Pu traduction Français
78,490 traduction parallèle
Bunca yıldan, anlaşmasak bile seni desteklediğim onca zamandan sonra sen benim için aynısını yapamadın.
Après toutes ces années, toutes ces fois où je t'ai soutenu même quand je n'étais pas d'accord, tu n'as pas pu faire la même chose pour moi.
Benim aşık olduğum kadın bunu asla yapmazdı.
La femme que j'aime n'aurait jamais pu faire ça.
Seni desteklediğim onca zamandan sonra sen benim için aynısını yapamadın.
Toutes ces fois où je t'ai soutenu tu n'as pas pu faire la même chose pour moi.
Hayır ama Curtis'le konuştum.
Silence radio, mais j'ai pu joindre Curtis.
Köpekleri kışkırtan şey bu olabilir.
C'est ce qui aurait pu exciter les chiens.
Chase bir sebepten buraya gelmeni istediyse hangi katta olduğu konusunda daha açık olabilirdi.
Si Chase te voulait là-dedans pour une raison, il aurait pu donner plus de précision sur l'étage.
Bunu nasıl kaçırdığımı görmek istedim.
Je veux savoir comment j'ai pu ne pas le voir.
Bunu kimse öngöremezdi Oliver.
Personne n'aurait pu prédire ça, Oliver.
Onu ben bile bulamadım.
Non. Je n'ai pas pu le trouver. C'est impossible qu'ils y arrivent.
Özgüveni yüksek biri olmasam egom zedelenebilirdi.
Si je n'étais pas si confiant, mon égo aurait pu être brisé.
- Sen de oradaydın. Onu öldüreni nasıl göremezsin?
Comment n'as-tu pu voir qui l'a tué?
Konuşacaktı, onu kullanabileceğimiz...
Il allait parler, on aurait pu l'utiliser...
Aslında onu buraya geri getirebilmiş olmanızdan çok etkilendim.
En fait, je suis admirative que vous ayez pu le ramener.
Fred Johnson'ın hâlâ Dünya'yla bağlantıları olduğunu hepimiz biliyor olsak da DGi'nın şirketinize nasıl sızdığını yine de bize açıklamanız gerek.
Nous savons que Fred Johnson a toujours des liens avec la Terre, mais vous devez nous expliquer comment l'OPA a pu infiltrer votre compagnie.
İstasyon herkesin güvenliği için kilitlendi.
Nous n'avons pas pu entrer. La station est verrouillée pour la sécurité de tous.
BM, kılavuz kontrolünü bize devrettikten sonra teknisyenlerimiz iptal kodlarından bazılarını devreden çıkarıp sürücüleri geçersiz kıldı.
Après que les N.U. nous aient confié le contrôle, nos techniciens ont pu bloquer certains codes d'annulation et pirater les propulseurs.
- Daha çoğunu kurtarmalıydık.
On aurait pu en sauver plus.
Onu tank dolusu bakteriyle de besleyebilirdiniz.
Vous auriez pu nourrir des bactéries.
- Kaçırılmış olabilirdi.
- On aurait pu l'enlever!
- Belki olgunlaşmıştır.
- Elle a pu changer.
Bunu bir porno forumuna yazsa daha iyi olmaz mıymış?
Il aurait pu garder ça pour un forum porno.
Ben bunu... Galiba ben...
Je n'aurais pas pu, mais je croyais...
E-postalarına, kayıtlı kişilerine bakmış mıdır?
A-t-elle pu accéder à vos e-mails, vos contacts?
İlerlemiş gripulun iyileştirildiği kayıtlara geçmiş iki vaka var.
Deux cas avancés de Grisécaille ont pu être guéris.
Vardiyama yeni başlıyor olabilirdim.
J'aurais pu commencer.
Sana yardım etmek için burada olduğuma memnunum sadece.
Content d'avoir pu t'aider.
Şimdi büyük ihtimalle kendine soruyorsundur nasıl oldu da olay iki taşra polis memuruna geldi hatta iki eyalet sınırında işlenmiş bir suç için gelip seni otel odasında buldular.
Vous vous demandez sûrement comment deux péquenauds de flics ont pu vous localiser dans ce motel. Surtout pour un crime commis à deux États d'ici.
Hiçbir şey kanıtlayamadılar.
Ils n'ont rien pu prouver.
Bunu yapmazsak, ne tür bir baba olacağım Bunu durdurmak için bir şeyler yapabileceğimi biliyor muydum?
Si on ne le fait pas, quel genre de père je serai... sachant que j'aurais pu l'empêcher?
Bunu bana daha önce söyleseydin iyi olurdu!
Tu aurais pu me dire ça plus tôt!
Mario bununla normal bir hayat sürebilirdi.
Donc, Mario aurait pu vivre une vie normale avec.
Vücudu dayanamadı.
Son corps n'a pas pu l'endurer.
Sevdiğim kadınla bir ömür boyu yaşayabilirdim.
J'aurais pu vivre avec la femme que j'aimais.
Karşı koyamazdın!
Tu n'aurais pas pu t'en empêcher!
Onunki için kendi mutluluğumu feda etmeliydim.
J'aurais pu sacrifier mon bonheur pour le sien.
Gotham'ı temelli kaybedebilirdik.
Nous aurions pu perdre Gotham pour de bon.
Sen nasıl, babam nasıl bunun parçası olabildi?
Comment peux-tu, comment mon père a-t-il pu prendre part à ça?
Bulabildiğim bu kadar.
C'est tout ce que j'ai pu trouver.
Bir ayağı çukurda olmasına rağmen Fish Mooney'i kurtarabilecek düzeydeydim.
J'ai pu sauver Fish Mooney alors qu'elle avait un pied dans la tombe.
İstediğimiz şeyi başarabilecek düzeyde miydiniz?
Avez-vous pu accomplir ce que nous avons demandé?
Ama onları verme zamanı geldiğinde onları bırakamadım.
Il disait toujours que c'était ses préférés. Mais quand est venu le moment de les laisser..... je n'ai pas pu.
Direk bunu söyleyebilirdin.
Tu aurais pu le dire directement.
- Gordon sizi bu işe sokmuş olabilir.
Gordon a pu vous mettre au parfum.
- Mario normal bir hayat yaşayabilirdi.
Mario aurait pu avoir une vie normale.
- Nasıl hayatta kaldın?
Comment as-tu pu survivre?
Gotham'ın geleceğinde büyük rol oynayabilirdin.
Vous auriez pu jouer un rôle majeur dans le futur de Gotham.
İşler çok farklı gelişebilirdi, James.
Ça aurait pu se passer autrement, James.
Roci'yi insanla doldurabilirdik ama yapmadık.
On aurait pu remplir le Roci, mais on l'a pas fait.
Uzun süre bekleyebilirdin.
Vous auriez pu attendre longtemps.
Mutlu olabilirdim.
J'aurais pu être heureux.
Gelebilmene sevindim.
Contente que vous ayez pu le faire.