Anlıyorum traduction Portugais
31,879 traduction parallèle
Anlıyorum.
Sim.
Anlıyorum.
Eu compreendo.
Anlıyorum.
Não há problema.
Algıyı anlıyorum. L.A. aktörleri buraya çıkıp geliyorlar, değil mi? Kendilerini daha iyi hissetmek için, kısa bir süre burada tiyatro yapıyorlar.
Eu compreendo a vossa perceção, pois os atores de L.A. chegam cá e entram numa ou duas peças só para se sentirem bem com eles mesmos.
Anlıyorum.
- Estou a ver.
Nasıl bir inanç gerektiğini anlıyorum. - Pek sayılmaz.
Compreendo o... acto de fé que tiveste.
Anlıyorum. Seni, hastan için bundan sonra ne yapacağını bilmediği anlayacak kadar iyi tanıyorum.
Entendo o bastante para saber que não sabes o que fazer com o paciente.
Anlıyorum.
- Eu compreendo.
Anlıyorum.
Compreendo.
Kesinlikle anlıyorum.
Eu compreendo.
Evet, demek istediğini anlıyorum.
Percebo isso perfeitamente.
Anlıyorum, Marvin, ama senin de medyadan hiç kimsenin kendisini tehlikeye atmak istemeyeceğini anlaman lazım.
Está bem, entendo isso, Marvin, mas... preciso que você entenda que ninguém da comunicação social irá querer colocar-se em perigo.
Anlıyorum.
Estou a perceber.
Ne kadar canının yandığını anlıyorum.
Entendo que isso te deixe muito magoado.
Orasını anlıyorum.
Entendo isso.
Seni gayet iyi anlıyorum.
Queria que ultrapassássemos esta situação.
Bir baba olarak hiddetini ve üzüntünü de anlıyorum.
- Lamento imenso a sua perda. - Obrigado, Sr. Presidente.
Tamam, anlıyorum.
Tudo bem, eu percebo.
- Anlıyorum.
- Eu entendo.
Beni nasıl gördüğünü şimdi daha iyi anlıyorum.
Compreendo agora como me vês...
Çektiğin çileyi anlıyorum.
Eu entendo com o que estás a lidar.
Anlıyorum.
Eu entendo.
Nikki'nin bunca zaman senin nasıl kandırabildiğini şimdi anlıyorum.
Agora compreendo como a Nikki foi capaz de te enganar durante tanto tempo.
Tamam, seni anlıyorum Riley.
Está bem, Riley. Já percebi!
Tamamen anlıyorum.
Entendo.
Anlıyorum.
Ouve... eu entendo.
Amiral, anlıyorum talim yapıyorsunuz, ama düşman hattında ajanlarım var.
Almirante, compreendo que está a efectuar treino militar, mas tenho agentes em ambiente hostil.
Anlıyorum.
Claro.
Anlıyorum.
- Eu percebi.
Bak, anlıyorum. Burası hala benim odam.
Eu percebo, continua a ser o meu quarto, ainda não o tornámos teu.
Anlıyorum.
Entendo.
Ne hissettiğini anlıyorum aslında.
Sabes, eu percebo o que estás a sentir.
Mesleki bir kıskançlıkla mücadele ettiğini anlıyorum.
Eu compreendo que estejas a lutar com a inveja profissional.
Artık anlıyorum Magnus.
Só agora entendo o que é, Magnus.
Anlıyorum, Washington'a neden ihanet ettiğini anlıyorum. Neden Rittenhouse'a gittiğini de. Beni iyi tanıyor olmalısın.
- Eu compreendo... porque traiu o Washington, porque se juntaria à Rittenhouse.
Çok aptalsınız ve geri kalmışsınız, ama anlıyorum.
Esta é uma época retrógrada e idiota... mas eu percebo.
Anlıyorum.
Estou a ver.
Anlıyorum ama bu onlar için özel bir gün.
Eu percebo, mas é um dia especial para eles.
Seni anlıyorum, Sandoval.
Eu entendo-te, Sandoval.
Şimdi her şeyi anlıyorum.
Agora eu percebo tudo.
Peki efendim, anlıyorum.
Sim, Senhor. Eu entendo.
- Anlıyorum.
- Eu percebo.
Anlıyorum.
Entendi.
Benim değil. Ben, anlıyorum.
Eu?
Anlıyorum.
Eu percebo.
Aslında anlıyorum.
Eu entendo.
Şimdi anlıyorum.
Agora percebo.
Anlıyorum.
- Percebo.
Anlıyorum.
- Eu percebo.
Soru için teşekkürler, gayet iyi anlıyorum.
Agradeço a pergunta e entendo-a. A minha vida pública não tem segredos.
- Hayır, anlıyorum.
Eu pedi desculpa, está bem? Não preciso delas.