Çok erken traduction Français
3,125 traduction parallèle
Çok fazla. Çok erken.
Je n'étais pas encore prêt.
- Söylemek için çok erken.
Il est trop tôt pour le dire.
- Daha çok erken. Biraz daha uyu.
- Il est trop tôt, dors encore un peu.
Yarın çok erken kalkmam lazım.
Je dois me réveiller super tôt demain.
Önce Chuck'ın onu söylemesi bir yılını aldı ve sonra Louis çok erken söyledi.
Premièrement, Chuck a mis un an à lui dire, et après Louis l'a dit trop tôt.
Daha çok erken.
Il est trop tôt.
Bu tecavüzcülerin bayıltmak için ona verdikleri Rohypnol'i engelleyen bir enzim oluşturuyor. Sonuç, çok erken uyandı.
Il créée une enzyme qui bloque le Rohypnol, utilisé par les agresseurs, pour l'assomer.
O sadece, önceki kız, o çok erken kendine gelmişti.
Il a juste... cette autre fille avant, elle, euh... elle s'est réveillée trop tôt. [inspiration forte]
Evet, bunun için çok erken.
Il est trop tôt pour ça.
Sabah 9 : 00 işe gelmek için çok erken ve ayrıca Kate Reed burada.
Votre RDV de 9 : 00 est tôt, et aussi Kate Reed est ici.
Daha çok erken de. Senin için de çok erken.
Il est tôt pour vous aussi.
çok erken giden iyi bir adam.
Un homme bien, parti trop tôt.
Tyler, bunun için daha çok erken.
Tyler, c'est trop tôt.
- Bilmiyorum. Konuşmak için çok erken. İnsanların önünde vereceği tepkiye bağlı.
- Je ne sais pas, C'est encore trop tôt pour le dire, ça dépend de sa réaction en public,
Ama daha çok erken, Gözetmen.
Non. C'est trop tôt, Veilleur.
Apple'da çok erken bir tarihte bir şey gözlemledim. O zamanlar nasıl açıklayacağımı bilmiyordum.
Maintenant, dans ma vie, j'ai vu quelque chose dans le début chez Apple, qui...
Belli ki burası çok erken düşmüş.
Ils ont dû être vite infectés.
Trene bineceğim ama çok erken gelmişim.
Je dois prendre le train mais je suis en avance.
Saat çok erken, niye bu kadar hasta var?
Il est tôt. Pourquoi sommes-nous déjà prêts?
George'un yeni bir ilişkiye başlaması için çok erken.
Il est trop tôt pour que George commence une nouvelle relation.
Ve onunla bir hepsi bu hayattan çok erken, ortak bir düşman tarafından alınan diğer sayısız önemli Romalının.
et avec lui d'innombrables d'autres romains. Tous arrachés de cette vie trop tôt, par un ennemi commun.
Aklım aramızdan çok erken ayrılanlarla doluydu.
Mes pensées sont hantées par ceux qui nous ont été enlevés trop tôt.
Bu çok erken
C'est trop tôt.
Çok erken, çok geç...
Trop têt, trop tard...
- Çok erken değil, sorun yok.
Non, pas trop tôt.
- Çok erken uyanıyor.
- Elle se lève tôt.
Biliyorum, sakin, frenle biraz Bernard,.. ... bunun için çok erken. Biliyorum.
{ \ pos ( 120,270 ) } Je sais, tire le frein, c'est trop tôt.
" Çok erken!
" C'est trop tôt!
Çok erken! "
C'est trop tôt! "
Bugün çok erken içmiyor musun?
Tu te la coules douce aujourd'hui?
Çok erken konmayacak, yoksa şişer. Çok geç konmayacak, yoksa büzüşür. Tamam, teşekkür ederim.
Pas trop tôt sinon ça gonfle, pas trop tard sinon ça fripe.
Ama bebeği almak için çok erken.
Mais c'est trop tôt.
Bir şey söylemek için çok erken.
Trop tôt pour le dire.
Benden çok erken bir zamanda alındı.
Elle m'a été enlevée bien trop tôt.
Ne zaman akıyoruz. Çok erken olmamalı... Çok geç de olmamalı çünkü ertesi gün okul var.
Car il ne devrait pas être trop tôt, mais pas trop tard non plus vu que c'est une soirée d'école.
Hayır. Hayır. Daha çok erken.
Non, non, c'est trop tôt.
Benim için çok erken.
Trop tôt pour moi.
Lakap takmak için çok erken değil mi?
C'est trop tôt pour lui donner un surnom?
- Hayır, çok erken.
Non, c'est trop tôt.
İlerlememiz çok erken oldu.
- Notre percée était trop tôt.
İyileştirici ışın seansı yapsam çok daha erken iyileşirdin.
Si tu le souhaites, une session avec mon rayon guérisseur... te fera économiser quelques jours de récupération.
Eğer hastanın odasına daha erken gitsen belki karısıyla konuşsan öğrencilerinden biri seni yönlendirse bu vakanın çok farklı sonuçlanacağını düşünmüyor musun?
Pouvez-vous contester la possibilité que, si vous aviez été voir le patient plus tôt, peut-être parlé à la femme, être dirigé vers l'un des étudiants, ce cas aurait pu se terminer autrement?
- Çok mu erken? - Evet.
- Plutôt demain.
Ne kadar çok bilgi verirsen, onu o kadar erken buluruz ve sen de kurtulursun.
Plus vous nous en direz, plus vite vous serez tirée d'affaire.
Çok isterdim fakat yarın erken kalkmak zorundayım senin için.
J'adorerais, mais je me lève tôt pour venir travailler pour vous.
Bunun için çok erken.
C'est trop tôt.
Çok erken bir saatti ki bence bu da kötü bir fikirdi.
C'était vraiment très tôt le matin
- Erken konuşmayalım. Bu çok karmaşık bir tümörü almanın tek bir adımı.
Chaque chose en son temps, c'est qu'un pas vers une tumeur très complexe.
Biliyorum bunu söylemek için çok erken ama ama senin çalış tarzını gerçekten sevdim.
Alors...
- Çok mu erken oldu?
Trop tôt?
Hey, sence çifte randevu için çok mu erken?
Est-ce que j'ai tout foiré?
erken 21
erkencisin 101
erken geldin 38
erkenden 22
erken mi geldim 16
erken kalkmışsın 34
erkencisiniz 19
erken döndün 21
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150
erkencisin 101
erken geldin 38
erkenden 22
erken mi geldim 16
erken kalkmışsın 34
erkencisiniz 19
erken döndün 21
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150