English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ O ] / Orası kesin

Orası kesin traduction Français

670 traduction parallèle
Orası kesin. Bunlar benim değil.
Non, c'est pas à moi.
Evet, orası kesin.
Oui. Evidemment.
Bu topraklar görünüşte güzel, orası kesin. Ama açlığı ve günahı saklamak imkansız.
Cette belle façade ne cache ni la misère, ni le péché.
Orası kesin. Büyükannemi de sınavdan geçirirdim.
J'auditionnerais ma grand-mère.
Orası kesin.
Ça, c'est sûr.
Bir şeyler oluyor, orası kesin.
Il se passe quelque chose, c'est sûr.
Burada öleceğiz, orası kesin.
On va crever ici.
David, bir şey oldu, orası kesin.
Il a dû arriver quelque chose, c'est sûr. Pardon, pasteur.
Hayatta bir polise ötmem, orası kesin.
Vous pensez pas que je vais me mettre à table devant les flics?
Bana mı soruyorsun? Satıcı değil, orası kesin.
C'est pas un représentant.
Orası kesin...
Y penser, ça rend fou.
Bir kısmı Arkadin'in malı, orası kesin, fakat nasıl?
Un peu d'argent, bien sûr, mais comment?
Vahşice, orası kesin, fakat o böyle biri.
Sauvage, bien sûr.
- Orası kesin.
- C'est sûr.
- Sen ne biliyorsan ben de onu biliyorum. Açlıktan ölmek üzereyim, orası kesin.
- Bien possible et je meurs de faim.
- Doğaüstü değil, orası kesin.
- Rien de surnaturel, j'en suis sûr.
Orası kesin.
Ça ne fait aucun doute.
Güzel bir çiftlik, orası kesin.
C'est une jolie ferme, ça ne fait aucun doute.
Orası kesin!
Parle pour toi.
Ama 2 dolar 85 sentim var ve karnım aç, orası kesin.
Mais j'ai 2 dollars, 85 cents et je suis affamé, ça c'est sûr.
Orası kesin değil.
C'est pas sûr.
Orası kesin.
C'est indéniable.
Orası kesin! Önümüzde tüm dünya dururken biz burada süprüntülerle dolu bu küçük dükkanda ayakta dikiliyoruz istediğimiz her şeyi dileme hakkımız varken senin tek yaptığın arkamda dikilmek!
Nous voici, dans cette boutique minable, avec le monde à nos pieds, l'occasion de faire n'importe quel vœu, et toi qui me tracasses.
Ben emekli olunca, beni burada göremeyecekler, orası kesin.
Moi, le jour où je partirai je ne leur laisserai même pas ma photo.
Orası kesin.
Pas de doute.
Kötü... onu kötü hissettirecek orası kesin.
- Pas souffrir? Il lui fait du mal, c'est certain.
- Orası kesin.
- Sûrement pas.
Orası kesin. Rekabet, kadının kadınlığını ortaya çıkarır.
Normal, la compétition fait toujours ressortir notre côté féminin.
- Orası kesin.
- C'est certain.
Orası kesin!
ça c'est sûr!
Zor bir iş olacak, orası kesin.
Ce ne sera pas facile, c'est sûr.
Orası kesin.
C'est bien vrai.
İhtiyacın var, orası kesin ama bir erkeğe değil.
- Oh oui tu as besoin de moi mais pas en tant qu'homme
Orası kesin.
J'en suis sûr.
- Cadı kazana girdi, orası kesin.
- Les carottes sont cuites.
O burada, orası kesin.
Il est ici. J'en suis sûr.
Orası kesin. Ölü ya da hapiste.
Morte, ou en prison.
Orası kesin.
C'est sûr.
Artık onu geri getiremeyiz, orası kesin.
On ne peut pas le ramener, c'est certain.
- Orası kesin.
Tu peux le dire.
Bunu başarmak için sizden daha çok çaba harcardım orası kesin
Je ferais plus d'efforts que vous.
yanılıyor muyum? sorgulamada her şeyi unuttun, orası kesin!
Tu étais plus bavard quand Katzmann t'interrogeait.
Orası kesin.
- Ça, c'est sûr.
- Orası kesin!
- C'est certain!
Katile benzemiyorsun, orası kesin.
- Vous n'avez pas l'air d'un assassin, je vous le promets.
Kesin olan bir şey var, orası bir kadına uygun değil.
Ce n'est pas la place d'une femme.
Orası kesin.
- C'est bien vrai.
ve sonunda kesin olarak gideceğiniz yer orası olacak.
- jugée et emprisonnée.
Bugün suya inmeyecek, orası kesin.
Sa mise à l'eau est compromise.
Orasını bilmem ama Çin'e verecekleri kesin.
Ça, je ne sais pas. En tout cas, aux Chinois.
Orası kesin.
- Eh oui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]