Aks traduction Portugais
434 traduction parallèle
- Geri aks, yan atış yok, 45 inch silahlar, yakalama kancalan
Se é, recs traseiro, sem lançador lateral, quatro armas de 5-polegada, um agarra-ganchos.
Nasıl aksınlar ki?
Como poderiam?
Bana aksıyor gibi geldi.
Leva-o até às pastagens.
Bir adamın hırsını tatmin etmek için neden binlercesinin kanı aksın? Kendi babasını tanımayıp, delirmiş gibi, tanrılarla akrabalık taslayan biri için?
Porque o sangue de muitos deve ser derramado... para ratificar a ambição de um homem... que desonrou seu pai... e insanamente diz ter parentesco com os deuses?
Sol bacağı biraz aksıyordu ama bunu gizlemeye çalışıyordu. Çünkü bundan utanıyordu.
Arrastava a perna esquerda e tentava disfarçar, porque tinha vergonha.
Bu aksıran bunak bir psikiyatrmış.
O velho que espirrou é psiquiatra.
Generallere komutanlık teklif ettiğin anda... katır gibi aksırıp tıksırmaya başlıyorlar.
Assim que oferecemos o comando aos generais... eles começam a arfar como mulas ofegantes.
Bırak su, sırtından aşağı aksın.
Deixe a água correr pelas suas costas.
- Aksıracaksınız! - Ne?
Espirre!
Üç kere aksırın. Ben, anlar ve hemen gelirim.
Espirre três vezes que eu vou logo a correr.
- Aksıralım, aksıralım.
- Espirra-se, ora! Espirra-se.
Tamamdır, aksırdım.
Pronto : Já espirrei.
Dedikleri gibi aksırdım.
Estão feitos ao bife! Espirrei!
15 kere anlattım, 5 kere aksırdım, hiç bir şey anlamadınız!
- Longe! Estou farto de lho dizer. Espirrei cinco vezes e não percebeu nada!
Bırak burnuna vursun da biraz kan aksın.
Deixa sair sangue do nariz.
Bu akşam, Spektrum'da köpürme düşme öksürme aksırma, bağırma çağırma azdırma kızdırma ve "zallama" var.
Esta noite, Espectro examina o espumar e o cair, o tossir e o chamar, o gritar e o berrar, o sarnar e o martelar, o arrastar, o guinchar e o "zantar".
Saman taşırken arabanın aksı kırıldı.
- Aaron. - por que?
Bütün sıcaklık vücudundan aksın.
Que todo o calor saia para fora do teu corpo.
Kalbin sana üzgün olduğunu söylediğinde bırak gözyaşların aksın.
Deixa as lágrimas sair quando teu coração te fala da sua tristeza.
Yeter ki kanım aksın asırlarca Damarlarımdan.
E que de século em século o meu sangue correrá.,
Alman aksıyordu.
O alemão coxeava.
Sen aksıyorsun Ben.
Estás a coxear.
Arka aksım bitik.
Eu quebrei o eixo traseiro.
Şimdi sallanma, titreme veya aksırma
Não trema nem espirre.
Birlikte tarayalım ve zihinlerimiz bir olana kadar birbirimizin içine aksın.
Usem o vosso scan e as nossas mentes unir-se-ão numa só. Como se fosse um só Scanner.
" Bırak aksınlar, Mowgli.
"'Deixa-as correr, Mogli.
Sokaklarda kan aksın.
Deixai o sangue correr pelas ruas.
"Dört yıl önce Arjantin'de sol bacağa kurşundan aksıyor, kara borsa, çift-amaçlı el bombaları, Burma, El Salvador, Nikaragua..."
"quatro anos na Argentina, mercado negro. " Trafica granadas em Burma, El Salvador, Nicarágua... "
Sadece borumdan aksın yeter.
Mas façam-na sair água no meu cano.
Ve suyunuz şimdikinden iyi aksın.
E a nossa fonte correrá mais bela que antes.
Herhangi biri kıpırdarsa herhangi biri aksırırsa, ışık sönerse buraya gelip bu genç bayanı doğramaya başlarım.
Mais uma destas tolices, ou se alguém espirrar, se alguma lâmpada se fundir vou vir para cá e começo a cortar esta jovem senhorita.
Aksın kanın, hergele.
Sangra, cabrão.
Gazeteler Ölüm Havuzu'nu basıyorlar ve soruşturma aksıyor.
Os jornais publicaram as listas e isso é mau para nós.
- İki gözüm önüme aksın.
- Juro por Deus.
Vücudunun her bir santimini karabiber ile kaplamak, sonra da üzerine aksırmak istiyorum.
Quero cobrir cada centímetro do teu corpo maravilhoso com pimenta, e depois espirrar-te em cima.
Ön aks tamamen parçalanmış...
O eixo frontal ficou todo torto.
- Her zaman aksıyor. - İki günde bir gelir.
Agora é dia sim, dia não.
İzin verin eşinizin işleriyle ilgileneyim. Para aksın ve yine insan gibi yaşayın.
Deixe-me gerir a carreira do seu marido e voltarão a viver como gente.
Kahırdan gözleriniz aksın.
Malditos sejam os vossos olhos.
"Aksın bırak öylece kanları!"
Deixai que abundante, o sangue corra...
Bırak yere aksın.
Deixe pingar aí.
Aksırırsam beni ameliyat etmesini istemiyorum.
Não quero que me opere, se eu espirrar, ou assim.
Onları doğurttum, aksırmalarını burun çekmelerini gördüm bazılarını mezara bile götürdüm.
Ajudei-os a nascer, tratei-lhes todos os espirros e fungadelas e, às vezes, até os acompanhei ao cemitério.
Francis kanı durdurmaya çalıştı ve doktor çağırdı. Orada bekleyen bir hemşire vardı ve dedim ki " Hayır, bırak aksın.
O Francis quis interromper deixem lá.
Aksırtıyordu onu.
Fazia-o espirrar.
- Aksırmama gerek var mı?
Sr. Comissário, terei de espirrar?
O akşın bir deniz kırlangıcıdır, o kadar.
Peter Pan. Não.
- Aksıyorsun Ben.
Estás a coxear.
Yan taraftaki sütçü bir akşın ve kızıl saçlı.
O leiteiro do lado é um albino e um ruivo.
Beyaz önlüklü, kızıl saçlı bir akşın ve iki elinde birer şişe süt. Düşünebiliyor musun?
Um albino ruivo de casaco branco com uma garrafa de leite em cada mão.
Akşın.
Albino.
akşam 53
aksa 19
akşamları 18
akşam yemeği 121
akşam görüşürüz 54
akşam oldu 22
akşama görüşürüz 118
akşam yemeği mi 27
akşam 8 25
akşam yemeği hazır 37
aksa 19
akşamları 18
akşam yemeği 121
akşam görüşürüz 54
akşam oldu 22
akşama görüşürüz 118
akşam yemeği mi 27
akşam 8 25
akşam yemeği hazır 37
akşam 6 17
akşam yemeğine ne dersin 33
akşam haberleri 28
aksiyon 31
aksine 201
aksi 17
aksi halde 118
aksi takdirde 140
aksi taktirde 40
akşam yemeğine ne dersin 33
akşam haberleri 28
aksiyon 31
aksine 201
aksi 17
aksi halde 118
aksi takdirde 140
aksi taktirde 40