femme?
Bu savunmasız hayvanların ağzı var dili yok. Böylesine ahlaksız bir çapkının asla ailesini geçindirmek ve karısını mutlu etmek için zor şartlarda çalışan bir kocanın yerini alamayacağını karım bu şekilde anlayacaktı.
Ces pauvres créatures muettes et tristes aidèrent ma femme à comprendre, que ce personnage méprisable, ne pourrait remplacer un mari, qui à la sueur de son front, jour après jour nourrit sa famille, et apporte le bonheur à sa femme.
Karımın orada bir adamla randevusu var.
Elle a un rendez-vous avec un homme.
İşte. Karışımımın içinde Bir balık var.
Il y a un poisson dans mon mélange.
Karının parası var mı?
Elle a de l'argent, votre femme?
Onun kiniyle karısının bir ilgisi var mı?
Sa femme a un rôle dans l'histoire?
Karımın bir parça mücevheri var.
Ma femme a un bijou de valeur.
Karınızın ve kızınızın toplamda yarım milyonluk mücevherleri var, değil mi?
Votre femme et votre fille ont une fortune en bijoux?
Karımın böbrek hastalığı var.
Ma femme a des problèmes rénaux.