English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Sizin mi

Sizin mi traduction Français

3,411 traduction parallèle
- Charlie'nin mi, sizin mi?
- Et bon pour vous!
Otoparktaki Maybach sizin mi?
- C'est ta Maybach dans l'entrée?
- Efendim, bu postacı sizin mi?
Ce facteur vous appartient?
Ve... Sizin başınıza hiç böyle bir şey geldi mi? Birden bir hata yaptığınızın farkına vardınız mı?
Et... ça vous est déjà arrivé de soudain vous rendre compte de votre erreur? Et je vous ai vu sur le palier.
Çünkü siz çocuklar, liseli kravatlarınızla ve sizin "lütfen önden buyur eski dost." tavrınız fazla bir işe yaramıyordu, değil mi?
Parce que vous, avec vos cravates d'école, vos "après toi, mon vieux", vous n'avez pas fait grand-chose, hein?
Şu sizin gitarcı çocuk değil mi? Şu, denize giren?
C'est pas votre guitariste qui se baigne là?
Sizin ve Doktor Ogden için de durum böyle mi?
Est-ce le cas de votre histoire avec Julia?
Hadi ama millet. Büyüyün biraz. Sizin dadınız olmak istemiyorum.
- Je dois vous dire d'apprécier la mi-temps de la chasse et de chercher un coeur ou une connerie dans la salle de pause.
Molly sizin evde mi?
Ne fais pas l'étonné.
Bu tüm zamanların en iyi filmi ve sizin bütün konuştuğunuz çörek mi?
C'est le meilleur film au monde et vous parlez de cupcakes.
Efendim, sizin köpeğiniz mi şuradaki?
Monsieur, c'est votre chien?
Bir şey diyeyim mi? Biz de oturup ice tea ve portakal suyumuzu içmek istiyoruz aynı sizin gibi.
Je vais vous dire quelque chose, on veut aussi notre thé glacé et notre jus d'orange, comme vous.
Burası sizin yeriniz mi? Affedersiniz.
- C'est votre place.
Artık yetkili siz olduğunuza göre bütün ipler sizin elinizde, değil mi?
Maintenant que vous êtes chef, c'est tapis rouge pour les pontes, non?
Şu anda başkentten uzaktayız. Sizin yüzünüzden tüm paramı ve müşterilerimi kaybettim ve siz geri dönmemi mi istiyorsunuz?
J'ai perdu toutes économies et clients à cause de vous, et vous me renvoyez?
- Çalışmaya sizin eve mi geliyordu?
Elle travaillait chez vous?
Sue de sizin gibi öğretmendi, öyle mi?
Vous et Sue êtes enseignants?
Acaba birileri sizin şirketinizi hedef alıyor olabilir mi?
Quelqu'un pourrait vous cibler?
Sadece sizin filodaki mi yoksa bütün İbneler Tümenindeki mi?
Juste l'escadron ou la division des tapettes?
Sizin için kıymetli mi?
Est-elle précieuse à vos yeux?
Sizin için bile mi?
Pas même pour vous?
Tamam mı, bu yeterli mi sizin için?
Ça suffit.
Pesto sizin müşterilerinizden mi?
Attendez.
Sizin hakkınızda bir şeyler bulmuş olabilir mi acaba?
Il a découvert votre passé?
Sizin gibi çatlakların dünyayı değiştirebileceğine mi inanıyorsun?
- Vous croyez quoi? Que vous allez changer le monde?
Sorumun garip geleceğini biliyorum ama Jack Nash'le sizin evde mi diye soracaktım.
La question va vous paraître bizarre, mais est-ce que Jack est chez vous avec Nash?
Liderlik sizin için sadece bir kelimeden mi ibaret?
Pour vous,.. .. c'est juste un mot de plus au code?
Bu yarışma sizin bebeğiniz gibi. Fark ettiniz mi?
- Ce concours est votre bébé.
Sizin köpeğiniz mi?
C'est votre chien?
Ne yani, vergi mi ödeyeceğim... "köpeğim" yok diye sizin için.
Comme je te nourris, je paierais la taxe sur les chiens?
- Sizin gibi şirin mi?
Elle est aussi mignonne que vous toutes?
Bu vahşi cinayetin şehrimizin profili ve ihtiyacımız olan 30 milyar dolarlık turizm gelirimiz sizin departmanınızın rahatlatıcı istatistikleri sayesinde gerileyebilir mi?
... que l'effet de ce meurtre brutal sur l'image de notre ville et sur les 30 milliards de revenus touristiques dont elle dépend peut être minimisé par les statistiques rassurantes de votre département?
Sizin tarzınız daha ziyade bağcıklı ayakkabı, değil mi?
Du genre à lacets, hein?
Sizin benim için yaptıklarınızdan sonra en azından bir işe yarayayım, değil mi?
C'est normal après tout ce que vous faites pour moi.
Petrol sizin gibi binlerce, deniz yaratığını öldürecek, değil mi?
Le pétrole va tuer des milliers de créatures marines sans défense, je pense que vous êtes genre réglos non?
- Bu sizin eviniz mi?
Est-ce que c'est ta maison?
Ben sizin işinizi halledeyim ama siz bana ekinti yapın, öyle mi?
Je vous aide et j'ai rien en retour?
Sizin sandığınızdan fazla türde var biliyorsunuz değil mi?
Vous ne les connaissez pas toutes.
Affedersiniz, bayım. Üst kabindeki deri bavul sizin mi?
C'est votre bagage, là-bas?
Bu sizin için eğlenceli mi?
Vous aimez ca?
Sizin de mi cesaretiniz yok Sayın Başbakan?
Pas même vous, Mme le Premier ministre?
Sizin düşman falan olmanız gerekmiyor mu? Vampirler ve kurtadamlar dünyasında böyle olması gerekmez mi?
Vous êtes pas censés être des ennemis mortels, comme tout vampire et loup-garou?
Eskiden sizin evinizdi değil mi?
C'était chez vous, non?
Sizin gibi cinsel tacizcileri içeri tıkıp striptiz kulübüne gidemezdi değil mi?
Mais il peut pas vous envoyer au trou pour harcèlement puis aller dans des night-clubs. Très bien.
Sizin işiniz mi?
- Vous êtes impliqués?
O yüzden biri bana açıklayabilir mi, neden sizin bir davanız var ve benim yok?
Alors voulez-vous m'expliquer, Comment c'est possible que vous ayez une affaire et pas moi?
- Sizin aleyhinizde mahkemede ifade verdiğinden beri mi?
- Depuis son témoignage.
Bu sizin faks makineniz mi?
C'est ton fax là?
Sydney size sizin terfinizden nefret ettiğini hiç söyledi mi?
Sydney vous a dit qu'elle était jalouse?
Sizin için işinizi mi yapmamı istiyorsunuz?
- Je devrais faire votre travail?
Bu kişinin sizin okula gittiğini mi düşünüyoruz?
Cette personne fréquenterait le lycée?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]