Yapmadım mı traduction Français
16,973 traduction parallèle
Sana inanmalıydım. Sana güvenmeliydim, ama ben yapmadım.
J'aurais dû te croire, te faire confiance.
Ben bir şey yapmadım.
Je n'ai rien fait.
Yapmadım.
- C'est le cas.
Kodlamanın çoğunu ben yapmadım.
- Ce n'est pas entièrement mon code.
Antrenman yapmadım dedim ya sana.
Je t'ai dit, je ne me suis pas entraîné.
Lanet olsun! Bunu hiç yapmadım, tamam mı?
Putain, j'ai jamais fait ça, d'accord?
Buraya yalnız gelmekle iyi yapmadım, anlıyomusun beni?
Je suis pressée on m'a laissée seule ici, Tu sais pas?
Market arabasından düştüğünüzde, bir şeyler yapmalıydım. Ama yapmadım.
Quand t'es tombé du caddie, j'aurais pu faire quelque chose, mais je ne l'ai pas fait.
Dürüst olacağım, daha önce hiç yapmadım bunu.
Je serai honnête, je n'ai jamais fait ça.
Büyük yapmadığım iyi oldu.
Heureusement que ce n'était pas pour un numéro deux.
Tanrım, yapmadınız değil mi?
Oh, mon dieu, vous n'avez pas...
Yaptığın şeyi ben yapmadım Mike, ayrıca ben yalnızca bir dişçiyim.
Je ne fais pas ce que tu fais, Mike, je ne suis que ton dentiste de merde.
15 yıldır seks yapmadım Jason. Sikiş, sikiş, sikişmek istiyorum!
J'ai pas eu de sexe pendant 15 ans, Jason, et je veux fourrer, fourrer, fourrer!
Hayır, yapmadım.
J'ai sauté le Spring Break.
Karımın ondan beklediğini yapmadığını gördün.
Tu as vu que ma femme n'a pas fait ce que j'attendais d'elle.
Hayır, yapmadım.
Mais non.
Ve sorumluluğu kabul etmedim. Yapmam gereken şeyi yapmadım.
Je n'ai pas voulu prendre mes responsabilités.
Ben yapmadım.
- J'ai rien fait.
Hiç kimseyle böyle bir şey yapmadım.
J'ai jamais rien fait avec quelqu'un. Comme ça.
Ben bir şey yapmadım! Kendi düştü!
J'ai rien fait, elle est tombée!
Yapmadığın zaman mı var?
Je suis au régime.
Bilerek yapmadım ki.
- Je l'ai pas fait exprès.
- Öyle bir şey yapmadım!
- Je n'ai pas fait ça.
Ben yapmadım!
C'était pas moi!
Ona bunu ben yapmadım.
J'y suis pour rien.
Ben yapmadım.
Ce n'est pas moi.
Ama onu ben hıyar yapmadım.
C'est pas ma faute s'il est con.
Ben bir süredir bunu yapmadım.
Et ça fait longtemps, vous savez.
- Hiç adilik yapmadım ben.
- Non, jamais.
Ben hiçbir şey yapmadım.
Rien du tout.
Yanlış bir şey yapmadığımızı biliyorsun.
Nous n'avons rien fait.
Başka bir şey yapmadım ki. Bay Rand'e gittim ve sordum. "Neden?" diye sordum.
J'ai rien fait, j'ai juste demandé à M. Rand pourquoi les Blancs conduisent et les Noirs soulèvent.
Bana hiçbir kötülük yapmadın.
Tu m'as rien fait.
İşimi yapmadığım için bana kızıyor sandım.
Je croyais qu'il me punissait.
Ben bir şey yapmadım. Bunu kendin yaptın.
- Tu te l'es fait tout seul.
- Ben bir şey yapmadım ki!
- J'ai rien fait!
Ömrüm boyunca cumayı iple çekmekten başka iş yapmadım ve kalkmış bana, yarın cuma, diyorsun.
Toute ma vie, j'ai attendu le vendredi.
Hiç yapmadım ama öğrenebileceğimden eminim.
Non, mais je peux certainement apprendre.
Bir karşılık için yapmadım.
Je ne fais pas ça pour ça.
Bekârlığa veda partisi yapmadım, o yüzden...
Je n'en ai pas vraiment eu un, alors...
- Son güncellemeyi yapmadım.
Je n'ai pas la dernière mise à jour.
Yanıltıcı reklam da yapmadım. Kendine iyi bak.
Etje n'ai fait aucune publicité mensongère.
- Yaptınız mı yapmadınız mı...?
Elles existent ou non?
- Bunu daha yeni yapmadınız mı?
- Vous ne venez pas de le faire?
Bir şey yapmadığımızı sanıyordu oysa para toplamış ve ona şey almıştık...
Il croyait qu'on avait rien prévu, alors qu'on avait organisé une énorme collecte et...
- Ben yapmadım ki.
- J'y suis pour rien.
New York'a geldiğimden beri yapmadığım için bağırıyordun bana.
- Il faudrait savoir, vous hurliez...
O... Yani yapmadın mı?
T'as pas...
- Ben yapmadım.
C'est pas moi.
Hiçbir şey yapmadım ben!
J'ai rien fait!
- Hiçbir şey yapmadım!
- J'ai rien fait!