Kızlar mı traduction Français
5,889 traduction parallèle
Kızlarımız onu gördü.
Nos filles l'ont vue.
Kendimi meşgul ediyorum işte. Balık, kızlar.
Tu sais, j'ai essayé de m'occuper, la pêche, les femmes.
Reggie sürekli okulumdaki kızları sorardı. Birkaç kez de Dewall'ı tuhaf şeyler söylerken duydum.
Reggie m'interrogeait toujours sur les filles de mon école, et j'ai vu Dewall quelques fois, il disait des trucs dingues.
Tüm insanların oğullarına ve kızlarına yapacaklarımı.
Ce que je ferai à tous les fils et filles de l'homme.
Kızlarım için hayatımı adadım.
- J'ai consacré toute ma vie à mes filles...
Kızlarımın bu kilisede evlenmelerini çok istemiştim.
Je m'en veux de penser comme ça... J'aurai tellement aimé les marier dans cette église.
- Kızlarımı özledim.
- Mes filles me manquent.
Kızları, kocalarını, torunlarımızı Ne kadar büyüdüklerini görmek istiyorum.
- Bah nos filles, leur maris, les enfants j'ai besoin de les voir grandir.
Burda olduğunuz için çok mutlu olduğumuzu söylemek istiyorum. Kızlarımız bu evde büyüdü, önceki laflarım için beni mazur görün.
- Je voudrais profiter de votre présence, dans cette maison, où nos filles ont grandies, pour m'excuser.
Önemli olan kızlarımın mutluluğu.
- Le plus important, c'est le bonheur de nos filles.
Çıkmıyorlar diyorum. Burası artık benim. Söylediğimi yapmazsan, federal soruşturmaya engel olmaktan kızları tutuklayacağım.
Si tu ne fais pas comme je dis, je les embarque pour obstacle à enquête fédérale.
Bi'bakar mısınız kızlar?
Excusez-moi, les filles.
Lordlarım, Şehir Muhafızları'ndan iyi adamlar size Kızıl Kale'deki odalarınıza kadar eşlik edecekler.
Mes seigneurs, ces braves hommes du Guet vous escorteront jusqu'à vos quartiers au Donjon Rouge.
Bay Rackham, yeni arkadaşınızın, gelirlerini en dürüst şekilde bildirmeleri konusunda kızları hizaya getirmeye yardım ettiğini anlıyorum.
J'ai cru comprendre que votre nouvelle amie a aidé à remettre les filles dans le rang, les a poussé à déclarer leur revenu d'une manière plus honnête.
Pazzi'ler o duvarları aşarsa, kızlarımın başına neler geleceğini biliyor musun?
Sais-tu ce qui leur arrivera Si les Pazzis parviennent à percer ces murs?
"O-B-A-F-G-K-M" şeklindeki sıralaman, aslında yıldızların en sıcağından en soğuğuna giden bir sıcaklık ölçeği.
Ton "O-B-A-F-G-K-M" est en fait une échelle de température des étoiles des plus chaudes aux plus froides.
Kızlarımızdan biri Amiş topraklarında öldürüldü ve siz bize mi geliyorsunuz?
Une des nôtres se fait tuer chez les Amish et vous venez nous voir?
Ziyaretleri sevdiğini söyledin. Kızlarımın Jonah'la tanışmasını çok istiyorum.
Tu viens de dire que tu aimes les popovers ( muffins ), et je ne peux plus attendre que mes filles rencontrent Jonah.
- Kızlarımızı düşünüyorum!
Tu veux que ce soit nos filles? - Tes filles?
- Yapamam, bu gece kızları alacağım.
- Je peux pas, j'ai les filles.
Bu kadar huysuzluk yaptığım için özür dilerim, kızlar.
Désolé d'être aussi grincheux, les filles.
Maalesef Bay ve Bayan Batten'ın kızları bu sabah yaşanan olayı düzenleyen tutuklular arasında. Kitty.
- La fille de M. et Mme Batten fait partie du groupe responsable de l'incident de ce matin.
Kızlar aptalca hikâyeler uydurmayı severler, haksız mıyım?
Et les filles peuvent raconter bien des bêtises.
Kızların demesiyle "ne idüğü belirsiz"
"Fish-nor", m'appelle certaines filles.
- Kızlar için daha zor oluyordur, sanırım.
- C'est pire pour les filles je pense.
Onunla kızlar hakkında konuşup yapacağı bir şeyden dolayı tutuklanmayacağından emin olmalıyım.
Je vais devoir parler avec lui, à propos des filles et pour faire en sorte qu'il se fasse pas arrêter
Kızlarım çok zeki oyun oynar.
Mes filles jouent un jeu très intelligent.
Ancak kızlarım kontroldedir.
Mais mes filles ont toujours le contrôle.
Sanırım bazı kızlar hava durumu seti ve kameralarından hoşlanıyorlar.
Surement quelques filles et un plateau avec une caméra.
Sanırım bazı kızlar hava durumu setinden hoşlanıyorlar.
Je suppose que certaines filles sont excitées par le plateau météo.
Kızlarım için planın ne?
T'as prévu quoi pour mes filles?
Bence benim Yahudi kızlarımı, Atika'nın Filistinli oğlu ile göstermek istedin sırf dünya Stein Birleşik Renkleri'ni görebilsin diye.
Tu voulais montrer mes filles juives et le fils palestinien d'Atika, façon United Colors of Stein.
Ben lisedeki tüm kızları temsil ediyorum. sonradan öğrendiğim üzere benim gözlerimin resmini yapmak istemiş, ama benim farklı bir şey yapacak cesaretim yoktu. Hep gözlerime baktı...,... ben de ona bir oyun hazırladım.
Je représentais le lycée pour filles. mais le courage lui manquait. je lui ai joué un tour.
Kızlarımız var.
- Nous avons des filles.
Demem o ki, kızlarını neredeyse hiç tanımıyorum bile!
J'aimerais vraiment connaitre tes filles, bon Dieu.
Eğer Sophie Deveraux gibi buna inanmayan birisi kızların tekrar hayata döneceğine dair inancı tamsa o hâlde ben de inanırım.
Si une athée comme Sophie croit en la résurrection de ces filles, alors, j'y crois aussi.
Yanlış seçim mi yaprık, ve pembe yıldızlar kubbede parıldıyordu, bu aslında hepimizi dışarı mı çıkaracaktı?
A-t-on fait le mauvais choix, et les étoiles roses et le dôme brillant, vont-elles nous anéantir?
Kızlarımız birkaç ay sonra üniversite için gidecekler.
Nos filles vont partir à l'université dans quelques mois.
Kim karımı ve kızlarımı, benim tüm ailemi öldürmek ister ki?
Mais qui aurait voulu s'en prendre à ma femme et à mes filles? À ma famille entière?
ve bunlar benim kızlarım, Abbie ve Lily.
Je parlais de MES filles. Abbie et Lily.
Sanırım kızlar üniformalı erkeklere bayılıyor.
Je pense que les filles aiment les hommes en uniforme.
Kızlar için yarım peni ama eminim gazetede kendi köşesi olan bir erkeğin hayır etkinliğine bağışta bulunmaya yetecek parası vardır.
Un demi penny pour les filles, mais je suis sure qu'un homme avec sa propre rubrique peut mettre la main à la poche?
- Kızların üniformalı erkeklerden hoşlandığını sanıyorum.
Dès que je peux. Essaye de m'arrêter.
O çekip giden kızları kıskandığımızı hatırlıyor musun? Zengin adamlarla evlenen.
Vous rappelez-vous qu'on était jalouses de ces filles qui s'en allaient?
Kızlarım biraz talepkar olabilirler.
Mes filles peuvent être... assez exigeantes.
Ayrıca, biz bir kilise ve toplum olarak, bu trajediyi yaşayan kızlarımıza sevgimizi ve desteğimizi sürdüreceğiz.
Je vous demande aussi, qu'en tant qu'église et communauté, nous apportions notre soutien à leurs pauvres filles victimes de cette tragédie.
Yaklaşık M.Ö. 1400'de başlayarak kuyrukluyıldızların geçişlerini kayıt altına aldılar.
Commençant à environ 1400 av. J-C, ils ont commencé à répertorier et à cataloguer les apparitions de comètes.
Kızların telefonu ve Spencer'ın arabası için GPS izleme izni aldım.
J'ai eu le mandat pour suivre le GPS sur le portable des filles et la voiture de Spencer.
Kızlar, sanırım dışarıda biri var.
Je crois qu'il y a quelqu'un là-bas.
- Kızlarım benden nefret edecekler.
- et les filles vont me détester.
- Kızlarım benden nefret edecekler. - Hayır etmeyecekler.
Car tu rentres à la maison et je ne serai pas là et les filles vont me détester.