Çektin mi traduction Français
652 traduction parallèle
Baba, uçağım için telgraf çektin mi?
Papa, as-tu câblé pour mon avion?
Curro, sen hiç açlık çektin mi?
Curro, vous avez eu faim?
Dışarıdaki taşı çektin mi?
Vous avez enlevé le rocher dehors?
- Deb ve Mac'a tel çektin mi?
- Vous avez câblé à Deb et Mack?
Tarzan, Jane ile karşılaşmadan önce hiç yalnızlık çektin mi?
Tarzan, tu ne te sentais pas seul avant de rencontrer Jane?
- Resmini çektin mi Scotty?
- Vous avez pris une photo?
- Yakınlarda baş ağrısı çektin mi?
- As-tu des maux de tête récemment?
- Onu bulmada herhangi bir zorluk çektin mi?
- Avez-vous eu du mal à la trouver?
Çok acı çektin mi?
Tu as beaucoup souffert?
- Çektin mi?
- Vous l'avez prise?
Resmini çektin mi?
Avez-vous pris sa photo?
Çektin mi?
Ça y est?
- Ölü adamın resimlerini çektin mi? Tabii ki!
- T'as les photos du cadavre?
- Onu sorguya çektin mi? - Hayır.
- Vous l'avez interrogé?
İçine çektin mi? - Evet.
Avez-vous inspiré?
Senin tabancayı çekmene bakar bir çektin mi, heriflerin korkudan dudakları yarılır.
Quand vous tirez le pistolet vous effrayerez la merde hors d'eux.
- Her şeyin fotoğrafını çektin mi?
- Vous avez tout photographié?
Daha önce hiç çektin mi?
Ouais.
- Çektin mi?
Alors, tu m'as pris?
- Çektin mi?
- Tu l'as pris?
Resim çektin mi?
Tu as eu une photo?
Her neyse, Alexei, merkeze telgraf çektin mi?
Dis donc, Aliochka, t'as envoyé le radio pour les palanches?
Bankadan parayı çektin mi?
Tu as retiré l'argent?
Dövmeyi çek. Dövmeyi çektin mi?
Vous avez le tatouage?
Çektin mi?
Tu l'as eu?
- Evet. Çektin mi?
T'as tout filmé?
Bu anı hep hatırlamamız için yeterince fotoğraf çektin mi?
Vous avez pris assez de photos pour éterniser l'instant?
Çok resim çektin mi?
Tu prends trop de photos.
Normal kahve miydi yoksa kahveleri çektin mi?
Un café instantané ou tu as moulu les grains?
Eziyet çektin mi?
Etait-ce dur?
Çektin mi, tamam mı?
Tu l'as bien eue?
- Çektin mi? - Tamam. Çektim Doktor.
Doc.
İyi bir sopa çektin mi çabucak öğrenirler.
Y a rien de tel qu'une bonne râclée.
- O şeyin fişini çektin mi?
- Tu l'as débranché?
Kuyruğundan yakalayıp kendine çektin, değil mi?
II a mis son auréole bien droite!
- Çektin mi?
- Ne bougez plus.
Bu yüzden bana silah çektin değil mi?
- Voilà pourquoi vous me teniez en joue.
Sen mi acı çektin! Galoşlarınla mı?
D'un cor au pied, peut-être?
Onun için sen mi acı çektin?
Ton cœur s'est-il langui de lui? Oui.
Benim resmimi mi çektin Buck?
Tu as pris ma photo.
Onu çektiğinde, gerçekten çektin, değil mi?
Tu as vraiment tiré, hein? Tu as tiré à fond!
- Çektin mi?
- T'as tourne?
Çektin mi?
Tu l'as?
- Şunu da çektin mi? - İlave film almam lazım.
Je n'ai plus de pellicule.
Bunları sen mi çektin?
C'est vous qui avez pris ces photos ou non?
Dişimi mi çektin?
Vous m'avez retiré ma dent?
Sadece gördüklerini mi çektin?
Tu filmes ce qui se présente, quoi.
- Bir şey mi çektin yoksa?
- Tu planes ou quoi?
- Bunları sen mi çektin?
- Vous les avez prises?
Fotoğrafları sen mi çektin?
Les photos, c'est vous?
Üniversite paranı çektin değil mi?
T'as retiré l'argent pour la fac, hein?