English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Amerikalılar

Amerikalılar traduction Portugais

3,620 traduction parallèle
Amerikalılar.
Americayee.
Tüm haber ekibi adına şunu söylemek istiyorum, tüm Afrikalı ve Amerikalıların büyük destekçisiyiz.
Eu quero dizer, em nome de toda a equipa de reportagem, nós somos grandes defensores de todos os "africanos e americanos".
Latin Amerikalılar onu Kızılderililerden aldı, biz de onlardan aldık.
Os brancos tiraram-nos aos índios e nós tiramos-lhes a eles.
Amerikalılar için eski Boston ne kadar önemliyse, Vietnamlılar için de orası öyle. Ülkenin birçok lideri orada doğup eğitim almıştır.
É para os Vietnamitas o que a velha Boston é para os Americanos, onde muitos dos nosso líderes nasceram e se educaram.
Bunları televizyondan izleyen Amerikalılar, ırkçılık yüzünden dehşete düşüyorlar.
Os Americanos vêem isso na TV, eles estão horrorizados com o Apartheid.
Halkım Amerikalıları 3 kadeh boyunca sevdiğimizi söyler ama biz 5 kadeh içtik.
O meu povo diz : nós adoramos os americanos... por 3 bebidas, mas nós bebemos cinco.
Amerikalılar.
São Americanos.
Hoş geldiniz, Amerikalılar!
Bem-vindos, Americanos.
Amerikalıların neyinden nefret ediyorum biliyor musunuz?
Sabes o que odeio nos Americanos?
Lance Armstrong Amerikalılar için bisiklet sporunun Süpermen'i.
Lance Armstrong é o Super-Homem do ciclismo.
Siyah Amerikalıları beyazların evlerine soktum.
Dei uma casa branca à América negra.
Amerikalıları dahil etmek için vakit yok.
Não temos tempo para envolver os americanos.
Annemi düşünüyorum da, Amerikalıların çatlak olduğu söylüyor.
E eu acho que a nossa mãe vai dizer que América me arruinou.
Ve şunu bil ki Amerikalılar birini daha gönderiyorlar.
Devias saber que os americanos também contrataram alguém.
Ama, bilirsin işte, ben Amerikalılar için çok şey yaptım ve, İtüzümü'nün biraz kabus gibi olduğunu fark ettim, gerçekten.
Mas acredite-me, fiz tanta coisa para os americanos e a Nightshade tornou-se num pesadelo.
Amerikalıların internette özgürce konuşmasının sorgulanamaz bir hak olduğunu sanıyordum.
Pensei que os americanos colocavam a liberdade de expressão lá em cima juntamente com a mãe e a torta de maçã.
Amerikalılar ön taraftalar.
Os Americanos estão na da frente.
Bu sızıntı Amerikalıların ve müttefiklerinin hayatını tehlikeye sokuyor.
Este descarga põe vidas americanas e as vidas dos nossos aliados em risco.
Tamam peki, bilin diye söylüyorum. Ben siz İngilizler'in bütün zaman kıçını öptüğü şu aptal Amerikalılar'dan değilim, anladın mı?
Só para que saibas, não sou como o resto dos americanos que beija o chão que os britânicos pisam, percebeste?
- Amerikalılar konumumuzu zaten biliyor.
- Os americanos já conhecem a nossa posição. - Capitão...
Amerikalılar, nerede çıkarları varsa oradalar.
Os americanos, sempre com os seus focinhos no cocho.
Amerikalılar filomuzdaki bütün gemi ve denizaltıların akustik sinyallerini biliyorlar.
Os americanos têm acústicas para todos os submarinos e navios da nossa frota.
- Geri zekalı Amerikalılar!
Malditos Americanos!
Geri zekalı Amerikalılar. Geri zekalı Amerikalılar.
Malditos americanos.
O vakit, ücretini ödemediğiniz taktirde Amerikalı'ların size teknolojiyi vereceğini düşünmeye iten nedir?
Entao, porque pensa que os Estados unidos lhe darão a tecnologia Quando ainda não pagou?
Amerikalılar!
São os americanos.
Lanet Amerikalılar.
Malditos Americanos.
Amerikalı'lar Pasifiğe gemi yığıyorlar.
Os americanos estão a concentrar meios navais no Pacífico.
Sinyal karıştırıcılar Amerikalı'ları kör ettiği gibi bizi de ediyor.
Ponto cego nos americanos, mas eles cegam-nos, também.
Isı değişimi Amerikalı'ların sonar sinyallerini geri yansıtıyor, o yüzden bizi duyamayacaklar.
A inversão de temperatura reflecte o sonar americano. - Então eles não nos poderão ouvir.
Amerikalı'lar rotasını değiştirdi mi?
O americano mudou o curso?
Eğer motorları çalıştırırsak Amerikalı'lar konumumuzu öğrenir. Ve görevimiz tehlikeye girer.
Se acionarmos os motores, os americanos vão-nos detectar e a nossa missão será comprometida.
Amerikalı'lar rotamıza dönüyor.
Americano a virar para nos interceptar.
Demek Amerikalı'lar Panama tankerini takip ettiklerini sandılar.
Então, os americanos pensam que estavam a seguir o petroleiro do Panamá.
Amerikalı'lar boşa dönüp duracaklar.
Os americanos vão andar aos círculos.
Bütün imkân ve teknolojilerine rağmen Amerikalı'lar bizi izleyemiyorsa bizimkiler de bizi izleyemeyecek demektir.
Se os americanos não nos podem seguir com todo o seu dinheiro e tecnologia então os nossos barcos também não nos podem seguir.
İletişim kurarsak Amerikalı'lar konumumuzu belirler.
Enviar uma transmissão vai alertar os norte-americanos da nossa posição.
Demi, Amerikalı'lar kaçak olduğumuzu düşünürse, bizi batırmaya çalışacaklardır.
Demi, se os americanos pensarem que estamos amotinados, eles vão-nos tentar afundar.
Ve sahiden kaçaksak, bunu Amerikalı'lar yerine bizimkiler yapacaktır.
E se formos amotinados, a nossa frota vai fazer isso por eles.
Eğer nükleer bir füze ateşlersek Amerikalı'lar buna karşılık verir.
Se lançar um míssil nuclear, - os norte-americanos vão ter que responder.
Amerikalı'lar kendilerine Çinli'lerin ateş ettiğini sanacak.
Os norte-americanos vão pensar que foram os chineses que dispararam sobre eles.
- Amerikalı'lar mı?
- Americano? - Não.
Senin anlamadığın ve politikacılarımızın kabul edip yüzleşmek istemediği şey, aslında Amerikalı'ların ilk vuruşu yapacak kapasiteye sahip olduğudur.
O que não entendo, o que os nossos políticos, não querem aceitar ou enfrentar é que os norte-americanos adquiriram uma capacidade nuclear de primeiro ataque.
Amerikalı'lar bireysel yaşama her şeyden fazla önem verirler.
Os americanos valorizam a vida do indivíduo acima de tudo.
- Eğer Amerikalı'lar ilk füzeyi ateşlerse, kara füzelerimizin tamamı daha yakıtları doldurulmadan imha olur.
- Se os americanos lançarem um primeiro ataque, todos os nossos mísseis baseados em terra estariam destruídos mesmo antes que eles pudessem ser abastecidos.
Amerikalı'ları barışa teşvik eden bir şey var.
Os americanos têm um incentivo para a paz.
Hayalet devreye girdiği anda Amerikalı'lar aldanıp Çinli'lerin nükleer saldırıda bulunduğuna inanacak ve karşılık vermekten başka seçenekleri kalmayacak.
Já que o Fantasma está envolvido, os americanos serão levados a acreditar que os chineses lançaram um ataque nuclear contra eles, eles não vão ter outra escolha senão retaliar.
Füzeler şu anda Amerikalı'lar ve Çinli'ler arasında gidip geliyor.
Mísseis entre os americanos e os chineses estão a cruzar o ar enquanto falamos.
Amerikalı'lar beni bulursa?
Se os americanos me encontrarem?
Anlaşılan Amerikalı'lar öz disiplin göstermiş.
Aparentemente, os americanos mostraram auto-disciplina.
Geminin füzesinin Amerikalı'lar tarafından okyanusun dibinde patlamamış halde bulunduğu sanılıyor.
Acredita-se que o míssil foi recuperado depois pelos americanos, no fundo do mar, sem explodir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]