English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Anlıyorsun değil mi

Anlıyorsun değil mi traduction Portugais

843 traduction parallèle
Bunu anlıyorsun değil mi, Pres?
Compreendes, não compreendes, Pres?
Bunu anlıyorsun değil mi, canım?
Ele tinha razão. Compreendes isso, não é, querida?
Anlıyorsun değil mi?
Compreende isso...
Senin yüzünden kancanın ucundayım, anlıyorsun değil mi?
Mas agora estou com um problema por sua causa.
Kahvaltı da etmedim. Anlıyorsun değil mi?
- Não tomei o pequeno-almoço.
Bizim işimiz bu resimleri insanlarıma ulaştırmak, anlıyorsun değil mi?
Nosso trabalho é fazer estes desenhos para a nossa gente.
Anlıyorsun değil mi?
Sabes do que falo?
Fırtına gibidir. Anlıyorsun değil mi?
Um lançador formidável, está a ver?
- Beni anlıyorsun değil mi?
- Sabe o que eu quero dizer?
- Anlıyorsun değil mi?
Você compreende?
Anlıyorsun değil mi, hayatım? İlk gördüğün sandığı almak yerine, kırmızı renkte bir tane istiyorsun.
Querida, em vez de aceitar o primeiro baú, peça para ver um vermelho.
Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi, evlat?
Percebes o que te digo, rapaz?
- Böyle bir aşkı anlıyorsun değil mi?
- Você entende esse amor. - Sim.
Duvardan geçebiliyorum, anlıyorsun değil mi?
Eu atravesso a parede, sabes?
Her an gelebileceğini söylüyorlar. O geldiğinde burada olmalıyım, anlıyorsun değil mi?
Ele dizem que ele está a chegar e eu tenho de estar aqui, entendes?
Anlıyorsun değil mi? Bu doğanın kuralıdır.
E tu vê bem que a vida tem
Bu işin bizimle ilgisi yok, anlıyorsun değil mi?
Sabe que não podemos ser envolvidos nisto.
Yıllar boyu dul. Anlıyorsun değil mi?
Há anos que é viúvo.
Anlıyorsun değil mi? Gauche'u öldürmeye kalkarsan, seni öldürmek zorunda kalırım.
Compreenda, se o vir tentar matar o Gauche, terei de o matar.
Ama anlıyorsun, değil mi?
Mas sabes o que quero dizer, não sabes?
Anlıyorsun, değil mi?
Compreende, Susan?
Linda... yapabileceğim tek bir şey olduğunu anlıyorsun, değil mi?
Linda... Concordas que só tenho uma coisa a fazer, não concordas?
Ne yaptığını anlıyorsun, değil mi?
Percebes o que fizeste, não?
Söylediklerini anlıyorsun, değil mi?
Percebes o que estão a dizer, não percebes?
Silahlardan anlıyorsun, değil mi?
Percebe de armas, não percebe? - Sim.
Kovac, mekanizmalardan anlıyorsun sen değil mi?
Kovac, percebe de máquinas, não é?
Beni anlıyorsun, değil mi? Tabii ki anlıyorum.
Compreendes, não é verdade?
Anlıyorsun, değil mi?
- Compreendes, não é?
Bunu anlıyorsun, değil mi?
Percebeu isso, não foi?
Anlıyorsun, değil mi?
Tu compreendes, não é?
Bunu anlıyorsun değil mi?
Compreendes, não é verdade?
Sadece anlıyorsun, değil mi?
Só tu entendes, não é?
Anlatmak istediğimi anlıyorsun, değil mi?
Sabes ao que me refiro, não sabes?
Anlıyorsun, değil mi?
Consegue ver isso, não consegue, rapaz?
Bunu anlıyorsun, değil mi?
Você compreende isso, não é verdade?
Anlıyorsun, değil mi?
Compreendes, não é?
Anlıyorsun, değil mi?
Você entende, não é?
Anlıyorsun beni değil mi.
O mais importante é que ele se disponibilizou quando ninguém o fez.
Anlıyorsun, değil mi?
Entende, não é?
Bugün yaptığım şeyi anlıyorsun, değil mi?
Você entende o que fiz, näo?
Bunu anlıyorsun, değil mi?
Entende?
Anlıyorsun, değil mi?
Percebes isso, não é?
Beni anlıyorsun, değil mi?
Entendes-me, não é?
Anlıyorsun, değil mi?
Sabes isso não sabes?
Sevgili Sophie, çok şey anlıyorsun, değil mi?
Querida Sophie, sabe bem isso, não sabe?
Anlıyorsun, değil mi Jillian?
Está a perceber a situação, não está, Jill?
Beni anlıyorsun, değil mi anne?
A mãe entende, não é?
Anlıyorsun, değil mi?
Percebes, não?
- High Bred, yemeğin iyisinden anlıyorsun, değil mi?
Duque, você aprecia a boa comida, não é?
Anlıyorsun, değil mi?
Compreendes isso, não é?
- Anlıyorsun, değil mi?
- Entendes, certot?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]