Belki de değildir traduction Portugais
1,404 traduction parallèle
Belki de değildir.
Talvez não.
Belki de değildir.
Ou talvez não.
Belki de kız kardeşi değildir.
- Talvez ela não seja irmã dele.
Belki o yüzden değildir.
Talvez isso não é nada de mais para ela.
Belki de bu iyi bir fikir değildir.
Não voltamos a tocar juntos desde o secundário.
Belki de önemli değildir ama dükkana bütün o el bombaları ve patlayıcılarla girdikleri gün kilit zorlanmamıştı.
Um pequeno pormenor. Talvez não seja importante, mas... no dia em que assaltaram o armazém, com todas aquelas granadas e explosivos, a fechadura não estava forçada.
Belki de bu işler bana göre değildir.
Talvez eu não esteja destinado para estas tarefas.
Kolorado'daki kimse geyiğe karaca demezmiş. Belki de Kolorado'lu değildir.
Sei que se sentiu queimado devido aquilo latino-americano, mas fica aqui o meu apelo.
Belki de bunu yapmak için en iyi yol bu değildir.
Talvez não seja a melhor forma de fazer isto.
Belki de iç kanamamız vahim değildir.
Talvez não estejamos a sangrar assim tanto internamente.
Belki de bit falan değildir.
Talvez não seja uma orquídea ou o que seja.
Belki de tesadüf değildir.
Assim provavelmente não é uma coincidência.
Belki de hepsi öyle değildir
Não é bom rir dos visitantes.
Köyden biri değildir belki de Polise haber vermeliyiz
Não é bem assim, tem muitas pessoas para perguntar na vila.
Belki de bu bir tesadüf değildir.
Talvez isso não seja uma coincidência.
Belki de önemli bir şey değildir.
Não deve ser nada.
Bir daha düşündüm de, belki de burası o kadar da kötü değildir.
Pensando melhor, talvez este sítio não seja assim tão mau.
Beyler, belki de çatıya çıkıp koç sidiği içmek çözüm yolu değildir.
Sabem uma coisa, amigos, talvez comece a treinar num telhado beber mijo de bode não deve fazer grande efeito.
-'Belki de ilk görüşte değildir.'
- Talvez não à primeira vista.
Belki de konu, sadece ailelerimizin bir arada olmaması değildir Belki de öyledir.
Talvez nenhuma das nossas famílias deva ficar junta, percebem? Talvez seja isso.
Belki de düşündüğümüz kadar kötü değildir.
Talvez não seja tão mau assim.
Belki de bu bir bıçak değildir.
- Não é uma faca.
Belki de kafiyeli ya da sinonim değildir.
- Talvez não seja uma rima, ou um sinónimo.
Bak, babanı kurtarmak istediğini biliyorum ama belki de en iyi çözüm bu değildir.
Olhe, tenho a certeza que faria tudo para salvar o seu pai, mas esta não é a melhor forma.
belki de bir polisin kurşunuyla bitmek zorunda değildir.
Talvez isto não acabe com uma bala de atirador.
Belki de adam göründüğü kadar aptal değildir.
Talvez ele não seja tão estúpido como parece. Vamos.
ama belki de o bir şüpheli değildir.
Talvez não seja suspeita.
Belki de aç değildir.
- Talvez não tenha fome.
Belki de aynı adam değildir.
- Pode não ser o tipo, meu.
Eğer biri Stacy'e içinde kendi saçı olmayan bir kutu gönderdiyse, belki de tek kurban o değildir.
Se alguém mandou à Stacy uma caixa de cabelo que não é dela, pode ser que ela não seja a única vítima.
Belki bizim işimiz değildir.
Talvez não seja o nosso tipo de serviço.
Belki de o kadar kötü bir fikir değildir.
Talvez isso não seja assim tão mau.
Belki de aramız sandığımız kadar da iyi değildir.
Talvez não estejamos tão bem como achamos que estamos.
Belki de 30, Çünkü bilirsin. Clay ucuz değildir.
Talvez 30, já se sabe que o Clay não é barato.
Bak Christy belki de bu artık iyi bir fikir değildir.
Olha, Christy, talvez não seja muito boa ideia.
Belki de bunlar uyumadan önce okumak için ideal bir seçim değildir.
Talvez isto não seja o melhor para ler antes de dormir.
Belki de seks sana göre değildir.
Sabes, talvez o sexo não seja para ti.
Evet, belki de o kadarda gizemli değildir.
Talvez não seja tão misteriosa.
Bak, belki de bunun içinde değildir.
Talvez não esteja aí.
Belki de kod hasarlı değildir.
Talvez o código não esteja corrompido.
Ya da belki de o kadar da kendi kendine değildir.
Ou possivelmente não tão espontânea.
Belki de konu alkışlarla ilgili değildir.
Talvez ele não queira aclamação. Ele está numa missão.
Belki de öyle değildir.
- Bem, talvez não seja...
- Belki de o kadar kötü değildir. - Kimi kandırıyorsun?
- Talvez não seja assim tão mau.
İşleri bu kadar kötüleştiren şey belki de medikal hatalar değildir.
E que talvez não só erros médicos estraguem as coisas?
Belki de insan değildir.
Talvez ele não seja humano.
Merak ediyorum da bana bir 20 bin göndermen mümkün mü, ikilik yaparsın belki senin için pek de zamanı değildir.
estava a pensar se me podias emprestar 20,000 a 2 pontos, mas talvez agora não seja uma boa altura para ti.
Pekala, belki de şimdi, onu okula göndermek için iyi bir zaman değildir.
Bem, talvez esta não seja a altura ideal para o mandar para a escola.
Belki burada beş yıl çalıştıktan sonra artık bu iyi bir şey değildir.
Talvez depois de 5 anos a trabalhar aqui, já não seja uma coisa tão boa.
Belki de değildir!
Ou talvez não!
Belki toksindir, belki de bulaşıcı bile değildir.
Talvez seja uma toxina.
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de bu 32
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
değildir 62
belki 3654
belki bir gün 64
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
değildir 62
belki 3654
belki bir gün 64
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki biz 32
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki biz 32