Äh traduction Français
94,290 traduction parallèle
Elektronik sigara.
Ah... les e-cigarettes.
Öyle mi?
Ah oui?
- Merhaba.
- Ah, bonjour.
Yine geldi.
Ah, elle est revenue.
- Bunu söylemek istemem ama sizi uyarmıştım.
Quelqu'un aurait dû nous prévenir. Ah oui, je l'ai fait.
Ah lan o yumruğu ben atacaktım.
Oh, j'aimerais pouvoir cogner.
- Öyle mi? Neden?
Ah bon, pourquoi?
Öyle mi?
Ah bon?
- Ah, anladım.
Je vois.
Ah, John...
- Quoi? John...
Gerçekten mi?
Ah bon?
Ah, Sherlock.
Sherlock...
Ah, Sherlock, ne diyebilirim ki?
Que dire?
-... bir düşünce oluştu mu? - Ah, evet.
Bien sûr que si.
- Ah, onlar.
- Eux...
Ah, müzik! Güzel mi değil mi asla bilmem, sadece doğru olup olmadığını bilirim.
Je ne sais jamais si la musique est belle.
Ah, seks yaptın mı?
Tu as fait l'amour?
Ah, şu sihirli değneğime ulaşabilsem... ikimizi de bu hapisten kurtarırdım.
Si je pouvais attraper mon bâton magique, je nous sortirais de cette geôle.
Ay, ne tatlı bir yav... Ah!
Quel adorable petit tou...
Olmaz mı?
- Ah bon?
Çekil!
Ah!
Dostum sana ne yaptılar?
Ah, pourquoi t'ont-ils fait ça?
Çocuklar.
Ah, je vous en prie.
İşte buradasın.
Ah, te voilà.
İşte orada.
Ah, il est là.
- Görünmüyor muyuz?
- Ah non? Ouvrez ça!
Ah, Johnny.
Oh, Johnny.
Evet, öğrenmemiz gereken ders bu :
Ah oui, c'est la leçon qu'on doit apprendre :
Doğru ya.
Ah oui.
- Gördün mü bak?
Ah bah tu vois?
- Gerçekten mi?
- Ah bon?
- Ne istiyorsunuz?
Le voilà. - Ah. Qu'est ce que vous voulez?
Bize yardım eder misin?
♪ Ah... ♪ ♪ But can you lend a hand? ♪ ♪ Pouvez vous nous tendre la main?
Başımız gerçekten belada.
♪ Ah... ♪ ♪ We really are in trouble ♪ ♪ Nous sommes vraiment en difficulté ♪
Bir dosta ihtiyacımız var.
♪ Ah... ♪ ♪ We really need a friend ♪ ♪ On a vraiment besoin d'un ami ♪
- Bu bedenlerde mahsur kaldık.
♪ Ah... ♪ ♪ We're trapped inside these bodies ♪ ♪ On est coincé à l'intérieur de ces corps ♪
Değil mi?
Ah oui?
Geçmiş olsun dileklerimi ilet.
Ah? Passez-lui le bonjour.
Ah o tütün...
Le souvenir du tabac.
Öyle mi?
Ah, oui?
- Öyle mi?
Ah ouais?
Evet! Ne demek istediğini anladım.
Ah, celles-là.
Şuna bak! Eski tayfa.
Ah, cette bonne vieille équipe!
- Kahretsin!
- Ah, zut.
Öyle miyim?
Ah bon?
Mi-ah.
Miaouille.
Yok. Giysilerinin altındaymış.
Ah non, sous tes vêtements.
Bir bakayım. Bu şey çalışıyor. Bu şey kaydediyor.
Ah si, c'est allumé, ça tourne.
- Ah oğlum.
- Fiston.
- Öyle mi?
- Ah oui?
- Ya?
- Ah oui?