Pişman olursun traduction Français
322 traduction parallèle
- Kapa çeneni. Anlatmazsan, ölene kadar pişman olursun.
Sinon tu le regretteras toute ta vie!
Umarım çok pişman olursun.
J'espère que tu souffres énormément.
Onun yanına gittiğini öğrenirsem, buna pişman olursun.
Mon seul souci, c'est ton avenir!
Asla iyi bir teklifi reddetmem. Her zaman pişman olursun.
Si on refuse une bonne offre, on le regrette après.
Aklında tut, Ayah, Eğer sorun çıkarırsan, pişman olursun.
Attention, Ayah, si vous faites des histoires, vous le regretterez.
Yoksa pişman olursun.
Ou vous le regretterez!
o'nu tekrar görmeye çalışırsan... Sana söz veriyorum, ömrün boyunca çok pişman olursun.
Et si jamais tu essaies de le revoir... je te promets que tu le regretteras jusqu'à la fin de tes jours.
Yoksa çok pişman olursun!
Ou tu vas le regretter!
- Güvenirsen pişman olursun.
- Il va le regretter.
Beni duyuyor musun? Çıkmazsan pişman olursun.
Obéissez ou gare à vous!
Bir tane daha yazarsan, burada olduğun sürece buna pişman olursun.
Une lettre encore et vous le regretterez toute votre vie.
Sözünü tutmazsan pişman olursun.
Si tu refuses, tu le regretteras.
Bu isteğini yap yoksa sonra çok pişman olursun.
Fais tout ce que tu peux pour ça ou tu le regretteras plus tard.
Haydi sana sol vur diyorum duymuyor musun! Ona çok yaklaşma pişman olursun.
Ton gauche!
Sırf kör olduğu için onu hafife alma. Yoksa pişman olursun.
Mais ne le sous-estimez pas parce qu'il est aveugle, ou vous le regretterez.
Sakın ola aklından bir şey geçireyim deme. Yoksa buna pişman olursun.
Et pas d'histoires... sinon, vous le regretterez.
Bu kafayla her zaman pişman olursun, dostum.
Décidément, mon pauvre ami, vous végéterez toujours!
Bir gün bu kararından pişman olursun.
Tu le regretteras.
Kes şunu, yoksa pişman olursun.
Arrêtez ça tout de suite, ou vous le regretterez.
O uçak sensiz kalkarsa buna pişman olursun.
Si cet avion part sans toi, tu le regretteras.
O uçak sensiz kalkarsa bundan pişman olursun.
Si cet avion part sans toi, tu le regretteras.
Konuşmazsan pişman olursun.
Dîtes-moi.
Bir şeyler deneme yoksa pişman olursun.
N'essayez pas de faire la maligne, ou vous le regretterez. Venez.
Sadece yaşlanma diyorum. Sonra pişman olursun.
Ne vieillis pas, sinon tu le regretteras!
Pişman olursun, çünkü seni sırılsıklam ederim.
Car je vais t'arroser!
Sana öyle şeyler yaparım ki Doğduğuna pişman olursun.
Vos petits yankees, je pourrais les écorcher vivants, l'un après l'autre.
Eğer istiyorsan kesebilirsin, ama pişman olursun.
Coupe-la, c'est toi qui te punis!
Pişman olursun.
Et tu n'as pas intérêt.
Belki buna pişman olursun.
Peut-être que tu regrettes?
Bana dokunursan pişman olursun. Bana uysana.
je te préviens, si tu me touches je te met en charpi.
Eğer bir şey yapamaya kalkışırsan pişman olursun.
Si vous me touchez, vous le regretterez!
Eğer Ganz elinden kaçarsa, beni tanıdığına pişman olursun.
Et si Ganz me double, tu regretteras de m'avoir connu.
Eğer Ganz paramı alıp kaçarsa, beni tanıdığına pişman olursun.
Si Ganz tire le fric, tu regretteras de m'avoir connu.
Beni zorlama, yoksa sana öyle bir savaş açarım ki doğduğuna pişman olursun.
Sans quoi, je te ferai une guerre comme t'as pas idée
Kendin için doğru olanı yap yoksa pişman olursun.
Remets-toi sur les rails, ou tu le regretteras.
Birincisi, ona benzer bir şeyi bir daha yapma yoksa sefil hayatının sonuna kadar pişman olursun.
Premièrement, ne refais jamais ça, sinon tu le regretteras jusqu'à la fin de ta vie.
Annemiz hasta, ve eğer onu iyileştiremezsen... pişman olursun.
Maman est malade, et si vous ne la soignez pas... vous le regretterez.
Evden uzak dur, yoksa pişman olursun!
Écoute. Si tu t'approches de cette maison, tu le regretteras.
Eğer beni kandırmaya çalışıyorsan, pişman olursun.
Si vous vous foutez de moi, vous le regretterez.
Bana güvenmezsen pişman olursun.
Vous regretterez de ne pas m'avoir cru.
- Evet, çok pişman olursun.
- Oui, tu serais désolé.
Defol buradan! Yoksa anandan doğduğuna pişman olursun. Lütfen.
Tire-toi d'ici, ou tu regretteras d'avoir vu le jour!
Hayatının sonuna kadar pişman olursun.
Tu le regretteras toute le restant de tes jours.
Ellerini benden uzak tut, yoksa pişman olursun!
Retire-moi cette main. À moins que t'en veuilles plus?
Eğer Kevin Corrigan'dan ayrılırsan, hayatın boyunca pişman olursun.
Si tu quittes Kevin, tu le regretteras toute ta vie.
Sığınaktan nefret ediyorum. Bombalanınca bunu söylediğine pişman olursun!
Je déteste l'abris!
Beni dolandırmaya çalışma, pişman olursun!
Si vous me foutez en rogne, vous savez pas?
Madem öyle, sana hiçbir şey anlatmayacağım. Ama buna pişman olursun.
Dans ce cas-lâ, je ne te dirai plus rien, mais tu le regretteras.
Pişman olmuş yakın bir dostunun onurunu ve hayatını kurtarmaya yardımcı olursun.
"Peut-être pourrez-vous sauver quelque chose " de la vie et de l'honneur de votre ami sincèrement repentant.
Yalan söylersen pişman olursun!
Si tu mens gare à toi!
Eğer olursam, sen daha çok pişman olursun.
Dans le cas contraire, je vous promets que vous le regretterez bien plus.