Sebebini biliyorum traduction Français
179 traduction parallèle
- Ziyaretinizin sebebini biliyorum. Bugün öğleden sonra Havacılık Bakanlığı'ndan bilgi geldi.
Je le connais, le ministère de l'Air m'a prévenu.
Sebebini biliyorum.
Je peux l'expliquer.
Sebebini biliyorum.
Et je sais pourquoi.
Sebebini biliyorum. 22'sinde ölmüştü.
Et c'est le 22 qu'il est mort.
Sebebini biliyorum.
J'en connais la raison.
Ama kuzeylilerin bu durumunun sebebini biliyorum.
Je sais pourquoi on ne manque pas de respect aux gens de ta région.
Benim için ne düşündüğünü ve sebebini biliyorum.
Je sais très bien ce que vous pensez de moi, et pourquoi.
- Vollmer'in ölüm sebebini biliyorum.
Je sais de quoi Vollmer est mort.
Sebebini biliyorum.
Je sais pourquoi.
Sebebini biliyorum. Duvarlarda, eşiklerde, kan lekesi istemiyorlar.
Ils ne veulent pas de sang sur leurs murs.
# Sebebini biliyorum...
Et je connais la raison
Sebebini biliyorum.
Tout s'explique...
- Sebebini biliyorum. - Bize katılırmısın?
Vous êtes avec nous?
Sebebini biliyorum.
Je sais ce que c'est.
Bu aksi davranışının sebebini biliyorum Tyler.
Ham, j'ai appris ce qui t'était arrivé.
Tabii ki kapar, günde 10 sterlin alıyordur, ben sebebini biliyorum.
Bien sûr qu'il l'a décroché, probablement pour rien, et je sais bien pourquoi.
Bunu bana neden yaptığınızı biliyorum. Sebebini biliyorum.
Je sais pourquoi vous me faites ça, je le sais.
Will! Neden olduğunu biliyorum, anormalliğin sebebini biliyorum.
J'ai enfin compris, j'ai trouvé la cause de l'anomalie.
Sebebini biliyorum.
J'ai compris ce qui se passait.
- Ben sebebini biliyorum.
- Je sais pourquoi.
- Artık sebebini biliyorum.
- Maintenant, je sais pourquoi.
Bak, bunun sebebini biliyorum.
Je sais de quoi il s'agit.
Bu tasları fırçalamak beni pek tatmin etmiyor ve sanırım sebebini biliyorum.
J'éprouve une insatisfaction à frotter ces rochers... et je crois savoir pourquoi.
Onları gönderme sebebini biliyorum.
Je savais aussi que c'était toi qui les avais envoyé.
Ama karşı karşıya gelmekten kaçınıyorlar. Galiba sebebini biliyorum.
Ils ont évité la confrontation directe, et je pense savoir pourquoi.
Ben sebebini biliyorum, bunu seviyorum.
Je connais la cause : j'aime la came.
Sanırım sebebini biliyorum.
Je sais pourquoi.
Sanırım ben sebebini biliyorum.
Je crois savoir pourquoi.
Ve ben sebebini biliyorum.
Tu as bu avec les prostituées! Je sens leur odeur répugnante! Moi, je sais pourquoi.
Farklı olduğumu hep bilirdim, şimdi sebebini biliyorum.
Je me sentais différent. Voilà pourquoi!
Sebebini biliyorum.
Je crois savoir pourquoi.
Doktormuş gibi davranmak istemenin sebebini biliyorum, çünkü o barda çalışmaktan nefret ediyorsun ve önemli birisi gibi hissetmek istedin.
Tu voulais faire semblant d'être docteur parce que tu détestes bosser dans un bar et que tu voulais être quelqu'un.
Geliş sebebini biliyorum.
Je sais pourquoi tu es là, Victoria.
Şimdi sebebini biliyorum.
Maintenant, je sais pourquoi.
Galiba sebebini biliyorum.
Je crois savoir pourquoi.
Bahse girerim sebebini biliyorum.
Je sais pourquoi.
Neyse, simdi biliyorum davranisinizin sebebini.
Mais maintenant, ça va.
- Sebebini biliyorum! - Neden?
Tu es vengée.
Sebebini de biliyorum.
Et je sais pourquoi.
Sebebini biliyorum.
Je sais.
Ayının beyaz olduğunu biliyorum, sebebini bilmiyorum.
D'accord, l'ours est blanc, mais va savoir pourquoi?
Biliyorum sebebini.
Moi, je sais.
Vampirlerin hareketlenmesinin sebebini sanırım biliyorum.
Cette activité vampirique. Je sais ce qu'ils font.
Sebebini biliyorum.
Je connais la raison.
Zor olduğunu biliyorum söylediklerini ve söyleme sebebini çok takdir ediyorum.
Je sais à quel point ça a dû être dur. et j'apprécie ce que vous avez dit et pourquoi.
Evet, biliyorum da, bu kadar aceleye getirmenin sebebini anlayamadım doğrusu?
Je sais, mais pourquoi tout le grand tremblement?
Onun saçını boyatma sebebini biliyorum.
je sais pourquoi il s'est peroxydé.
Her zaman muazzam bi şekilde geç kaldığını biliyorum... ama bizi bu kadar bekletmenin sebebini öğrenmeyi çok isterim.
Tu te fais toujours un peu désirer, mais j'aimerais bien savoir ce qui t'a retenu aujourd'hui.
Nasıl yapıldığını biliyorum. Sadece sebebini anlamıyorum.
Je sais comment ils le font, mais le pourquoi m'échappe.
Aşkın gözünün kör olduğunu biliyorum, ama seninle tanıştığımdan beri sanki arkadaşlarımla ve işimle olan bağlantım mantıksızlaştı ve bunun sebebini bilmiyorum.
Je sais que l'amour est aveugle. Mais j'ai comme perdu tout sens rationnel vis-à-vis de mes amis... de mon boulot, et soudain, je me demande pourquoi.
Dürüst davranmıyorsun ve sanırım sebebini de biliyorum.
Tu ne me dis pas tout et je crois savoir pourquoi.