Yemin ettim traduction Français
719 traduction parallèle
Tacı hep başınızda tutacağıma dair babanıza yemin ettim.
J'ai juré à votre père de la placer sur votre tête.
O adamı bir daha görmeyeceğime yemin ettim.
Je me suis juré de ne plus voir cet homme.
Bundan kurtulacağıma yemin ettim ve kurtuldum.
J'ai juré d'en sortir, et j'en suis vraiment sorti.
Bundan bir daha bahsetmeyeceğime yemin ettim.
Parce que j'ai juré de ne jamais en reparler.
3 yıl önce, asılsın diye yemin ettim, ve Tanrım, asılacaktır.
Il y a trois ans, j'ai juré de le faire pendre pour ça et, bon Dieu, je le ferai.
O günden sonra, Leslie beraat edinceye kadar başka bir kokteyl hazırlamamaya yemin ettim.
Je m'étais juré de ne plus préparer de cocktails jusqu'à l'acquittement de Leslie.
Mesaj neydi? Genç Romeo'ya, mesajı kocasına söylemeyeceğime dair yemin ettim.
J'ai juré au jeune Roméo de ne rien dire au mari.
Ben hayat kurtarmak için yemin ettim.
J'ai fait le serment de protéger la vie.
Seni bulup geri alacağıma yemin ettim.
J'avais juré de t'arrêter et de te ramener.
O iğrenç banliyö mezarlığında, zavallı annemin naaşı başında dururken ailesinin ona çektirdiklerinin intikamını almaya yemin ettim.
Sur la pauvre tombe de maman, dans ce hideux cimetière de banlieue, je fis le serment que je la vengerais de sa famille.
Onu o zavallı tabutu içinde, yaşamında olduğu gibi ölümünde de azledilmiş şekilde gömülürken gördüğümde müsamaha kaldırmayan gururunuzdan intikam almaya yemin ettim.
Quand je la vis mettre en terre exilée dans la mort comme dans la vie....... je jurai de me venger de votre intolérable orgueil.
"Sadece bu kıyafetim var ve onu kimseye vermemeye yemin ettim ama onu üstümden alırsan seni durdurmayacağım" dedim.
Mais j'ai rencontré un pauvre, je ne pouvais pas lui offrir ce fromage. "Je n'ai que ma robe", lui ai-je dit. " Mais le père m'a défendu de la donner.
O zaman, günün birinde o adam olmaya yemin ettim.
Je me suis alors juré qu'un jour, je serais cet homme.
Ben dini yemin ettim, yalan söylemem.
Oui, mais tu as continué à l'injurier.
Onu tanımadığıma yemin ettim.
J'ai juré que je ne le connaissais pas.
Çocukken, her ikisini de öldüreceğime yemin ettim. Fakat gerekmedi.
Ma mère n'était pas mariée, mon père alcoolo.
Fazla zorlamaya yemin ettim ben.
C'est mon devoir de charrier.
Tanrı onu... tekrar hayata döndürürse... yani ölüme terk etmezse... bir daha onunla olmamaya yemin ettim.
J'ai promis à Dieu que s'il le ramenait à la vie, enfin, s'il le maintenait en vie, je le quitterais.
Bir kez dua edip bir kez yemin ettim, olanlara bir bakın.
J'ai prié une fois et regardez ce qui m'est arrivé.
- Söylememek için yemin ettim.
- Je ne peux rien dire.
Arkadaşım ve hükümdarımla gömülmek için yemin ettim.
Celui d'être enseveli avec mon seigneur et ami.
Ama yemin ettim. John'a, kimseye söylemeyeceğime dair söz verdim.
J'ai juré à John que je ne le dirais pas.
- Yemin ettim. - Demek yemin ettiniz.
Et j'ai juré.
1 00 yaşıma kadar yaşamaya yemin ettim. Size inat olsun diye.
J'ai juré de vivre jusqu'à 1 00 ans, ne serait-ce que pour vous contrarier.
Öldükten sonra arkamda bir iz bırakacağıma yemin ettim.
Je m'étais juré de laisser ma marque dans ce monde.
Sakın söyleme. Yemin ettim aynı safta olduğumuzu söyleyen ilk kişinin gırtlağını keseceğim.
Le prochain qui me dit qu'on est du même bord, je l'égorge!
Babamın ölümünün öcünü almaya Odin'in kanı üzerine yemin ettim.
J'ai juré sur le sang d'Odin de venger la mort de mon père.
Her gün bu ilişkinin bittiğine yemin ettim. Bu şehir ve seninle olan ilişkim bitti.
Tous les jours je me suis juré que c'était terminé, toi et cette ville.
Yemin ettim. Bu yemine göre onu teslim etmem gerekiyor ve edeceğim.
J'ai fait un serment qui est de le ramener et c'est ce que je ferai.
Bir daha başka birini sevmeyeceğime yemin ettim.
Je lui disais que je l'aimais et que jamais je n'irais avec un autre homme.
Gerçek olduğunu anlayınca, ne sana ne de başkasına dokunmayacağıma dair yemin ettim.
Le prêtre a dit que tu lui avais bien laissé une lettre. Alors, j'ai juré de ne jamais te toucher.
Seni kameraya çekmeyeceğime yemin ettim.
J'ai promis de ne jamais vous filmer...
Eğer bir gün buradan çıkarsam, iki adamın ölümüne dövüştüğünü... seyretmektense, ölmeye yemin ettim.
J'ai juré que si je sortais d'ici... je mourrais avant de revoir deux hommes se battre à mort.
Ben buna... atalarımın kemiklerinin korunduğu tapınakta yemin ettim.
Je l'ai juré... dans le temple qui abrite leurs ossements.
Sancho'ya sadık kalacağıma yemin ettim.
J'ai juré allégeance à Sanche.
Onu yok edeceğime yemin ettim.
J'ai juré de l'écraser.
Efendim, babasının kim olduğunu söylememem için büyük yemin ettim.
"je me suis engagée solennellement à ne pas révéler son nom."
Onu öldürmek için para aldım. Öldüreceğime yemin ettim.
J'ai été payé pour le tuer, j'ai juré de le faire,
Yemin ederim. Ama ben bir yemin ettim diye yirmi iki yıldır dileniyorum. Sen bilemezsin.
J'ai juré il y a 20 ans Et j'en suis là...
Dün gece telefonda kendisine yemin ettim elimde 138 sayfa var diye. Daha dün gece...
Mais hier soir...
Ellerimi ellerinin arasında tuttu... Biri ölü, biri diri... Düke bağIı kalacağıma yemin ettim.
Mes mains entre ses mains inertes, sur son corps insensible, il m'a fait jurer fidélité au Duc.
Ona, devrimi devam ettireceğime yemin ettim.
Je lui ai juré de continuer la révolution. La révolution?
Eddie onun ihbarını bildiğimi asla öğrenmedi, ama onu öldüreceğime yemin ettim.
Eddie n'a jamais su que je savais qu'il m'avait balancée, mais je comptais bien me venger.
Gemiye atanınca sorumluluklarımı yerine getireceğime yemin ettim, ki bunlar açıkça belirtilmişti.
Quand j'ai été nommé, j'ai fait le serment d'assumer les responsabilités qui m'avait été clairement stipulées.
Evet, size yemin ettim.
Oui. Je vous donne ma parole. Je le jure.
Kusura bakma dostum, makinelere karşı yemin ettim.
Désolé, j'ai fait un vœu contre les machines.
Mezarının başında cinayetinin intikamını alacağıma yemin ettim.
J'ai juré sur sa tombe que je vengerais sa mort.
Yemin ettim.
J'ai fait serment de le faire.
Yemin ettim!
Je le jure.
Kimseye bir şey söylemem dedim. Yemin bile ettim.
Je lui ai promis de ne le dire à personne.
Anlatacaklarımı kimseye söylemeyin. Yemin edin lütfen. - Ettim bile.
Jurez-vous de ne jamais répéter ce que je vais vous dire?
ettim 71
yemin 21
yemin ederim 1752
yemin ediyorum 138
yemin ederim ki 107
yemin et 106
yemin ederim bilmiyorum 20
yemin eder misin 27
yeminle 42
yemin edin 17
yemin 21
yemin ederim 1752
yemin ediyorum 138
yemin ederim ki 107
yemin et 106
yemin ederim bilmiyorum 20
yemin eder misin 27
yeminle 42
yemin edin 17