Yoldaşlar traduction Français
1,035 traduction parallèle
Yoldaşlar, dokuz kere basarsak eğer...
Camarades, si nous sonnons neuf fois...
Yoldaşlar, sizi uyarıyorum, Kraliyet Süiti'nde kaldığımız Moskova'da duyulursa... başımız feci belaya girer.
Je vous préviens, si Moscou apprend qu'on est dans l'appartement royal, on aura des ennuis.
Yoldaşlar, bu kadar çabuk pes etmeyin.
Pas trop vite, camarades.
Fazla uzun sürmez yoldaşlar.
Pas longtemps, camarades.
Yoldaşlar, telgrafınız Moskova'da hiç hoş karşılanmadı.
Votre télégramme a beaucoup déplu à Moscou.
Yoldaşlar, nihai kararı verecek durumda değilim.
Je ne suis pas en mesure d'accepter le jugement final.
- Ve siz yoldaşlar...
- Et vous, camarades...
Yoldaşlar, çok fazla sigara içiyordunuz herhalde.
Vous avez beaucoup fumé, on dirait.
Hepiniz çok kasvetli görünüyorsunuz yoldaşlar.
Vous avez tous un aspect hivernal.
Yoldaşlar, artık size ihtiyacım yok sanırım.
Je n'ai plus besoin de vous.
Yoldaşlar!
Camarades!
Yoldaşlar, dünya halkı.
Camarades, peuples de la terre.
İki yıl yoldaşların için uzun bir süre.
Deux ans, c'est long.
Dünya yoldaşları... daha önce bunun gibi bir 1 Mayıs yürüyüşü yapılmamıştı.
Camarades du monde, c'est la première parade du jour de Mai de ce genre.
Yoldaşlar, nihayetinde Moskova'dayız.
Camarades, une fois pour toutes, nous sommes à Moscou.
- Makul olmalısınız yoldaşlar.
- Il faut être raisonnable.
Yoldaşlar, ben omletten çıktım.
Pas d'omelette pour moi.
- Yoldaşlar.
- Camarades.
- Yoldaşlar...
- Camarades...
Sen ve yoldaşlarının da bu işi layıkıyla yerine getireceğini biliyorum.
Vous et vos camarades nous les donnerez!
Eğer biz yoldaşlar, piyadeler birbirimize yardım edemezsek...
Mais il faut s'entraider... entre anciens du même régiment!
Ateş etmeyin, yoldaşlar!
Ne tirez pas, Camarades!
Dan Chaucer ve yoldaşları bugün ne görürlerdi?
Que verraient, aujourd'hui, Chaucer et sa gracieuse compagnie?
Francesco, şimdi yoldaşlarıyla birlikte Roma'dan dönüyor.
v oici François qui rentre de Rome avec ses disciples.
... ve ona Rio Bravo tarafındaki yaralı yoldaşlarımıza bakmasını söyle.
... et de soigner nos camarades blessés près du Rio Bravo.
Ben gidip yoldaşlarıma katılayım ve biraz ihanet planlayalım.
Je vais retrouver mes collègues, bavarder de trahison.
Yoldaşlar, arkadaşlar, kadınlara izin vermek sendikal olarak tüm kurallara aykırı olur. Olamaz!
Chers frères et s urs, il serait illégal que des femmes votent dans une réunion syndicale.
Teşekkürler arkadaşlar ve yoldaşlar.
Merci à vous, frères et soeurs.
İhtiyar Önder artık rahatsızdı ve çok geç olmadan... hayvan yoldaşlarına anlatması gereken şeyler olduğunu bildirmişti.
Sage l'Ancien avait prévenu les animaux... qu'il désirait leur laisser un message avant qu'il ne soit trop tard.
Hayır yoldaşlar.
Non, camarades.
Yoldaşlarım...
Camarades...
Yoldaşlar. İlk beş aylık planımız tüm çiftliği zafere taşıdı.
Camarades, notre premier plan de 5 mois a été un triomphe.
Ve bu şanlı haberi duyurma zamanı artık geldi. Böylece diğer çiftliklerde ezilen yoldaşlarımız zincirlerini kıracaklar ve hayvanların devrimine katılacaklar.
L'heure est venue de répandre la grande nouvelle... afin que partout, dans les campagnes, nos frères opprimés brisent leurs chaînes... et qu'ils accomplissent...
Yoldaşlar. Hayvan Çiftliği için bir plan hazırladım. İşte burada.
Camarades, j'ai des nouvelles propositions pour la Ferme des animaux.
Yoldaşlar. Bir seneye kadar Hayvan Çiftliği dünyadaki en iyi çiftlik olacak.
Camarades, dans un an, la Ferme des animaux sera... la ferme la plus moderne au monde.
Yoldaşlar. Kartopu vatan hainidir.
Camarades, Boule de neige est un traître!
Yoldaşlar, sevgili önderimiz, dış dünya ile ticaret yapılmasına karar verdi.
Camarades! Notre chef, sage et bien aimé, a décidé de renouer les échanges avec le monde extérieur.
Yoldaşlar, korkunç bir gerçeği öğrendim.
Camarades, je viens de faire une terrible découverte.
Evet yoldaşlar, Johnes ve Kartopu'nun öncülüğünde...
Oui, camarades, de mèche avec Jones et Boule de neige.
Yoldaşlar, düşmanımız tüm gücünü bize yöneltmiş durumda.
Camarades. L'ennemi a mobilisé toutes ses forces contre nous.
İleri yoldaşlar, Napolyon çok yaşa.
"Allez de l'avant, camarades, longue vie à Napoléon."
Sadık yoldaşlarım! Domuzların sahip olduğu ve yönettiği çiftliklerde düzen ve disiplin hüküm sürüyor.
Mes fidèles partisans, propriétaires de fermes, gouvernées par les porcs... nous savons comme personne maintenir l'ordre et la discipline.
Vaziyet alın, yoldaşlar.
Mettez-vous au garde-à-vous, camarades.
Yahudi yoldaşlarımıza yardımcı olmalıyız.
Il faut aider les camarades juifs.
Acele edin, yoldaşlar!
Vite, plus vite, camarades!
Son günlerdeki tutuklamalardan sonra, yoldaşlar bana yerimi değiştirmem gerektiğini söylediler, ama bir süre daha bekleyeceğim.
Moi aussi, après les dernières arrestations, je devrais déménager, mais j'attendrai encore un peu.
Yoldaşlar sen çocukken bile cesur olduğunu söylüyorlar.
On dit que t'es courageux et en même temps, t'es qu'un gosse...
Ben inanıyorum ama yoldaşların onları hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyor.
Je veux bien te croire, mais eux, ils pensent... que tu les doubles.
Siz karar verin, yoldaşlar?
A vous de décider, les gars.
Hoşçakalın Yoldaşlar!
Adieu, camarades.
- Peki yoldaşlar, daha ileri gidelim mi?
- Et les autres instruments? - Ils fonctionnent.
yoldaşlarım 16
yoldayım 53
yoldaş 232
yolda 98
yoldayız 37
yoldan çekil 147
yoldalar 39
yoldaş stalin 26
yoldaş general 60
yoldan çekilin 174
yoldayım 53
yoldaş 232
yolda 98
yoldayız 37
yoldan çekil 147
yoldalar 39
yoldaş stalin 26
yoldaş general 60
yoldan çekilin 174