Saatin var mı traduction Français
213 traduction parallèle
- Saatin var mı Gaston?
- Quelle heure est-il?
Saatin var mı dostum?
Vous avez l'heure?
- Saatin var mı? - Evet.
Tu as une montre?
- Saatin var mı, ahbap?
Oui, il est...
- Saatin var mı?
- Tu as une montre?
Saatin var mı?
Vous avez une montre?
- Saatin var mı?
- Vous avez une montre?
Saatin var mı, genç adam?
Jeune homme, vous avez l'heure?
Saatin var mı?
Vous avez l'heure?
Saatin var mı?
As-tu l'heure?
- Saatin var mı?
Tu as l'heure?
- Bir saatin var mı?
- Vous avez une heure?
Diyorum ki, eski dost, saatin var mı?
Dites, avez-vous l'heure?
Mutlu muyum? Üç saatin var mı?
Vous avez du temps à perdre, pour parler du bonheur?
- Saatin kaç olduğunu bilen var mı?
Quelqu'un a-t-il l'heure?
- Sana 200 bin verdim. - Yine lazım. Bir saatin var.
Je vous donne une heure
Yarım saatin mi var?
On a une demi-heure.
Allisonun icabına bakmak için tam bir saatin var.
Tu as exactement une heure pour t'occuper de M. Allison.
Saatin kaç olduğundan haberin var mı? 8 oldu bile.
Dites, il est déjà plus de huit heures!
Yarım saatin var.
Tu as une demi-heure.
- Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
T'as vu l'heure? Elle est là?
Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Tu sais l'heure qu'il est? Près de 4 h!
Saatin kaç, haberin var mı?
Tu as vu l'heure?
- Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
- Tu as idée du temps qui passe?
Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Tu sais l'heure qu'il est?
- Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
- Tu sais l'heure qu'il est?
Saatin kaç olduğundan haberiniz var mı?
Vous savez quelle heure il est?
Kim olduğun hiç umurumda değil, saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Vos histoires ne m'intéressent pas. - Vous avez vu l'heure?
- Tatlım. Tam üç saatin var.
Tu as trois heures.
Bernadette O'Hara, saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Bernadette O'Hara, sais-tu l'heure qu'il est?
Casey, saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Tu sais quelle heure il est?
Saatin kaç olduğundan haberin var mı, hayatım?
Tu as une idée de l'heure qu'il est, chérie?
- Yarım saatin var, Burke.
- Tu as une demi-heure, Burke.
Saatin kaç olduğunu bilen var mı?
Quelle heure est-il? "
Tamam, yapalım. Yarım saatin var.
Bon, allons-y, je te donne une demi-heure.
Ipkiss saatin kaç olduğu konusunda bir fikrin var mı?
Ipkiss, vous savez l'heure qu'il est?
- Bir saatin var. Tamam mı? - Tamam.
Une heure, OK?
Karım beni 5.30'da alacak, bu da üç saatin var demek.
Ma femme passe me prendre à 17 h 30. Ça te laisse 3 heures.
Yedi buçuk saatin var. Duyuyor musun?
Il ne te reste plus que 7 h 30, tu m'entends?
Yarım saatin var.
Vous avez une demi-heure.
M, araştırmak için 48 saatin var.
M, vous avez 48 h pour faire votre enquête.
Saatin kaç olduğundan haberin var mı? Yatağe gel hadi.
Il est tard, viens te coucher.
Daha yarım saatin var.
Mais tu n'as pas à partir une demi-heure plus tôt.
yarım saatin var! zaman işliyor!
Une demi-heure, je chronomètre.
- Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Tu sais l'heure qu'iI est?
- Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
- Tu sais l'heure qu'il est? - D'accord.
Sadece... Çalar saatin var mı Deb?
Deb, t'as un réveil?
Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Sais-tu l'heure qu'il est?
Saatin ne kadar geç olduğundan haberin var mı?
Qu'y a-t-il? Et tu portes un masque à cette heure-ci...
- Tanrım. 8 saatin var mı?
Je le ferai plus. J'allais venir te voir. il y avait personne, là-haut. - Vous avez huit heures?
- Yarım saatin daha var.
- Tu as encore une demi-heure.