Şampanya mı traduction Français
660 traduction parallèle
- Gerçek şampanya mı? - Sulandırılmış Jersey elma gazozu.
C'est du brandy.
- Şampanya mı istersin? - Hayır, hayır...
Vous en voulez?
- Onlara şampanya mı vereceğiz?
- On ne va pas servir du champagne? - Mais si.
Bunu şampanya varsayalım. Şampanya mı?
Faisons comme si c'était du champagne.
- Daha şampanya mı Bayan Channing?
- Encore du champagne, Mlle Channing?
Şampanya mı? Kendin için şampanya mı aldın?
Tu as acheté du champagne?
Şampanya mı dondurma mı?
Champagne! Ou glace?
Sen başlamadan şampanya veya bir kürk almak zorunda değilsin. Basit bir teşekkür yeterli olur.
Avant que tu ne commences, pas besoin de m'offrir du champagne ou des fourrures, un simple merci suffira.
Şampanya sipariş ettim. Bakın, çok isterim. Size biraz sonra katılırım.
Volontiers, mais un peu plus tard.
Adının ne olduğunun önemi yok ama adamın biri geliyor, yüzbaşım. Üstelik domuz gibi sarhoş, ve üç şişe şampanya sipariş ediyor.
On ne cite pas de nom, mais votre capitaine entre, soûl, iI commande du champagne.
- Şampanya, pasta ve öpücük almadınız mı?
- Ni champagne, ni gâteau, ni baiser?
Hadi birer şampanya alalım.
Buvons du champagne.
Hadi şimdi birer şampanya alalım ve başlayalım.
Du champagne pour commencer!
Merhaba. Burası lüks bölüm. Adamım burada şampanya yapıyor.
Lui, il fabrique du champagne.
Kokteyl ya da şampanya alır mısınız?
Cocktail ou champagne?
Oh, şampanya.Tadına doyamadım.
Champagne. Je n ´ en ai jamais assez.
- Beyefendi, şampanya istiyor efendim. Şampanya mı?
Monsieur désire du champagne.
Bay Oakley. Şampanya sadece savaş gemileri için sanıyordum.
Je croyais que le champagne n'était que pour les cuirassés, M. Oakley.
Şey, zaten halihazırda epey bir şampanya içmiş durumdayım...
Je viens de boire beaucoup de champagne.
Kanıtı şurada masa ayırttım, şampanya vs. de var.
Une table réservée, du champagne et tout le reste.
Şampanya var mı?
Y a du champagne?
Sadece Bay Cadell'in lüks kutlamalarında şampanya ikram ederdik.
Chez M. Cadell, le champagne ne sort que pour les grandes occasions.
Evet, şampanya gibi kadeh kaldıralım.
Et trinquons comme si c'en était.
Bir ara bana uğrayın ve şampanya içip işleri konuşalım.
D'anciens fermiers sont devenus richissimes grâce à moi.
Stanley, ilk önce şu şampanya meselesine bakar mısın? Endişeliyim.
Stanley, peux-tu t'occuper du champagne?
İyi şampanya Nature'ünüz var mı? - Hem de en alasından.
- Votre champagne est bon?
Öyleyse şampanya Nature'le başlayalım.
Alors, du champagne pour commencer!
Alımlı mı alımlı bir kadının yatak odasında şampanya içmekten daha heyecan verici bir şey düşünemiyorum.
Quoi de mieux que du champagne en compagnie d'une jolie femme?
Bulabildiğim en büyük gece kulübüne gideceğim. Bir şişe şampanya alıp, kutlayacağım.
Je vais aller dans un club, prendre du champagne et fêter ça.
Şampanya dudaklarımı çözdü.
Le champagne a délié ma langue.
Belki bana kendinden bahsedebilirsin. Hayatımın hikayesi, genellikle şampanya içerim.
Dites-moi une chose... Pour raconter ma vie, champagne!
Hayatımın hikayesi, ben de şampanya içerim.
Pour raconter ma vie champagne aussi!
En azından bana şampanya ısmarladı.
m'a offert le champagne.
İki şampanya bardağı, plastik işi ve Sabrina'yı bir araya koydum.
Il m'a fallu jusqu'à ce matin pour calculer deux plus deux, comme deux flûtes à champagne et le mariage plastique et Sabrina.
- Şampanya? - Evet, alayım bari.
- Du champagne?
Böyle lüks bir otelde sevişeceğimi ve şampanya içeceğimi hayal bile edemezdim..
Si on m'avait dit qu'un jour j'ferais l'amour au champagne dans un hôtel chic, ça m'aurait bien épaté..
Bana şampanya içirdin.
Tu m'as fait boire
Ama bir şişe şampanya aldım.
Je me suis offert du champagne.
- Şampanya bardağın var mı?
- Vous avez des coupes?
Sam, çok şampanya içeceksen yüzmen lazım.
Tu as trop bu de champagne. Va donc te baigner.
Bu seyahatin pembe şampanya tadında olmaması için bir sebep var mı?
Pourquoi est-ce qu'à partir de maintenant, le voyage ne serait pas que champagne rosé?
İçki olaraksa yalnız şampanya, yani bulabildiğim zamanlarda tabii.
Je ne bois que quand on m'offre á boire. Cheveux naturels.
Hah, hatırladım, öteki şampanya şişemi.
Ah, oui! Mon autre bouteille de champagne.
Ben fazla şampanya içmiş olmalıyım.
J'ai dû boire trop de ce champagne de production locale.
Şampanya almaz mıydınız, Bayan Marina?
MIle Marina, un peu de champagne?
Bana şeker ve karamel, doğum günümde şampanya getirmeye devam edersin.
Vous m'offririez réglisses et caramels... du champagne pour mon anniversaire.
Her dakikasından zevk aldım. Çok fazla şampanya içip her şeyi mahvedene kadar.
Jusqu'au moment où le champagne nous a grisés.
Hayatım boyunca havyar yiyip şampanya içtim ama orduda gut hastası oldum.
J'ai toujours nagé dans le champagne, et voilà que j'ai la goutte.
- Şampanya işinize yarar mı?
- Vous voulez du champagne?
Şampanya hazır mı?
Le champagne est-il prêt?
Eveet çocuklarım... Bir şampanya ısmarlayalım.
Et alors, mes enfants... commandons une bouteille de champagne.