English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ L ] / Lanet şey

Lanet şey traduction Français

1,552 traduction parallèle
Aşık olduğumu düşünmemi istediğini biliyorum, veya başka lanet şey, ama bu hafta aşık olduğun tek şey kazanmaktı.
Ah! Tu vois? Je sais que tu veux que je crois... qu'on est en train de tomber amoureux ou un truc du genre... mais la seule chose avec qui t'es tombé en amour c'est gagner.
Bu lanet şey, tüm kapıları açar.
Ce truc c'est pour ouvrir les portes. On introduit cette partie...
- Bu lanet şey de ne?
- Qu'est-ce que c'est que cette merde?
Lanet şey çalışmıyor!
Ce truc ne marche plus!
Bu lanet şey de ne?
C'est quoi ce machin?
Bu lanet şey de ne?
C'est quoi, cette merde?
Lanet şey patlayacak.
Ce satané truc va exploser.
Bir yandan bu lanet tesadüf, bu olayların gelişimi... diğer yandan ilgilenmem gereken... beş diğer lanet şey varken... size mantıklı bir teklif yapıyorum... sen ise kendi yerimde bana hakaret ediyorsun.
Après ce concours de circonstances et ce hasard, vous me fixez dans les yeux, je dois faire attention à ce que je vous dis, je vous fais quand même une proposition et vous répondez en m'insultant chez moi.
Bu lanet şey hileli. Öldürücü vuruş.
La machine est réglée pour qu'on perde.
Bu lanet şey de ne?
Mon dieu, c'est quoi?
Lanet şey bir bakıp kaçtı.
Cette fichue chose a jeté un coup d'oeil et il est partie.
Lanet olsun, hiçbir şey göremiyorum.
Je ne vois rien!
Lanet şey kayıyor.
Ma main glisse.
Lanet olsun, her şey bitmiş.
Mince, c'est fini.
Bu yağmur altında her şey çürüdü ve bu lanet yerin her tarafında bulunan yılanlar yüzünden birçok adam hayatını kaybetti.
Tout pourrissait, avec cette pluie, et des dizaines d'hommes mouraient à cause des serpents qui étaient partout, dans ce méchant pays.
Dışardaki lanet şey de ne?
C'est quoi ce putain de truc?
- Bunda lanet okuyacak bir şey yok.
C'est dégeulasse!
Kilitli! Lanet olası şey kilitli!
Verrouillé!
Lanet olsun! Dumandan hiç bir şey göremiyorum.
Je vois rien, dans cette fumée!
Lanet olası şey açılsın diye kaynak yaptınız.
Joli, t'as soudé le putain de truc ouvert.
Zaten bitti lanet şey.
Ça marche, non?
Lanet olsun Martin, bu iğrenç bir şey.
- C'est dégoûtant.
O lanet olası herifi geberteceğim.Yapacağım şey bu.
Je vais le tuer, putain! Je vais le tuer!
Pekala, Umarım bu şey, bütün bu lanet olasıların hepsini yok eder.
J'espère que ça va tuer toutes ces ordures.
Bir şey söyle yoksa lanet kafanı uçuracağım?
Parle, ou je t'explose la tête.
Lanet hastalıklı bir şey.
C'est tordu, votre truc.
Lanet olsun Frank bu altın gibi bir şey.
Putain, Frank, c'est de l'or.
Seni kalbinin içinden yakalıyor. Daha önce hiç böyle bir şey dinlemedim. Lanet kalbim...
c'est un coup de poing en pleine poitrine, en plein coeur!
- Lanet diye bir şey yok.
- Un. - Il n'y a pas de malédiction.
Bu lanet otele sahip olabilirsin, ama bir şey var... sen siyahsın.
Cet hôtel pourrait être à vous, si ce n'est pour une chose, vous êtes noir.
Lanet şey.
Merde.
Yarı-tanrı diye bir şey yoktur seni lanet pagan.
Ça n'existe pas, sale païen!
O küçük droidin taşıdığı lanet şey nedir o kadar önemli?
"Employé de la semaine"
Lanet olası şey.
cette merde.
Lanet olası şey.
Saloperie de klaxon.
Achim ormanda bir yerde, bacağı burkulmuş ya da başka bir şekilde yatıyor olabilir. Ve sizin düşündüğünüz tek şey lanet olası yemeğiniz.
Achim est étendu quelque part dans les bois, avec une cheville foulée ou autre chose, et tout ce à quoi vous pouvez penser, c'est votre satanée bouffe!
- Bu lanet şey ne böyle?
Qu'est-ce que c'est?
Lanet olsun! Bir şey beklerken başka bir şeyle karşılaşmak nasıl oluyormuş?
Ça fait quoi de s'attendre à une chose et d'en recevoir une autre?
Burada onu suçlu gösteren bir şey yok.. Lanet olsun!
Il n'y a rien d'incriminant ici.
Bu lanet gece başka bir şey demeyeceğim.
Je me tairai toute la soirée.
Buna göz yumuyordum... ama mesele, ben bir şey diyene dek... daha çok içmeye devam etmense, bir doktor olarak söylüyorum... keşke şu lanet içkiyi bıraksan artık.
J'ai fermé les yeux jusque-là, mais si vous avez l'intention de boire jusqu'à ce que je réagisse, je vous enjoins officiellement d'arrêter de boire.
Kancık olduğun için de... bir erkek olamadan... lanet ömrün sona erecek, seni iğrenç şey.
Et pour être le petit salop que tu es, avant même d'avoir été un homme, et rempli ton rôle, petite merde.
Şimdi bu lanet olası şey her tarafa sıçıyor.
Maintenant ce truc chie partout.
Sonrasında bildiğin tek şey, lanet olası kocaman bir canavara baktıklarını sanıyorlar, sanki King Kong'a bakıyorlarmış gibi, ve sana pislik atmaya başlıyorlar.
Et soudain, ils croient voir un putain de monstre, comme King Kong et ils vous jettent de la merde à la gueule.
Eğer kız arkadaşım hakkında bir daha bir şey söylersen, bir lanet olası kelime, bir şişko şakası, senin peşini bırakmam, göt herif.
Si tu oses dire un mot sur ma copine, une blague sur les grosses je te frapperai 10 fois plus fort, enculé!
Düşündüğüm şey, lanet olsun.
Ce que je pense... nom de Dieu.
Lanet olsun. Sana para verdim, kokain çektin. Benden istediğin başka bir şey yok.
Bordel de Dieu, je t'ai donné de l'argent, tu t'es défoncé, tu ne veux rien de plus de moi, voyons.
Adamın hayatı dram. Her şey çok ağır ve olumsuz. Lanet bir kurban o.
C'est une grosse drama-queen, tout est si grave et négatif, c'est juste qu'une putain de victime.
Bana şimdi bir şey anlat, yoksa lanet parti iptal olur.
Vous me donnez une information maintenant, ou le banquet est annulé.
Şey bütün öğlenimi harcadığım için affet beni, nefes kesici parlak ışıkları koyduğum için, lokum gibi yumuşak yastıklar ve kokulu mumlar için, bu seni lanet Laura İngalls'ın çayırlarda koşması gibi hissettirdiği için!
Pardon d'avoir passé la matinée à disposer de superbes guirlandes, des coussins moelleux et des bougies parfumées qui te métamorphoseront en Laura Ingalls!
Bahse girerim bu lanet şey çalışmıyor. Biliyor musun, Red?
Je suis sûr que ça ne marche pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]