Yapmam gereken şeyler var traduction Français
234 traduction parallèle
Şimdi yapmam gereken şeyler var.
Maintenant veuillez m'excusez, j'ai à faire.
Yemekten önce yapmam gereken şeyler var.
Eh bien, j'ai des choses à faire avant de déjeuner.
Evet, alıyorum, ama şu anda yapmam gereken şeyler var.
Si, mais j'ai un travail urgent.
İzninizi istiyorum. Yapmam gereken şeyler var.
Veuillez m'excuser, j'ai d'autres projets.
Burada yapmam gereken şeyler var.
Non, je suis encore utile ici.
Dün yapmam gereken şeyler var.
Mais "j'aurai" à faire hier.
İzninle Komser, yapmam gereken şeyler var.
Je suis désolé, inspecteur, mais j'ai des choses à faire.
Banyoda yapmam gereken şeyler var.
J'ai des trucs à faire dans la salle de bains.
Yapmam gereken şeyler var. - Benim de acelem var.
- Moi aussi, je suis pressée.
Yapmam gereken şeyler var.
Nous avions rendez-vous à 8 heures.
Yapmam gereken şeyler var.
J'ai des choses à faire.
Meridian'dan ayrılmadan önce yapmam gereken şeyler var.
J'ai des choses à régler avant de quitter Meridian.
Yapmam gereken şeyler var.
Je dois m'occuper de certaines choses.
Babamla yapmam gereken şeyler var.
Je fais un truc avec mon père.
Hayatımda yapmam gereken şeyler var.
Il me faut une raison? J'ai ma vie à mener!
Yapmam gereken şeyler var.
Je prends une douche.
- Yapmam gereken şeyler var.
J'ai des choses à faire aussi! C'est toi qui a tout mis au point.
Benim daha yapmam gereken şeyler var... ve gücenme ama, gerçekten de yalnız kalmayı özledim.
J'ai du travail à faire. Ma vie privée me manque beaucoup.
Benim yapmam gereken şeyler var.
Je dois vérifier certaines choses.
Yapmam gereken şeyler var.
J'ai quelque chose à faire.
Yok, benim için sorun değil. Yapmam gereken şeyler var.
- Non, j'ai des courses à faire.
Yapmam gereken şeyler var ve bilgisayarım burada değil.
J'ai du travail et mon ordinateur est là-bas.
Gitmeden önce yapmam gereken şeyler var.
J'ai à faire avant de partir. Ne m'attendez pas.
Yapmam gereken şeyler var ama... O buna değer.
Je dois encore régler un truc, mais elle en vaut la peine.
- Yapmam gereken şeyler var.
- et j'ai des choses à faire.
Yapmam gereken şeyler var.
J'ai un truc à faire.
Ama senin hazırlanman gereken bir başka şovun, benim de yapmam gereken şeyler var.
Mais tu dois encore te préparer et j'ai des choses à faire.
- Yapmamız gereken bazı şeyler var.
- Y'a des choses a faire d'abord. - Comme?
- Yapmam gereken bir şeyler var.
- j'ai à faire. - Quoi donc?
Benim de kendi başıma yapmam gereken bazı şeyler var.
Il y en a aussi à Satsuma.
Yapmamız gereken şeyler var. Sen olmadan nasıl altüst olduğumu biliyorsun.
On a quelque chose à faire, et... je ne sais rien faire sans toi.
Annen olmak bunlardan biriydi. Ama başka şeyler de var. Yapmam gereken de bu.
Je ne peux pas être juste une maman, il y a certaines choses... que je dois faire.
Yapmam gereken bazı şeyler var.
J'ai des choses à régler.
Şu an yapmam gereken bazı şeyler var.
Seulement, aujourd'hui, je me suis engagé à faire certaines choses.
- Yapmam gereken başka şeyler var.
- J'ai autre chose à foutre.
Yapmam gereken şeyler var.
J'ai quelques affaires à régler.
- Yapmam gereken bazı şeyler var.
- J'ai des choses à régler.
Yapmam gereken ve senin uzak olmanı gerektiren şeyler var.
C'est fini. Tu ne dois pas être mêlée à ce que je dois faire.
Siz memurlar ve beyler, şimdi burayı dinleyin. Onun için yapmamız gereken şeyler var.
Nous avons des choses à faire pour elle.
Yapmam gereken bazı şeyler var.
Je dois aller faire quelques courses.
Çok teşekkür ederim, yapmamız gereken şeyler var.
Merci beaucoup, mais nous avons quelque chose à faire
Eve gelmeden önce yapmam gereken bazı şeyler var.
J'ai une ou deux choses à faire avant de rentrer.
Yapmam gereken başka şeyler de var.
J'ai d'autres choses en cours, aussi, tu sais.
Yapmam gereken bazı şeyler var.
Ecoute, j'ai quelque chose à faire.
- Ama düğün için yapmamız gereken şeyler var.
- J'ai déjà dit non. - On pourrait régler plein de choses.
Yapmamız gereken şeyler var.
On a des choses à faire.
Ama yapmam gereken bir şey var. Ve önemli şeyler listesinde üst sıralarda.
J'ai un truc à faire, et c'est super important.
Yapmam gereken daha önemli şeyler var.
J'ai plus important à faire.
Yapmamız gereken şeyler var.
On a bien trop de projets.
Yapmamız gereken bazı şeyler var da, mesela filmi tamamlamak gibi.
On a des bricoles à faire, genre le finir.
Yapmam gereken bazı şeyler var Halletmem gereken şeyler.
Tant mieux. Merci pour la porte ouverte.
yapmam gereken bir şey var 27
yapmam gereken işler var 42
yapmam gerekeni yaptım 16
yapmam gereken bir iş var 17
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmam gereken işler var 42
yapmam gerekeni yaptım 16
yapmam gereken bir iş var 17
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapmayacaksın 53
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50