Yemin et traduction Français
3,170 traduction parallèle
Gaby'yi kürsüye çıkarmayacağına dair bana yemin etmiştin, ama sonra çıkardın.
Tu m'avais jurée que tu n'appellerais pas Gaby à la barre. Et c'est ce que tu as fait.
Beni Aziz Peter Kilisesi'ne götürüp konuşmamam için haç üstüne yemin ettirdiler.
Ils m'ont embauché à l'église St Peter au sud de Barclay ( quartier de New york ) et j'ai fais le vœu sur la sainte croix de garder le silence
Babanın mezarının üstüne yemin et.
Jure le sur la tombe de ton père.
- Hayatları üzerine yemin et.
- Jurez sur leur tête.
Zarar görmeyeceğime dair çocuklarının hayatı üzerine yemin et.
Jurez sur leur tête qu'on me tuera pas.
- Yemin et.
- Jure-le.
O zaman kendime işlerin düzeleceğine yemin etmiştim.
Et je me suis juré que les choses iraient mieux.
Hayır, ayrıca ikimiz de büyük annelerimiz tarafından büyütülmüşüz ve ikimiz de içinde bulunduğumuz sürece komisyona bağlı kalacağımıza dair yemin ettik birbirimize.
Non, nous avons comme lien d'avoir été élevés par par nos grands-mères, et nous nous sommes jurés que nous resterions engagés de faire du monde une meilleure place pour y avoir été.
Sadık bir şekilde hizmet etmek için yemin ettiğim adam aşağıda ölüm-kalım savaşı veriyor. Ve sen bunu politik bir fırsat olarak görüyorsun.
L'homme à qui j'ai juré de servir loyalement se bat pour sa vie en bas, en bas, et vous voyez ça comme une opportunité politique.
Bana bir şey için yemin et.
Tu me promets un truc?
Seni gerçekten sevdiğine yemin et.
Promets-moi qu'il t'aime.
Sürümü seçtim ve onun için öleceğime yemin ettim ama asla senin kanını içmem vampir.
J'ai choisi ma meute, et j'ai juré que je mourrais pour elle. mais je boirais jamais de toi, vampire.
Yemin et, Angela.
Jurez, Angela.
Kimseye söylemeyeceğine yemin etmiştin ama!
Oh mon.. Et vous avez juré que vous ne diriez rien!
Annemle babamı da bu işi yapmamaya yemin ettirdiler.
Ils ont fait jurer mes parents et moi de ne rien dire. C'est peut être la raison.
Babam bizler icin kilini kipirdatmadi ve ben de ondan farkli olacagima yemin ettim.
Mon vieux n'a jamais rien fait pour ses gosses. et je me suis juré que je serai différent.
Steve Reynolds eski bir askerdi ve bence o Quantico'ya gitti ve bir FBI ajanı olarak yemin etti.
Steve Reynolds était un vétéran décoré et avec mon appui, il est venu à Quantico et a prêté serment comme agent du FBI.
Gabe Erickson gözlerimin içine baktı,... ailemin parasına göz kulak olacağına yemin etti,... ve sonra onu çaldı.
Gabe Erickson m'a regardé droit dans les yeux, m'a juré qu'il allait s'occuper de l'argent de ma famille, et il me l'a volé.
Araba tamir etmek ve tırnaklarının altının yağlanması demektir ve kardeşlerinle sonuna kadar beraber olacağına kanınla yemin etmek demektir.
De réparer des voitures, d'avoir de la graisse sous les ongles et de proclamer un serment éternel envers tes frères.
- Tekrar yemin et. - Yemin ederim.
Jure-le encore.
Oğlum Issa Muhammed'in ölümsüz ruhu üzerine yemin et.
Sur l'âme immortelle de mon fils Issa Mohammed.
Bir denizci olarak Amerika Birleşik Devletleri'ni iç ve dış düşmanlara karşı koruyacağıma dair yemin ettim.
Et en tant que Marine, j'ai juré de défendre Les Etats Unis d'Amérique contre des ennemis venant de l'extérieur et de l'intérieur.
Sesini kesmezsen yemin ederim ki arabayı çarpar, hepimizi öldürürüm.
Si tous les deux vous ne la fermez pas, je vous jure que je vais fracasser cette voiture et que je vais tous nous tuer.
Beni kurtarmak için döndün ve yanında duracağım, yemin ederim ki duracağım ama...
Tu reviens pour me sauver et je me tiendrai à côté de toi, Je jure devant Dieu que je veux, mais...
Siz kiropraktörler iyileştirip, öldürmemeye dair bir yemin falan ediyor musunuz?
Donc, vous, les chiropracteurs, vous devez faire un serment pour soigner, et tu sais, ne pas tuer?
Mahkemede de İncil üstüne yemin edip aynısını söyleyeceğim.
Et c'est ce que je vais dire au tribunal, ma main sur la Bible.
Başı belada ve sana yemin ederim yemin ederim eğer bunun arkasında sen varsan...
Elle a des problèmes, et je te jure... Je jure que si tu es derrière tout ça...
Carney denetçinin adının Thomas Reid olduğunu söyledi, ve adamın rüşvet istediğine yemin ediyor.
Bon, Carney a dit que le nom de l'inspecteur est un Thomas Reid, et il jure que le gars demandait des pots de vin
"Bartlett, seni yalancı şerefsiz, Tanrıya yemin ederim ölmeden önce, sayılı günlerinin kaldığından emin olacağım."
"Bartlett vous êtes un bâtard de menteur, et je jure devant Dieu qu'avant que je ne meure, je ferais en sorte que vos jours soient comptés."
Eski evli çiftler gibisiniz. Yemin ediyorum. Sürekli huzur kaçırıp kimseye faydanız olmaması hariç.
Vous êtes comme un vieux couple, sauf que vous n'avez que les contraintes et aucun des avantages.
Dün gece beni aradı, buralarda olduğunu ve beni görmeye ihtiyacı olduğunu söyledi ama yemin ederim ki, yalnızca benden sonsuza kadar uzak kalmasını söylemek için dışarı çıktım.
Elle m'a appelé la nuit dernière en me disant qu'elle était dans le coin et qu'elle voulait me voir mais je vous jure que je suis seulement sorti pour lui dire qu'elle devait
İfadenizde doğruyu, tüm doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Jurez ou affirmez vous solennellement que le témoignage que vous allez apporter est la vérité, toute la vérité, et rien d'autre que la vérité?
İfadenizde doğruyu, tüm doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Jurez vous solennellement que le témoinage que vous allez faire est la vérité, toute la vérité et rien que la vérité?
Kabak benim başıma patlar ve yemin ediyorum babamın bunu öğrenmesi yerine ölmeyi yeğlerim.
Ca m'est tombé dessus, et, je le jure, je préfère mourrir plutôt que mon père le découvre.
söylemeyeceğime yemin ederim.
et rien que la vérité.
Ben nişanlımla yemin ederken durup geleceğe bakabileceğimiz sonsuza dek birlikte olacağımızı anlayacağımız o yerin gerçekten özel ve romantik olmasını umuyorum.
J'espérais quelque chose de super romantique, un lieu vraiment spécial. Ok. Un endroit inoubliable ou je me tiendrais avec ma fiancée en faisant nos vœux, contempler notre future et savoir que nous serons ensemble pour le reste de nos vies.
Gecenin sonuydu. Daha önce evlenip evlenmediğimizden bahsediyorduk ve o evlenmediğini söylediğinde, bu seninle çalışmaya başlamadan önce fark edebileceğim bir şey değildi ama yalan söylediğine yemin edebilirim.
C'était la fin de soirée et nous parlions de si nous avions ou pas été mariés et quand il m'a dit qu'il ne l'avait pas été - et ce n'est pas grand chose, je l'aurais remarqué même avant de travailler avec vous
- Yemin altına mı alacağız? - Bekleyelim yapsınlar.
- Et leur faire prêter serment?
Yoksa yemin ederim o teklifini kabul edeceğim ve seni burada bırakacağım. Şimdi bana eve dönmeye hazır olduğunu söyle.
que je vais te prendre au mot et te laisser ici.
Ve her ne yaptıysa, yemin ederim tüm sorumluluğunu üstlenecek.
Et quoi qu'il ait fait, je promets, qu'il en prendra l'entière responsabilité.
Hala, o konuya girmemeliyim. Ama yemin ederim, bi daha asla bi kızın arkadaşımla benim arama girmesine izin vermeyeceğim.
Même, je n'aurais pas du aller sur ce terrain là mais je promets que je ne laisserai plus jamais une fille se mettre entre moi et un ami
Sana yemin ediyorum, seni bulurum ve öldürürüm.
Je te promet, je te trouverai et je te tuerai, okay?
Biliyorum, bir gün benimle yaşayacağını söyledim durdum. İstiyorum da, yemin ederim.
Je sais que j'ai dit que tu viendrais ici un jour, et tu le pouvais, je te le jure.
Aaron, yemin ederim seni bayılana kadar döver alırım.
Je t'assommerai et te le prendrai.
İsa Mesih'i kurtarıcın olarak tanıyor ve onun yolunda hizmet edeceğine yemin ediyor musun?
Reconnaissez-vous Jesus Christ comme votre sauveur et promettez-vous de le servir en tant que seigneur?
Eh, yani, o da uçaktaydı ve Cooper'ın resimdekinden farklı göründüğüne yemin ediyor. Haydi ama.
Eh bien, lui, il était dans l'avion, et il jure que Cooper semblait différent que sur le croquis.
Bunun için mahkemede yemin eder misin?
Et vous jurerez ça devant la cour?
Carrie'yi bırak sana göndereceğime dair yemin ediyorum.
Laisse Carrie partir et je jure de te l'envoyer.
İşini daha yeni geri aldığını biliyorum David ve bir şey söylemeyecektim, yemin ederim.
Je sais que tu viens juste de récupérer ton boulot, David, et je n'allais rien dire, je le jure.
İşini daha yeni geri aldığını biliyorum David ve bir şey söylemeyecektim, yemin ederim.
( Abby ) Je sais que tu viens juste de récupérer ton boulot, David, et je n'allais rien dire, je le jure.
Hayatım üzerine yemin ederim ki bunu ona ödettireceğim.
Et sur ma vie, je vais le faire payer.
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etrafta kimse yok 27
etmelisin 16
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etrafta kimse yok 27
etmelisin 16