Kontrol altında traduction Français
2,449 traduction parallèle
Kontrol altında.
C'est gagné.
- Her şey kontrol altında.
- On gère.
Sylar'ı kontrol altında tutarken aynı zamanda Nathan'ı hayatta tutacak bir yol bulduk.
{ \ pos ( 192,235 ) } On a pu contenir Sylar et garder Nathan en vie en même temps.
Her şey kontrol altında.
Tout est sous contrôle.
- Tamamen kontrol altında.
Tout est sous contrôle. Qu'est-ce que c'est?
Şuan her şey kontrol altında.
Pour l'instant, tout est son contrôle.
Ayrıca bu kez, heyecanını kontrol altında tut.
Et maîtrisez votre enthousiasme.
Her şey kontrol altında! - Lütfen...
Tout est sous contrôle.
Bu bile kontrol altında
Même ça, c'est sous contrôle.
İçki alışkanlığımın kontrol altında olacağına dair söz verdim, ve öyle.
J'ai promis que je ferais attention avec l'alcool, et je l'ai fait.
Kontrol altında sanmıştım ama sadece uyuyormuş.
Je crois pouvoir la contrôler, mais cette rage ne fait que dormir.
- Sakin ol canım.Herşey kontrol altında
Détends-toi. Tout est sous contrôle.
Virüs kontrol altında. Herhangi bir salgın riski yok. Walter bir tedavi buldu.
Le virus est maîtrisé et on ne craint pas une autre éruption.
Ama sıkı bir kontrol altında olacaksınız.
Mais vous êtes sur la corde raide.
- Duygularını kontrol altında tutabilirse Bilgisayar iş görür.
Il doit contrôler ses émotions pour que l'Intersect marche. Allez, flashe!
Koleksiyonu tamamlayarak hayatını kontrol altında tuttuğunu hissetmeli. Muhtemelen yaşadığı bir travmayı atlatmaya çalışıyor.
Elle a besoin que sa collection soit complète pour qu'elle puisse contrôler sa vie, probablement pour surmonter un traumatisme qu'elle a subit.
- Her şey kontrol altında.
- Terry? - Tout est sous contrôle.
Mesele şu ki, Jane'i kişiliğini kontrol altında tutabilen biriydi.
L'affaire c'est que sa Jane est en contrôle de toutes ses personnalités. Ouais!
Yeni işe giren çaylakları kontrol altında tutmak istiyorsan... onlara utanacakları şeyler yaptırmalısın.
La meilleure façon de garder les nouveaux sous sa botte... c'est de s'assurer qu'on peut dire des trucs moches sur eux.
Burada her şey kontrol altında.
J'ai la situation bien en main.
Sahip olduğu bu dürtüleri bir süredir kontrol altında tuttu.
Et les envies qu'il a eues, il a réussi à les contrôler...
- Yegâne amacı uyuşturucu satmak ve bölgesini kontrol altında tutmak için öldüren bir suç örgütüne gelince...
Une organisation criminelle dont le seul but est vendre de la drogue et tuer pour contrôler un territoire?
- böylece streslerini kontrol altında tutarlar
- Elles gèrent le stress ainsi. - Arrête!
Bu olaya nasıl bulaştınız bilmiyorum ama ben olsam öfkemi kontrol altında tutmaya çalışırdım.
Je ne sais pas ce qui vous a mis dans cette situation, mais si j'étais vous, à partir de maintenant, je calmerais mes élans de colère.
Marie, beklentilerimizi kontrol altında tutmamız çok önemli.
Marie, il ne faut pas s'emballer.
Her şey kontrol altında, üveyiğim.
J'ai la situation bien en main, ma tourterelle.
- Kontrol altında tutabilirim.
- Je peux le faire.
Geminin yarısından fazlasını kontrol altında tutuyoruz Amiral.
Nos troupes ont ratissé plus de la moitié du vaisseau.
Belki de egolarımızı kontrol altında tutmalıyıız, değil mi?
On devrait maîtriser nos ego. Non, non!
Marge, Bart'ı kontrol altında tutmak için her şeyi denediğini biliyorum :
Je sais que vous avez tout essayé pour le maîtriser...
Hayır, endişeye mahal yok. Kontrol altında. Ya da değil...
J'ai la situation en main, ou pas.
Seninle ve özel hayatınla alakalı her şeyin düzgün ve kontrol altında olduğunu bilmeliyim.
- Je dois savoir... que tout ce qui concerne ta vie privée est sous contrôle et en ordre. Ça l'est.
Zalimlik olsun diye belki ya da gücü elinde bulundurmak, kontrol altında tutmak gençlik protokole sıkı sıkı bağlı kalır.
Par cruauté. Pour le pouvoir, le contrôle. Une application stricte et juvénile du protocole.
Hatta onları açıktan tartışabiliyoruz ve o da bu hislerini kontrol altında tutuyor.
Le fait qu'il en discute ouvertement signifie qu'il les garde sous contrôle.
Bunu öyle her yerde yapamayız. Her şey kontrol altında.
Ça ne peut pas arriver n'importe où.
Sanki kontrol altında tutmaya çalışıyor gibi.
Ça a été plutôt directif.
Sen küçüklüğünden beri her zaman kendini kontrol altında tutmayı becerebildin.
Depuis... que tu es petit, tu as toujours su te contrôler.
Her şeyi kontrol edebildiğim için bana hayran olmana kızgınım çünkü ben hiçbir şeyi kontrol altında tutamıyorum. Hiçbir konuda hiçbir şey yapamıyorum.
Ça m'énerve que tu m'admires pour mon contrôle, parce que je peux rien faire.
Duygularımı kontrol altında tutabilmenin bana faydası ne ki?
Alors, à quoi ça me sert de me contrôler?
Bu işi yapacaksak kamuoyu patlamasını kontrol altında tutmalıyız.
Nous devons contrôler la réaction du public si on fait ça.
Durumu kontrol altında tutmak için yardımıma ihtiyacınız olacak.
Je peux vous aider.
Maya'nın ateşi düşüyor, kalp basıncı kontrol altında.
Maya supporte l'hypothermie.
Sarah, Chuck'ın duygularını kontrol altında tut ki Bilgisayar iş görsün.
Gardez un oeil sur Chuck pour que l'Intersect fonctionne.
Her şey kontrol altında.
Tout est réglo.
Kontrol altında tutamazlar ve onlar da bunu biliyor.
Ils savent que ça ne restera pas caché.
Ama bugünün ekipmanlarında uygulanabilecek yüzlerce şey aklıma geliyor, değişken organikleri kontrol altına alma, zehirli atıkları alan dışında ve topraktan uzak tutma, zehirli olmayan parçalama sıvıları ve yüzlerce daha başka iyileştirme yöntemi ya da hepsine lanet olsun da diyebiliriz. Bunun yerine güneş panelleri inşa edemez miyiz?
Pour sécuriser ces usines, il suffirait de capter les composés organiques volatiles, de stocker les déchets hors site ou hors-sol, d'opter pour des liquides non-toxiques, ou simplement de passer à l'énergie solaire.
Her şey kontrol altında mı?
Tout va bien se passer.
Dr. Foster, baskı altında kendimi nasıl kontrol edebiliyorum görüyorsunuz.
Je sais comment me comporter sous pression, Dr Foster.
Her şeyin kontrol altında olduğunu size temin ederim.
Tout est sous contrôle.
Yeni eyephone'la birlikte film izleyebilir, müzik dinleyebilir, arkadaşlarınızı yok sayabilir eski sevgilinizi takip edebilir, kalabalık otobüste porno indirebilir hatta tren altında kalmak üzereyken e-maillerinizi kontrol edebilirsiniz.
Avec le nouveau eyePhone, vous pouvez regarder, écouter et ignorer vos amis, suivre votre ex, télécharger de la porno dans l'autobus et même vérifier vos courriels en vous faisant frapper.
Endişeye mahal yok. Kontrol altında. Ya da değil...
Tu t'entraineras dans le garage jusqu'à l'arrivée du bateau scolaire.