English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Y ] / Yoldaşlarım

Yoldaşlarım traduction Français

382 traduction parallèle
Biz Potemkin denizcileri işçilere ve yoldaşlarımıza destek vermeliyiz. Ve devrimin en ön saflarında olmalıyız.
Nous, matelots du "Potemkine", nous devons soutenir les ouvriers, nos frères, et rejoindre les premiers rangs de la révolution!
General Büyük Savaşın ilk askeri olarak anıIır. Yitirdiğimiz yoldaşlarımız da hatıralarımızda.
Nous nous souviendrons du Maréchal comme du 1er des soldats de la Grande Guerre, et nos pensées iront aussi à ceux de nos camarades qui sont tombés.
Milli yoldaşlarım, Bu Reich yasaları... sizlerin hayatınızın ve varlığınızın, Nasyonal Sosyalist Devlet düzeninde, güvenli, özgür olmasını sağlayacaktır.
Ces lois peuvent vous assurer chers camarades... que votre vie et votre existence sont sûres... dans l'État National-Socialiste de l'ordre, la liberté et la loi.
Büyük bir fikri temsil ediyorsunuz... ve biliyoruz ki milli yoldaşlarımızın milyonlarcası... fiziksel çalışma artık bölücü bir kavram olmayacaktır.
Vous représentez une grande idée... et nous savons que pour des millions de nos camarades nationaux-socialistes... le travail physique ne sera plus un concept divisible.
ve bu saatte, Parti Yoldaşlarımızın binlercesi şu an şehri terkediyor.
À cette heure, des dizaines de milliers de nos camarades du Parti quittent la ville.
... ve ona Rio Bravo tarafındaki yaralı yoldaşlarımıza bakmasını söyle.
... et de soigner nos camarades blessés près du Rio Bravo.
Ben gidip yoldaşlarıma katılayım ve biraz ihanet planlayalım.
Je vais retrouver mes collègues, bavarder de trahison.
Yoldaşlarım...
Camarades...
Ve bu şanlı haberi duyurma zamanı artık geldi. Böylece diğer çiftliklerde ezilen yoldaşlarımız zincirlerini kıracaklar ve hayvanların devrimine katılacaklar.
L'heure est venue de répandre la grande nouvelle... afin que partout, dans les campagnes, nos frères opprimés brisent leurs chaînes... et qu'ils accomplissent...
Sadık yoldaşlarım! Domuzların sahip olduğu ve yönettiği çiftliklerde düzen ve disiplin hüküm sürüyor.
Mes fidèles partisans, propriétaires de fermes, gouvernées par les porcs... nous savons comme personne maintenir l'ordre et la discipline.
Yahudi yoldaşlarımıza yardımcı olmalıyız.
Il faut aider les camarades juifs.
Yoldaşlarım, sizi masum çocuklarmışsınız gibi... güven verip kandırırsam, kötü bir komünist olmuş olurum.
Si je vous consolais comme des gosses, je serais un mauvais communiste.
Rusya adına yoldaşlarımızı tebrik ediyor ve Polonya'ya...
On fête un événement important.
Sevgili yoldaşlarım ve vatandaşlarım... bugün, 8 Mayıs1945... özgür Polonya için büyük bir gün.
Chers camarades et citoyens! Ce jour, le 8 mai 1945... ouvre une ère nouvelle dans l'histoire de la Pologne.
Yoldaşlarım farkındasınızdır ki,... çok büyük bir şansımız var ama bu tek şansımız.
Mes cher amis, j'espère que vous savez qu'on prend un gros risque. Mais c'est notre seule chance.
"Sovyetler Birliği'nin genç bir üyesi olan ben yoldaşlarımın önünde ağırbaşlılıkla yemin ediyorum..."
"Moi, jeune pionner de l'Union Soviétique, en face de mes camarades, je jure solennellement..."
Dostlarım! Sayın yargıç, yoldaşlarım, bayanlar ve baylar!
Mes amis, Votre Honneur, mes partisans,
Fransız yoldaşlarımıza da sözüm :
A nos compagnons d'armes français...
genç yoldaşlarım, ben... komitenin yerinde ben geldim, ve sizlere, öğrenmek isteyenlere, şanlı Sovyetik resamlığını öğreteceğim, ve bunu yapacağım,
Jeunes camarades, je,, je suis ici au nom de notre Comité, et, à vous si riches du désir d'apprendre, je dois enseigner Ia gloire de la peinture soviétique, Et c'est ce que je fais,
"bizim kolholzlu yoldaşlarımız", şunu size diyorum.
"nos camarades kolkhoziens," C'est cela que je vous dis,
Stalin'in zamandında gibi görevini dolduruor, korkunç bir yük, genç yoldaşlarım, çünkü var olan yük doğruluktur, onu söylemezsek bile,
C'est un poids terrible, jeunes camarades, car c'est le poids de la vérité, qui existe, même si on ne la dit pas,
toprağa iniyorum, yoldaşlarımın saf kalplerine, ve büyük, çünkü ülkemiz büyüktür.
Je redescends à terre parmi les coeurs simples de mes camarades et grands, car grande est notre nation,
kozmosdan geldim, yoldaşlarım, mütevazi teknik tecrübelerim şuanda sizinkini taklit ediyor, düşmanlarınızınkini, politika liderlerinkini ve şairlerinkini.
Je reviens du cosmos, camarades, Mon humble expérience technique reprend, à présent, celle qui sera la vôtre, celle de vos ennemis celle des chefs politiques, et celle des poètes,
onu size demeliyim, en büyük görevim budur, çünkü, yoldaşlarım ve düşmanlarım, politika ve şair adamlarım, devrim tek bir savaşı istiyor, ruhları savaşı sürdürsünler, geçmiş zamanına bıraksınlar
Vous dire cela est mon ultime et mon plus grand devoir, car, camarades et ennemis hommes politiques et poètes, la Révolution veut une seule guerre, celle que livrent les esprits qui abandonnent au passé
O şişko katil yoldaşlarımızı öldürmeye devam edecek.
On laisse ce fou tuer encore?
Ve o da yoldaşlarımızı öldürmeye devam edecek.
Rien, son remplaçant est pire, il tue 40 camarades et rien ne bouge.
Yoldaşlarımızı katlediyor.
C'est un assassin qui liquide nos camarades.
Birleşik Dünya binası, sevgili suç yoldaşlarım.
Le bâtiment du Monde Uni, chers camarades du crime.
Aşırı şekilde umuyorum ki vatanımızdaki yoldaşlarımız ve diğer ülkelerden ziyaretçilerimiz bu büyük eserde aynı ilhamı görecekler.
J'espère sincèrement que nos camarades d'ici et les visiteurs d'autres pays trouveront l'inspiration dans cette œuvre.
Ölen yoldaşlarımızın buna ne cevap vereceklerini düşünüyorsunuz?
Qu'auraient dit les camarades qui n'ont pas survécu?
Kadın yoldaşlarım!
Camarade femmes!
Kadın yoldaşlarım!
Cammrades Femmes!
Ama saygıdeğer yoldaşlarım, parça başından gelen 20,000 liret. Yastık altına koyduğumuz bir para.
Camarades, les primes que le travail aux pièces rapporte, ne sont pas à négliger.
Yoldaşlar, patron beni hırsızlıkla suçladı.
" Camarades! Le contremaître m'a accusé de vol.
Acaba burada mı, yoldaşlar?
Serait-il chez vous, camarades?
Yoldaşlar, sizi uyarıyorum, Kraliyet Süiti'nde kaldığımız Moskova'da duyulursa... başımız feci belaya girer.
Je vous préviens, si Moscou apprend qu'on est dans l'appartement royal, on aura des ennuis.
Yoldaşlar, artık size ihtiyacım yok sanırım.
Je n'ai plus besoin de vous.
Yoldaşlar, ben omletten çıktım.
Pas d'omelette pour moi.
Eğer biz yoldaşlar, piyadeler birbirimize yardım edemezsek...
Mais il faut s'entraider... entre anciens du même régiment!
Yoldaşlar. İlk beş aylık planımız tüm çiftliği zafere taşıdı.
Camarades, notre premier plan de 5 mois a été un triomphe.
Yoldaşlar. Hayvan Çiftliği için bir plan hazırladım. İşte burada.
Camarades, j'ai des nouvelles propositions pour la Ferme des animaux.
Yoldaşlar, düşmanımız tüm gücünü bize yöneltmiş durumda.
Camarades. L'ennemi a mobilisé toutes ses forces contre nous.
Yoldaşlar, burada kalıp bu ucuz propagandayı mı dinleyeceğiz?
Camarades, allons-nous rester ici... à écouter cette propagande à la noix?
Yoldaşlar, hadi yapalım.
Camarades... on y va.
" bizim ufak yoldaşlarımız
" nos camarades mineurs
"İhtiyatlı" dedim, yoldaşlar. Gerçekten tüm bu zaman boyunca Yoldaş Mundt'un Fiedler'in bu tutkulu planından haberi olmadığını mı düşünüyorsunuz?
J'ai bien dit vigilant, camarades, car pensez-vous que tout ce temps camarade Mundt a ignoré ce que complotait fiévreusement Fiedler?
Yoldaşlar, her şey bitip de uğrunda öldüğümüz düşler gerçekleştiğinde, yeniden bir araya geldiğimiz zaman, nasıl yaşayacağımızı hayal edebiliyor musunuz? "
"Imaginez comment nous aurions vécu " s'il nous avait été donné de nous retrouver... " Quand se réalisera ce que nous avons tant désiré,
Yoldaşlarımız için ne yapmalıyız?
Les camarades sont prêts.
Haydi savaşalım, yoldaşlar!
A l'attaque, compañeros!
Grev! Grev İşçi Yoldaşlar! Greve çıkalım!
Ouvriers, camarades... continuez la grève!
Yoldaşlar, yoldaşlar... İnanın bana, çok heyecanlıyım.
Je suis extrêmement ému, croyez-moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]