Nazik mi traduction Français
172 traduction parallèle
Nazik mi?
Il est gentil?
Nazik mi?
Aimable?
Nazik mi?
- Aimable?
- Nazik mi? - Kibar!
- Améne?
Şimdi, nazik mi yoksa sert bir masaj mı?
Maintenant, corsé ou léger, le massage?
Nazik mi? Bana ne dediğini duymadın mı?
Non, mais tu l'as entendue?
Nazik mi?
De la délicatesse?
Diğerleri sana karşı nazik mi?
Les gens sont-ils gentils... avec toi?
Tanrılar bu kadar nazik mi?
"Ô dieux bienveillants!"
Şu ana kadar sana nazik davrandım değil mi?
Je suis poli.
İnsanların nazik olmak istemesi ne korkunç, değil mi?
N'est-ce pas affreux, cette intention?
Hiç mi nazik insan kalmadı?
La gentillesse est-elle si rare?
- Kalabilir. Çok naziksin. Ne kadar nazik bir bey değil mi tatlım?
Tu as vu comme il était gentil, le monsieur?
- İlla nazik olacaksın, değil mi Sarah?
- Tu es toujours gentille, hein?
Bak, nazik olmanın kimseye zararı yok, değil mi?
Parlez-lui donc plus gentiment!
- Nazik değil mi?
- Ce n'est pas bien?
Yani bizim iyi, ayık, güvenilir... nazik, altın kalpli, herkesin dostu Barney gibi mi demek istediniz?
Vous voulez dire le doux, le sobre, l'agneau pascal, le saint, le sel de la terre, l'ami de l'homme dans le malheur?
Bu Dobie'nin nazik tarafı, değil mi?
Ce Dobie est un gentil gamin.
Çok nazik birisin, değil mi?
Tu es bon, n'est-ce pas?
Nazik olacaksın, değil mi?
Vous irez doucement, n'est-ce pas?
Nazik Bey efendiciğim, sonunda Sophie'yi mahvedecek bir aşkın çöpçatanlığını yapacak kadar kalpsiz mi zannediyorsunuz beni?
Et croyez-vous, mon bon monsieur, que j'ai assez peu d'estime pour ma cousine pour l'aider à poursuivre une aventure entre vous, qui ne peut la conduire qu'à sa perte?
"... benim için tek olan kadının bedenini dinlendirdiği yer... "... nazik dalları memnun eder onu... "... destek olur onun hoş yanına - "
... ove le belle membra pose colei che sola a me par donna gentil ramo ove piacque, con sospir mi rimembra a lei di fare, al bel fianco, colonna...
Öyleyse bu nazik teklifinizi kabul etmek gerekirir değil mi?
Alors, je devrais accepter votre invitation.
Davayı bırakacağını söylerken, nazik olacaksın, değil mi?
Mettez des gants pour lui annoncer que vous laissez tomber.
- Çoğundan daha nazik olsa bile mi? - Evet.
- Même s'il était plus sympa que d'autres?
Sosyal açıdan onu tanımıyoruz, elbette. Ama sanırım ona karşı nazik olmalıyız, değil mi?
Nous ne le connaissons guère, mais soyons conciliants.
Yoksa yüzünde nazik bir tebessüm ve terbiyeli tavırlarıyla oturup açlıktan ve soğuktan ölmemizi mi seyredecek?
Ou va-t-il préférer rester là avec son sourire poli... quand nous sommes affamés et que les vieux meurent de froid.
Oh. Dr Murcheson'ın bölümündeki şu nazik genç adam değil mi?
Oh, pas cet adorable jeune homme du service du Dr Murcheson?
- Sadece nazik olmaya çalışmıyorsun değil mi?
Vous ne faites pas ça par politesse?
Ne kadar düşünceli, değil mi? Ne kadar nazik.
- N'est-ce pas que c'est gentil?
Tamam, artık öğretmenine kibar olman gerektiğini bilmelisin Öğretmenine saygı duy, nazik ol sıkı çalış, ve... ona vurma, değil mi?
D'accord, si vous décidez d'être polie, de me respecter, de m'obéir, de vous appliquer et de ne pas...
Çok nazik ve duyarlı biri. Öyle değil mi?
Il est d'une bonté et d'une sensibilité... vous ne trouvez pas?
Bu can sıkıcı. O çok nazik, değil mi, hayatım?
Il est si gentil, n'est-ce pas chérie?
Nazik ve sevgi dolu olacak değil mi Mr. Habişon?
Et le comte sera affectueux, n'est-ce pas?
Bize göre nazik kalıyor, öyle mi?
Elle est trop bien pour nous?
- Nazik mi?
- Pardon?
Kardeşinin nazik bir şekilde öğrenmeye uğraştığı ve benim, kişisel bir meraktan dolayı zamanın bir noktasında, hangi derecede olup olmadığı becerildin mi?
Ce que ton frère essaie délicatement de savoir... pas par curiosité, crois-moi, c'est si tu as... d'une certaine façon... déjà baisé?
Alex, şu nazik Komiser Kolumbo'ya Len Fisher'den aldığın telefondan söz etmek aklına geldi mi?
Avez-vous évoqué l'appel de Fisher avec ce cher Columbo?
Nazik polisi mi oynuyorsunuz, Şef Quinn?
C'est de la politesse policière, M. Quinn?
Gerçekten çok nazik bir insansınız Bay Barton. Değil mi?
Vous êtes un chic type M.Barton, pas vrai?
Herkesin bu kadar çok ilgiyi üstüne çekmek istemedikleri akıllarına gelmemiş mi? Daha nazik bir araba alarmınız olsa daha iyi olmaz mıydı?
Quelle idée d'attirer l'attention à ce point.
Nazik hanımefendi mi?
"Gente dame"!
Vay be. Çok nazik, değil mi?
Il a le coeur sur la main.
Oh, çok naziksin, Aaron. Nazik değil mi?
25 gossesa sa fìte d'anniversaire?
Nazik değil mi?
Il est gentil, hein?
Ama Suzanne çok nazik ve kibar görünüyor değil mi?
Suzanne, elle a l'air fragile et délicate, non?
Ona nazik olacaksın, değil mi Peder? Peder, sen iyi misin?
Vous serez sympathique avec lui, mon Père? Mon Père, vous vous sentez bien?
Açık havada, nazik beyaz hanım bana pasta yaparken. Sen buna hapis mi diyorsun? Sonra bütün gün hücrede kim otururdu?
Dehors en plein air, une gentille gringa qui te fait des petits plats, qui préférerait sa cellule?
Öyle mi? Sen de daha önce... durup iyi miyiz diye bakmayarak nezaket gösterdin. Yolun yanındaki on kişiyi görüp durmaman çok nazik bir davranıştı!
C'était si gentil de t'arrêter pour voir si on allait bien, si aimable à toi de nous voir là et de ne pas stopper.
- Pek nazik biri değil, öyle değil mi?
- Ce n'est pas quelqu'un de très sympathique, non?
Varlıklı bir aileden mi olduğumu sormanın nazik biçimi.
Voilà une façon polie de me demander si je viens d'une famille riche.