Ben gerçekten traduction Portugais
4,507 traduction parallèle
- Ben gerçekten iyiyim böyle.
- Não é preciso, a sério.
Sadece... Ben gerçekten çok düşünüyorum.
É que, você é muito bonita.E
Ben gerçekten seviyorum asla.
Eu nunca poderia te amar.
- Ben gerçekten iyiyim.
- É um prato mexicano meu, que é...
Ama ben gerçekten iyiyim.
Mas sou mesmo bom.
Ben gerçekten...
Sou muito...
Ben gerçekten...
Lamento mesmo...
Gördün mü? Ben gerçekten bağlanmaya çalışıyorum sen şaka yapıyorsun.
Estou mesmo a tentar conectar-me e tu fazes uma piada!
Ve söylemeliyim ki, ben gerçekten seninle ve küçük Stu ile, vakit geçirmeyi seviyorum. Peki, bu harika.
E pensei que gostava muito de passar o dia contigo e com o pequeno Stu.
Ben gerçekten koşuyorum.
Estou a correr. - Olá, Beth.
- Ben gerçekten gitmek istiyorum.
Gostava mesmo de ir.
Ve Ben gerçekten.
E... eu estava... realmente...
Ginger, Ben gerçekten
- Desculpa, Ginger.
Uğraştığına eminim dostum, uğraştığına eminim ve ben gerçekten minnettarım.
Tenho a certeza que sim.
- Ben gerçekten öyle bir kız değilim.
Não sou este tipo de mulher, isto nunca me aconteceu.
Ben gerçekten bir et ve patetes yiyen adam tipiyim.
Sabe, eu sou mais do tipo carne com batatas.
Ben gerçekten partiye gitmek istiyorum.
Eu tenho de ir a uma festa.
- Ben gerçekten,
Realmente eu,
Ben iyiyim, anne. Gerçekten iyiyim.
Eu tento sido forte, mãe, tenho sido, juro.
- Sensiz ben bir hiçim, gerçekten.
- Sem ti eu estaria perdido, a sério.
- Ben bilmeceler gerçekten kötüyüm.
Eu sou terrível em quebra-cabeças.
Gerçekten, ben iyiyim.
Estou bem.
Martin taşınmayı düşünüyor ben de gerçekten...
O Martin está a pensar em nos mudar-mos, e eu estou... Um bocado...
Ben buna gerçekten dahil olmak istiyorum.
Realmente, não quero entrar.
Fakat ben onun gerçekten intihar ettiğine inanmıyorum.
Mas não acredito que se tenha suicidado.
Umarım geçer, çünkü ben bunu gerçekten bir daha yapmak zorunda kalmak istemem.
Espero que sim, pois nunca mais quero ter que fazer isto de novo.
Ben kadere gerçekten inanıyorum.
Eu acredito firmemente no karma.
Gerçekten ne olduğunu ona söyleyen bir ben olduğum için, benden nefret ediyor.
Odeia-me porque sou a única pessoa que lhe diz o que ele é.
Gerçekten danışman, ben her şeyi arkamda bırakıp gidebilirim.
A verdade, Conselheiro, é que posso largar tudo isto num segundo.
Gerçekten savaşmaya değecek bir hazine. Ve sadece ben sizi tekrar birleştirmek için yardım edebilirim.
Um tesouro por que vale a pena lutar e só eu posso ajudar-te a reunires-te com ele.
Ama ben seni gerçekten tanımak istiyorum Sally.
Mas eu quero conhecer-te a sério, Sally.
"Ben bir kadınım." bir gerçekten bahsediyor.
'Sou uma mulher'é uma verdade.
Hayır, sorun değil, gerçekten, ben...
Não é preciso, a sério.
Ben de kaçırıldım. Gerçekten!
Também fui raptada.
Gerçekten ben yapmadım.
Não sou eu o culpado.
Bana gerçekten sevişmek hakkında bildiği her şeyi öğretti Ben de görüntü olsun umurumda değil.
Ensino-me tudo o que sei sobre a arte de fazer amor, mas não gosto de ser tão explícita.
Babasının hitini söyleyen bir kız, iyi başlangıç ama gerçekten çok çalışmayı kabul edersen ve sana söylediklerimi aynen yaparsan, sana bir şans veririm. Hayır, ben varım.
Eu sei.
Jony, ben ve küçük bir ekip gizli bir proje üstünde gerçekten çok çalışıyorduk böyle şeyler yaptığımı bilirler arada sırada.
O Johnny e eu formamos uma pequena equipa e trabalhamos muito num projecto secreto, algo que estou a fazer de vez em quando.
Ben mi? - Gerçekten babanın eski bir dostuyum.
Sou um velho amigo do seu pai.
Peki ben şınavları gerçekten çektiğini nereden bileyim?
E como é que eu vou saber que estás mesmo a fazer flexões?
Ben benim. Ama seni gerçekten tanıyabilmem için sınırlarımı zorlamam gerekir.
Eu sou eu, mas tenho de superar as minhas fronteiras para realmente te conhecer.
Ben, ben gerçekten...
Eu só...
Bilirsin, ben bunlardan gerçekten sıkı bir belgesel çıkartırım. Benim için de iyi olur, çünkü, döndüğümüzde belki Milt ile şova çıkarım.
Posso fazer algo muito fixe com isto, e seria óptimo, porque podia organizar uma exposição com o Milt.
- Christina gerçekten ben...
- Christina, é mesmo...
Ben de gerçekten ondan çok hoşlanmıştım.
Na verdade gostei muito dele.
Anne, gerçekten. Ben iyiyim.
A sério, mãe, estou bem.
- Saygısızlık etmek istemem ama ben bunun hakkında gerçekten çok fazla düşündüm Carl.
- Com todo o respeito, eu... Sinto-me bastante seguro sobre isso, Carl.
Ben--Sanırım ben... gerçekten de onlara bayıldım.
Acho que... gosto mesmo deles.
Gerçekten, Ben sadece...
Eu quero, mas...
Yani ben koro odasındayken senin dışarıda yalnız olman beni gerçekten korkuttu.
Estava mesmo assustado quando estava na sala de coro, e tu sozinha, lá fora. Não conseguia parar de pensar em ti.
Pekala, o halde ben sizden rica etsem, mümkünse onu benden uzak tutarsanız gerçekten, çok makbule geçer.
Bem, de qualquer forma, sabe, se pudesse... mantê-la longe de mim, isso ajudar-me-ia muito.
gerçekten 4665
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gerçekten çok komik 20
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gerçekten çok komik 20
gerçekten bilmiyorum 225
gerçekten öyle mi 37
gerçekten çok iyisin 21
gerçekten güzel 104
gerçekten çok hoş 30
gerçekten çok iyi 60
gerçekten harika 141
gerçekten iyisin 22
gerçekten çok özür dilerim 17
gerçekten de 164
gerçekten öyle mi 37
gerçekten çok iyisin 21
gerçekten güzel 104
gerçekten çok hoş 30
gerçekten çok iyi 60
gerçekten harika 141
gerçekten iyisin 22
gerçekten çok özür dilerim 17
gerçekten de 164