Kocam mı traduction Français
2,576 traduction parallèle
Benim basiretsiz kocam mı senden söylemeni istedi?
Est-ce que mon minus de mari t'a dit de faire ça?
Dikkatimi çekti de kocamı pek sevmiyor gibiler.
Je n'ai pas pu m'empêcher de remarquer qu'elles n'aimaient pas mon mari.
Lee, ben kocamı tanıdığımı sanıyorum.
Je connais mon mari.
Bana kocamın işini alıp almayacağımı soruyorsunuz.
Vous me demandez hypothétiquement si je veux le travail de mon mari?
Eğer biri eski kocamın ağzını burnunu dağıtacaksa o ben olacağım.
Si quelqu'un doit le faire, c'est moi.
Yaklaşan bir yıldönümümüz var ve kocam da sınır olmadığını söyledi bu yüzden ben de neden mücevher almayayım dedim.
J'ai un anniversaire de prévu, et mon mari m'a dit que seul le ciel était ma limite, Alors je me disais pourquoi pas des bijoux?
Bana kocamın öldüğünü söylediler.
Ils m'ont dit que mon mari est mort.
Bebeğimi kaybettim neredeyse kocamı kaybediyordum ve hiç iyileşememe ihtimali olan en yakın arkadaşımı.
J'ai perdu un bébé, j'ai failli perdre mon mari, et ma meilleure amie pourrait ne jamais s'en remettre.
Ona bakamamıştım. Kocam... Uzun zaman boyunca...
Je ne pouvais plus le regarder... mon époux... depuis si longtemps.
sen kocamı aldın.bense biraz çikolatalı kek mi alacağım?
Tu piques mon mari, et tout ce que j'ai ce sont des gâteaux?
Kocam- - Buradaki bir adam yemek var mı diye soruyor.
Mon ma... Un type veut savoir s'il y aura à manger.
Sonra körolasıca kocam o beş para etmez fahişeyle kaçtı. Bana da ödeyemeyeceğim bir ev kredisi ve kürekle mısır gevreği yiyen 16 yaşında bir çocuk bıraktı.
Puis mon salaud de mari est parti avec une pute et m'a laissée avec un emprunt trop cher à payer et un fils de 16 ans qui mangeait des céréales avec une pelle à neige.
Geçen gece, pislik kocam bana dedi ki "Ceketini giy." Ona dedim ki, "Beni nereye götürüyorsun?"
Hier, mon enfoiré de mari m'a dit : "Prend ton manteau". Et moi, "tu m'emmènes où?"
Tanrım, kocam...
- Seigneur, mon mari!
Kocamı geri alacağım.
Je retrouverai mon mari.
Benimle evliyken onunla görüşebilirsin, kocamın özel hayatıyla ilgilenmem.
Même si je me marie, je ne veux pas de m'immiscer dans la vie privée de mon mari.
Kocam bana yine o iş sohbetlerinden birine katlanmak zorunda kalmayacaksın demişti.
Mon époux avait promis de m'épargner une discussion d'affaires.
Polisi aradınız mı ya da kocamı?
Vous avez prévenu la police?
Tae Seong'un duygularını hiç düşünmedin mi? Benimle bir damla bile kan taşımıyor ve kocamın da çocuğu değil söyle bana onu neden umursayayım?
N'as-tu jamais pensé aux sentiments de Tae Seong? alors pourquoi est-ce que je devrais me soucier de lui?
Kocam yerine sen gelsen olmaz mı?
Tu veux pas remplacer mon mari?
Kocam bana bir iş ayarladı.
Mon mari m'a trouvé un travail.
Kocam bunu bıraktı ve ben de aç olabileceğinizi düşündüm.
Mon mari m'a déposé ça. Alors, j'ai pensé à vous.
- Bırakın da kocamı arayayım. - Hadi bakalım.
- Laissez-moi l'appeler.
- Kocamı bulmam lazım!
Je dois trouver mon mari.
- Kocamı bulmak zorundayım!
- Je dois le trouver.
Kocamın giysilerinden hazırladım.
J'ai sorti quelques vêtements de mon mari.
Ne yapsaydım? - Kocamın bunlardan haberi yok mu deseydim?
J'aurais dû me taire, ne pas te mentionner?
Kocam konuşmamı istiyor. Açıklama yapmamı.
Joe veut que je m'exprime, que je témoigne.
Fakat incileri ikiz çocuklarımın doğumunda kocam hediye etmişti ve kesinlikle tartışma konusu bile yapılamaz.
elles sont absolument non négociables.
Kocam evlenme teklif ettiğinde, sepetler örmüştü.
Quand mon mari m'a demandée en mariage, il m'a tressé
Rahmetli kocam Othar, eve zorla giren olursa diye kullanmayı öğretmişti.
Feu mon mari m'a appris, en cas d'attaque de voyous.
Kocamı özledim.
Je m'ennuie de mon mari.
Ayrıca kocam paramı ıvır zıvıra harcadım diye kızacak.
Et mon mari détesterait que je gâche de l'argent pour une chose triviale.
- Sanırım kocam kayıp, evet.
Mon mari a disparu. Je crois, oui.
Benim kocam beni hamburgerciye bile götürmez.
Mon mari m'offre même pas le resto.
Kocam öldü, üvey kızım bana acı çektiriyor.
Mon mari est mort, ma belle-fille est abusive.
Ama ben kocam öldüğünden beri yaklaşık beş yıl, 11 ay ve yedi gündür yapmadım.
Mais je l'ai pas refait depuis que mon mari est mort.
ama kocam beni arayıp diğer bir toplantısının geç saatlere kadar süreceğini söylediğinde, işte o zaman birşeyler uçup gidiyor.
Mais quand mon mari m'appelle pour me dire qu'il travaille tard, mes bonnes intentions s'envolent.
Doğru adamı bulabilsem, kocamı terk ederim diye hep hayal kurardım.
J'ai toujours pensé que si je trouvais l'homme parfait, je le quitterais.
Seni Mitchell ve Cameron'la tanıştırayım. - Kocam Bobby.
Je voulais te présenter Mitchell et Cameron.
"Eğer bana bir şey olursa bunu yapan kocam"?
"S'il m'arrive quelque chose, c'est mon mari"?
Beni kocam Bill ile tanıştırmıştı.
Elle m'a présenté mon mari, Bill.
Kocam bana her zaman en güzel kıyafetleri aldı.
Mon mari m'habille uniquement chez Bergdorf Goodman.
karım, kocam, köpeğim.
Ma femme, mon mari, mon chien.
- Kocamı mı beceriyorsun?
Tu te tapes mon mari?
Aklımı kocamı kaybetmiş olmaktan uzaklaştıracak bir şey lazım.
J'ai besoin de m'occuper pour oublier ma peine.
Hadi ama, kocamın bir mahkumu hamile bıraktığına ve kaçmasına yardım ettiğini ve sonra da, beni, işini, her şeyini...
Vous pensez que mon mari a mis une détenue enceinte, qu'il l'a aidée à s'échapper, et quoi?
Ne, kocam çalışsa ben kadın gibi evde kalır ve çocuğuma bakarım!
- Si je quoi? Si tu travaillais, je m'occuperais.. ... de mon fils chez moi, comme une vraie dame!
Kocam, Vincent'a olanları anlattı.
Mon mari m'a dit ce qui était arrivé à Vincent.
- Kocamın nerede olduğunu bilmemeye alıştım.
J'ai l'habitude de ne pas savoir où est mon mari.
Bu fikri kocamın annesinden alıp takviye malzemelerle güçlendirdim.
C'est une recette améliorée, sa mère m'en a donné l'idée.