O kadar iyi olur traduction Français
313 traduction parallèle
İşin doğrusu, etrafında ne kadar az kişi olursa, o da o kadar iyi olur.
Ça lui fera du bien d'être tranquille.
Ne kadar çabuk itiraf edersen, senin için o kadar iyi olur.
Avouez-le, vous vous en tirerez mieux.
Sana sorular soracaktım, ama madem şu suç duyurusunu imzaladın artık ne kadar az şey bilirsen, o kadar iyi olur.
Je voulais vous poser quelques questions. Mais moins vous en saurez, mieux ça vaudra.
Güzel. Bu işi ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi olur.
Bien. le moins possible de gens au courant c'est le mieux.
İnan bana, O'nun kafasına bir kurşunu ne kadar erken sıksak o kadar iyi olur.
Plus vite il prendra une balle, mieux ce sera.
Benim fikrimce ne kadar çabuk ayrılırsanız, herkes için o kadar iyi olur.
Plus vite vous nous quitterez, mieux ce sera pour tout le monde.
Ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olur deyim yerindeyse.
Le plus tôt sera le mieux comme on dit.
Ne kadar çoksa o kadar iyi olur.
Encore mieux.
Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur. Köle diğerlerine söylemiş olabilir.
- Il faut faire au plus vite.
Auvers'e ne kadar çabuk yerleşirsem o kadar iyi olur bence.
Plus tôt je serai à Auvers, mieux ça vaudra.
Tamam, ama ne kadar çabuk olursanız o kadar iyi olur.
Dès que possible, s'il vous plaît.
Yola ne kadar çabuk çıkarsanız o kadar iyi olur.
Commencez dès que possible.
Ne kadar kısa zamanda buradan ayrılırsa o kadar iyi olur.
S'il pouvait partir immediatement, ce serait encore le mieux.
Yani.. Birbirimizi ne kadar az görürsek o kadar iyi olur..
Moins on se verra, mieux ça vaudra.
Hazırlıklara ne kadar erken başlarsak, o kadar iyi olur.
Nous allons tout régler rapidement.
Çok sağolun ne kadar az ilgilenirsek o kadar iyi olur
Humblement merci. Mieux vaut ne pas y prêter attention.
Ne kadar çok olursa o kadar iyi olur.
A percussion latérale, si tu en as. Tout ce que tu trouveras.
İşimiz ne kadar çabuk hallolursa, o kadar iyi olur.
Le plus vite sera le mieux!
Kız ne kadar uzakta olursa o kadar iyi olur.
Moins elle entend, mieux c'est.
Ne kadar az bilirseniz o kadar iyi olur.
Moins vous en savez, mieux cela vaut pour nous.
Ne kadar az ilgilenirsen o kadar iyi olur.
- Tu crois que je dois m'excuser? - Moins tu en feras, mieux ça vaudra.
Ne kadar güçlü ise senin için o kadar iyi olur.
Blus l'adferzaire est fort, mieux za marche.
Ne kadar az insan bunu bilse, o kadar iyi olur.
Moins il a de gens au courant, mieux c'est.
Ne kadar az bilirsem, senin için o kadar iyi olur.
C'est mieux pour vous.
Ne kadar hızlı olursa o kadar iyi olur. Elimde kanlı bir savaşın izleri var!
J'ai une sale guerre sur les bras.
Ne kadar çabuk anlaşabilirsek, o kadar iyi olur NCC - 17O 1D.
Je n'ai qu'à refaire ce que je viens de faire. Vous venez, Riker?
Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur!
Te gêne pas pour moi.
Ne kadar uzun süre burada olduğumuzu zannederse o kadar iyi olur.
Mieux vaut qu'il nous croie encore ici.
Ne kadar çok şarkı söylersen, o kadar iyi olur.
Plus tu chantes, meilleur c'est!
Kim olduğunu ne kadar çabuk öğrenirsek o kadar iyi olur.
Il faut vite savoir qui vous etes.
Bunu ne kadar çabuk öğrenirsen o kadar iyi olur.
Il est temps que tu le saches.
Ne kadar çabuk kabullenirsen, o kadar iyi olur.
Mets-toi ca dans la tête.
Hakkimda ne kadar az sey bilsen o kadar iyi olur.
Moins vous en saurez sur moi et mieux ce sera.
Kendi iyiliğin için Danışman, plan hakkında ne kadar az şey bilirsen, o kadar iyi olur.
Pour votre sécurité, moins vous en saurez et mieux ça sera.
Bunu ne kadar erken kabullenirsen hepimiz için o kadar iyi olur.
Plus tôt tu comprendras ça, mieux ça ira pour tout le monde.
Dinleyin, bu işten ne kadar çabuk kurtulursak, o kadar iyi olur.
Réglons ça au plus vite.
Yalnız yapsam daha iyi olur. - Bu bebekler o kadar çabuk ölürler ki.
- Ces jeunes se font tuer trop vite.
İnat etmeden gelsen iyi olur çünkü seni sürükleyerek de olsa içeri sokacağım. Ben de en az senin kadar kararlıyım o yüzden benimle gelsen iyi olur.
Je suis aussi entêtée que toi.
Birazdan yine çıkıyorum. O zamana kadar burada kalıp beni yalnız bırakmazsan iyi olur.
J'aimerais que vous restiez.
Kendimi beğenmişliğime karşı iyi bir ders olur, o kadar.
Ma fierté serait touchée, c'est tout.
Ne kadar mızmızlık varsa, o kadar iyi bir ekip olur, Jim.
Plus elles rouspètent, meilleures elles sont.
- O adam 10 : 30'a kadar aramazsa, kendimiz başlasak iyi olur.
S'il n'est pas là à 10h30, on y va sans lui.
Yem ne kadar iyiyse, o kadar iyi balık olur.
Beau leurre, belle prise.
- Ne kadar çabuk çıkarırsanız o kadar iyi olur.
- Allez, vite.
Belki o uyuyuncaya kadar burada kalsam daha iyi olur.
Je devrais rester jusqu'à ce qu'elle se rendorme.
Ne kadar az bilirsen, o kadar iyi olur. Benden kurtulmaya çalıştığınızı biliyorum.
Je sens bien que je vous dérange.
Evet, peki bizim arabada ne kadar var, 200,000 dolar,... o zaman hepimiz gözümüzü dört açsak iyi olur.
Avec les 200 000 dollars dans le chariot, il faut rester sur le qui-vive.
Bu yüzden bu kağıtları ne kadar çabuk imzalarsak o kadar iyi olur.
Quel fiasco.
O zamana kadar beni aramaya alışmasan iyi olur.
Jusque-là, n'essayez pas de venir à moi.
Bir şişe Chateau Lafitte 37. Savaştan sonraya vermeyi düşündüğüm fakat o kadar iyi gidiyorsunuz ki şimdi de versem olur diye düşündüğüm nadir kaliteli purolar.
Une bouteille de Château LAFITTE 37, quelques cigares plutôt bons que j'avais gardé pour la fin de la guerre, mais comme vous allez très bien, j'ai pensé qu'il valait mieux les fumer maintenant.
Bir erkeği ne tahrik eder o kadar çabuk öğreniriz ki bir sonraki her zaman daha da iyi olur.
Nous découvrons très vite ce qui stimule un homme et tout est encore meilleur la seconde fois.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19