Bana gelince traduction Portugais
442 traduction parallèle
Bana gelince... ... Pat ve vodvili veya onunla birlikte... ... ne varsa alacağım.
Quanto a mim fico com o Pat e a Vaudeville e o que isso acarreta.
Siz işinize, keyfinize bakın artık. Herkesin bir işi, bir keyfi var, değil mi ya? Bana gelince, ben gidip dua edeceğim.
Ide tratar dos vossos assuntos, como toda a gente, pela minha parte, vou rezar.
Bana gelince ben de içinde değilim, ama benimdir yine de.
Mas eu aqui estou, - e mesmo assim é minha.
Bana gelince, sadece kötü bir akciğerle... şansını arayan bir hilebazdım.
E quanto a mim, eu era um batoteiro acabado... com um pulmão apenas. À procura do seu bocado.
Bana gelince, ben yüzde yüz Amerikalıyım!
Mas eu sou 100 % americano!
Bana gelince, elimden geldiği kadar birilerini aldatıp bu belirsiz savaşta size yardımcı olacağım.
Eu, quando puder, elegerei então a ocasião mais favorável, e ajudarei vocês no duvidoso choque de armas.
Bana gelince, ben bir esirim.
Quanto a mim, não passo de um escravo.
Bana gelince, İyi geceler, gelecek haftaya değin.
Quanto a mim, boa noite e até à próxima semana.
Bana gelince, eski kafatasını çalışmam gerekiyor.
Eu, preciso de exercitar o velho cérebro.
Bana gelince, ben geçmiş çağlara para yatırmayacağım.
... mas no que me diz respeito, não quero esse tipo de fama.
Bana gelince, tamamen mahvoldum.
E eu, eu estou estou muito chateado com aquilo.
Bana gelince, ben gitmeyeceğim.
Eu, eu não vou.
Bana gelince arasıra beni aldatmasına alıştım..... ama gitmesine dayanamam.
Do meu lado, já estou habituado a que ela me seja por vezes infiel, mas não suportaria que ela me abandonasse...
Bana gelince, zevkle kabul ediyorum.
- Eu aceito com prazer. - Obrigado, Principe.
Bana gelince, ben bir subayın zayıflığını onu kişisel olarak seven askerlerin sayısıyla ölçerim.
Quanto a mim, meço a fraqueza de um oficial por cada homem que simpatize, pessoalmente, com ele.
- Bana gelince, beni eleyebilirsiniz.
- Quanto a mim, pode eliminar-me.
Kardeşlerim ağlıyorum. Bana gelince, Arenada ona katlanmak zorunda kalınca tüm göz yaşlarımı dökmüştüm zaten.
Chorai, irmãos, se quereis, mas de minha parte já chorei demais... quando tinha que suportá-lo ao meu lado no picadeiro do circo.
" Ve bana gelince
E quanto a mim
Bana gelince, ister istiridye yiyeyim, ister balık, her zaman kırmızı şarap içerim, evet.
Eu, quer vá nas ostras ou no peixe, vou para o tinto.
Bana gelince...
E para mim...
Lanet olsun! Bana gelince ağlıyor.
Comigo, ela precisa chorar?
Kişisel olarak, bana gelince, inanın bana, efendim, son derecede gayrı resmi.
Eu, pessoalmente, e isso é muito pouco oficial,
Ben de bir varlığım ama bana gelince katlanıyorsun.
- Eu sou um ser e tu maltratas-me.
Sizin yardımınızla olmasa bile. Bana gelince ben kararımı verdim.
Quanto a mim, já me decidi.
Bana gelince, kızım olduğunu öğrendim ya.. .. sanki yeni bir hayat başladı gibi hissediyorum.
E eu sinto-me agora feliz porque tenho uma filha.
Bana gelince, ben bir anne değilim.
Eu não sou mãe.
Bana gelince, buyuyup adam oldum... zamani geldiginde de, onder secildim... Buyuk lKuzey lKabilesinin Sefi.
Quanto a mim, tornei-me homem... e com o tempo tornei-me chefe... o Chefe da Grande Tribo do Norte.
Bana gelince... ne düşündüğümü merak ediyorsanız, size bir şey göstereyim.
Quanto a mim... se querem saber o que penso, mostro-vos uma coisa.
Buraya gelince bana bir şeyler oldu.
Aconteceu-me alguma coisa quando cá chegamos que...
Genç Haines bana bir "nasılsın" demeden beni evden atmaya hazırken, konu bu genç bayan gelince...
O jovem Hains botar-me para fora sem dizer nem "Como está?"
Gelince bana haber verir misin?
Avisa-me, quando chegar?
Sana gelince, ben istemediğim sürece birinin bana dokunmasından hoşlanmam.
Quanto a ti, não gosto que me ponham as mãos em cima, a não ser que eu queira.
Şu süt şişesi meselesine gelince, kayınvalidem mutfaktaydı her yaptığım şeyde sürekli başı omzumun üstünde, takip ediyordu. Sonra da bana parayı boşa harcadığımı yemek pişiremediğimi, çocuğuma bakamadığımı söyledi.
A história da garrafa de leite foi que a minha sogra ficou a vigiar o que eu estava a fazer, então começou a dizer que eu gasto demais, que não sei cozinhar, e que estou criando mal o meu bebé.
Devam et. Arkadaşlara gelince, Onu başka biriyle hiç görmedim. Garip değil, bana sorarsanız.
Quanto a amigos, nunca o vi com ninguém e não me admira nada.
- Ben gelince de, detayları bana kalır.
Depois, eu dou mais detalhes.
Aklın başına gelince bana uğra.
Venha ver-me quando começar a grande luta.
Neden eve gelince bana öyle meraklı bakışlar fırlatıyor?
Porque olha ela para mim de modo inquiridor sempre que vem aqui?
Bana yöneltebileceğiniz suçlamalara gelince... maalesef çok zayıf düştüğüm için, ne zihnim... ne de hafızam... gerekli cevabı verecek durumda değil.
Quanto aos assuntos de que podeis acusar-me, receio pela minha actual debilidade, que, nem o meu juízo... nem a minha memória sejam úteis... para dar resposta suficiente.
- Ve size gelince, bana sunmuş olduğunuz hizmet karşılığında... size özgürlüğünüzü veriyorum, Ama yakunda tekrar görüşeceğiz Galyalılar.
Quanto a vocês, em troca do serviço que me prestaram concedo-lhes a liberdade. Mas isto é apenas um adiamento. Voltaremos a encontrar-nos!
Şarabı ben getireceğim, buraya gelince bana ödersin.
Eu trago o vinho e fazemos contas depois.
Benden sadece 12 dakika sonra doğdun, o yüzden bana "yaşlı kız" deyip durma! Erkeklere gelince...
Em primeiro lugar, não é por eu ter nascido 12 minutos antes de ti que te autorizo a chamar-me velha!
Kitapları toplayıp bana verdi... 26. kata gelince ben indim....
Ele apanhou-os e deu-mos. A porta abriu-se no 26 e eu saí.
- Yerine gelince bana haber ver.
- Avisem-me, quando estiver montado.
İnan bana, kiliseye girme vakti gelince...
Acredita. Quando se fala no altar...
Yasaya gelince bana seni iki gün göz altında tutma yetkisi veriyor.
Falando da lei, tenho direito a retê-lo por 48 hs.
Sana gelince... Bana Piso'ya yaptırdıklarından ötürü, asla bağışlamayacağım seni.
Quanto a vós, nunca me esquecerei... do que me obrigastes a fazer a Piso.
Okuldan gelince kız kardeşim bana öyle seslenirdi.
A minha irmã costumava berrar por mim depois da escola.
Kafamı yormak bile istemiyorum. O duygu gelince biliyorum ki bana yine yol göründü.
Não quero mais nada se quando me sinto assim, a deriva me leva.
Açlık dayanılmaz hale gelince aklını yitireceksin beslenmen gerekecek ve nasıl besleneceğini öğretmem için bana ihtiyacın olacak.
Quando a fome aperta muito você perde a razão... então, tem que se alimentar, e precisa que eu lhe mostre como.
Bana Kovics ve Güney Florida porno alemi hakkında tarihçeyi özetledi, ama iş Artie Lawson'a gelince, araştırmanın bazı yanlarını görüşmekte serbest olmadıklarını söylediler.
Elucidou-me sobre o Kovics e a indústria pornográfica, mas quanto ao Arthur Lawson disseram que "há certos aspectos" da investigação que não podem discutir.
Bana gülmelerine gelince ortamın genel neşesi içinde onu görmezden geleceğim.
Quanto às risadas à minha custa vou ignorá-las dado o clima geral de euforia.
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana ver 290
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana yardım eder misin 113
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana ver 290
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana yardım eder misin 113