Yakaladınız mı traduction Français
742 traduction parallèle
- Siz hiç maymun yakaladınız mı?
- Parce que vous en avez déjà attrapé un?
Onu yakaladınız mı? Bilmek istediğim tek şey bu.
Vous l'avez capturé?
Onu yakaladınız mı?
Vous l'avez attrapé?
- Bir şey yakaladınız mı?
- Vous avez attrapé quelque chose?
Katilleri yakaladınız mı?
Vous avez pris les tueurs!
Evet, lakin katili yakaladınız mı?
Mais le coupable a été pris?
- O Alman'ı yakaladınız mı? - Hayır.
- Vous l'avez eu ce boche?
- Yakaladınız mı? - Evet hanımefendi.
Il vous attend dans votre chambre.
Onu yakaladınız mı? Evet.
Vous l'avez eu?
Onu yakaladınız mı?
L'avez-vous rattrapée?
Hırsızı yakaladınız mı?
- Ça alors!
Yakaladınız mı?
Ils sont pris?
- Yakaladınız mı?
- Vous l'avez eu?
- Yakaladınız mı? - İcabına baktık.
- On l'a eu.
Çok yakaladınız mı, Kichi?
Tu en as pris beaucoup Kichi?
Ee, onu yakaladınız mı?
Alors vous savez qui c'est?
- Barrett'ı yakaladınız mı?
Vous tenez Barrett?
- Deniz şeytanını yakaladınız mı?
- L'as-tu pris, le Démon de la mer?
- Adamı yakaladınız mı? - Hayır, efendim.
- Vous avez attrapé l'homme?
Hırsızları yakaladınız mı?
Avez-vous arrêté les voleurs?
Arkamdan gelene arka çıkarım, yakaladınız mı?
Enflammés. Ça vous dit?
- Yakaladınız mı?
- Parce que vous l'avez attrapé?
Kaptan, siz 6 kaplan mı yakaladınız?
Oh, capitaine, avez-vous capturé six tigres?
hırsız mı yakaladınız?
Vous avez arrêté un cambrioleur?
Onu yakaladınız mı?
Dites-moi, vous l'avez pris?
Yakaladığımızda onu, sizin armanızın olduğu gümüşlerle bulduk.
Nous l'avons attrapé et il avait cet argenterie avec votre marque.
Orada, Skinner'ın Lompoc'taki bankasından 2 milyon dolar çalan birkaç hırsızı yakaladığımı anlatan bir makale vardı.
Il y avait un article là-dedans disant comment j'ai appréhendé deux bandits... qui ont volé 2 millions de dollars de la Banque Skinner de Lompoc.
Bay Sousè, suçlulara günlerini gösterip, yakaladığınız için sizi takdir ederim.
M. Sousé, nous apprécions la capture que vous avez faite... et la correction que vous avez donnée à ces criminels.
Cüzdanını çalan hırsızı yakaladım.
J'ai pincé le voleur de votre portefeuille.
Pekala, beni yakaladınız.
Vous m'avez pris.
Güvertede harika manzaralar yakaladım. Filikaların etrafında duran bir yığın insan. Can yeleklerini giymiş yavaşça hareket eden yapayalnız insanlar.
J'en ai fait de merveilleuses sur le pont d'un des bateaux avec un petit groupe un peu gauche équipé de gilets de sauvetage.
- Sadece beni hazırlıksız yakaladın.
- Je sais. - Tu m'as prise au dépourvu.
- Onu yakaladınız mı?
Vous l'avez eu?
Belki farkında değilsiniz ama bu adamı yakaladığımızda vatandaşlık görevinizi yapmış olacaksınız.
Quand on aura arrêté cet homme... vous aurez fait votre devoir de citoyens de votre communauté.
Yakaladıklarımız yarısı sonradan mahkum oldu.
La moitié d'entre eux sera condamnée à mort. Si un policier n'est pas convaincu d'agir pour le Bien, il ne sert plus à rien.
- Ne için? Bir an için savunmasız yakaladın beni.
Vous m'avez prise au dépourvu.
Seni biz yakaladığımız için şanslısın.
Vous avez du bol qu'on vous ait pincé.
- Keller'i yakaladınız mı?
- Où est Keller?
Kurul üyelerinin, Kanal Caddesi'nde bir kızı yakaladıklarını duydum.
On m'a raconté que des délégués à la convention avaient attrapé une fille sur Canal Street.
Bir şey yakaladınız mı?
Ca mord?
Ve fırsatını yakaladığımız an, onu kullanmalıyız.
Et quand une occasion se présentera, nous devrons la saisir.
Sadece başlarımız birbirine yakınken bizi yakaladı.
partir en voiture n'etait pas approprié.
Siz yakaladığımız Grandi'nin adamını tanıyorsunuz, değil mi?
Vous connaissez le petit Grandi qu'on a chopé?
Bir şey yakaladınız mı?
Bonne prise?
Baba, bir avcı olduğuna göre sence yakaladığımız o hayvanın ne olduğunu bilir mi?
Puisqu'il est trappeur, il doit connaître notre bête.
Beni çok fena yakaladınız, Bay Billy. Teslim oluyorum.
Vous m'avez découvert, je me rends!
Ben yakaladığın hırsızım ve benden kurtulamayacaksın.
Tu vas être obligé de me prendre telle que je suis.
Tabii ki geçen defa onu yakaladığımızda hapishaneyi yakıp kaçtığı için suçlamalarımızı kanıtlama şansımız olmadı.
La dernière fois qu'on l'a attrapé, on n'a rien pu prouver, car il a incendié la prison et il s'est échappé.
Beni yakaladınız.
Vous m'avez eu.
Beni hesaplarınızı kontrol etmem için yolladılar. Ve sizi o yaşlı kadınla yakaladığım için çok üzgünüm.
Je viens faire votre comptabilité et je suis désolé de vous avoir surpris avec la vieille.
Lafını etmeye değmez. Seni yakaladığımız için memnunuz.
Nous sommes contents de vous avoir attrapé.