Ben hastayım traduction Portugais
271 traduction parallèle
Doktor, ben hastayım.
Doutor, estou doente.
Ben hastayım.
Estou doente.
Ben hastayım Flaemmchen.
Estou doente, Flaemmchen.
— Ama ben hastayım ve açım.
- Estou doente e com fome.
Gidin. Ben hastayım.
Vá-se embora.
- Ben hastayım.
- Estou enjoada.
Ben hastayım Sherry.
Estou mal, Sherry.
- Bu çok korkunçtu. - Ben hastayım, Russell.
Foi uma coisa terrível.
Ben hastayım.
Estou doente. Dispensado.
- Ama ben hastayım.
- Mas estou doente.
Ben hastayım.
Sou um homem doente.
Susan ben hastayım.
Susan, estou doente.
Baba, ben hastayım.
Pai, estou doente.
" Ben hastayım.
" Estou doente.
Ben hastayım. Bende bulaşıcı -
Estou doente, estou...
Ben hastayım.
Aqui. - Estou doente.
Ben hastayım.
Estou doente!
Ben hastayım.
Sou um doente.
Ray dinle, ben hastayım.
Ray, ouve. Estou doente.
Ben hastayım. Burada iyileşmeye çalışıyorum ama herkes komiklik yaptığımı sanıyor.
Eu estou doente e estou a tentar por-me bom, mas toda a gente olha para mim estranhamente.
Ben hastayım.
Estou doente, Daisy.
Ben hastayım Olaudia.
Eu estou doente. Doente, Cláudia.
Ben hastayım.
Estou a sentir-me mal.
- Ben hastayım.
- Estou mal disposto.
Seni seviyorum ve ben hastayım.
Amo-te e estou mal disposto.
- Ben mi hastayım?
- Doente? Eu, doente?
Ben hastayım!
Estou doente!
Hastayım ben!
- Estou doente!
Ben de hastayım.
Estou doente, também.
Ben hastayım.
Sim, doente...
Ben mi hastayım?
Estou doente?
Ben ölümcül hastayım, akciğerlerimden...
Estou extremamente doente, são os pulmões, sabe.
Siz, hastasınız. Ben mi hastayım?
- O Senhor está doente!
Hayır, ben de hastayım.
Eu apanhei...
Ben de hastayım Jean'ınkinden daha ciddi.
Eu também estou doente... Com muito maior gravidade do que o Jean.
Biliyorum ben karmaşık bir hastayım. - Bilemeyeceğim.
Por favor, doutor... sei que o meu caso é complicado.
Sonra gideriz. Tamam mı? Seni bilmem ama ben çok hastayım.
Frank, não sei quanto a ti mas eu estou mesmo mal.
Çok hastayım. Ben de hastayım, Burt.
- Também me sinto mal, Burt.
Ben bu bölümde ki tek hastayım.
Sou o único paciente desta secção.
Ben de hastayım.
Também estou doente.
Eğer sen buraya geldiysen ben bayağı bir hastayım demektir.
Devo estar muito doente para que venha a me visitar.
Çünkü bugün ben hastayım.
Porque hoje, estou eu doente.
Ben cesedi... hastayı alırım.
Eu levo o corpo... O doente...
Evet. Ve öyle davranmasını ben söyledim, çünkü hastayım.
Exactamente, e eu é que o convenci, porque sou doente.
Sakın hastayım deme, çünkü ben hasta hasta...
Não digas que estás doente, porque eu arrastei-me...
Çok kez hastahaneye gittiğim doğru. Çünkü ben çok hastayım.
Estive muitas vezes no hospital, mas sou muito doente.
- Ben Çarkıfelek'teki kıza hastayım.
- Eu gosto da garota da Roda da Fortuna.
Ben de iyileşmekte olan bir mikrop hastayım.
Sou um "germófobo" em recuperação.
Ben iyiyim. Kaplan iyi. Hastayım ama iyileşeceğim.
Estou bem! "O tigre está bem." Estou doente.
Eğer doktorluk yapıp yapmadığımı soruyorsanız eğer bu ihtiyacı, acısı olanları kabul edip onları umursamak dinlemek, ateşi düşene kadar kalın giydirmekse eğer doktorluk yapmak buysa, eğer bu bir hastayı iyileştirmekse o halde ben suçluyum.
Pergunta-me se eu tenho exercido medicina. Se isso significa abrir a porta aos necessitados... aos que sofrem... cuidar deles, ouvi-los, pôr-lhes um pano frio quando a febre aumenta... se isso é exercer medicina, se isso é tratar um paciente... então sou culpado da acusação, senhor.
Ben de hastayım, değil mi?
Sou um paciente, não sou?
hastayım 158
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hala 17
ben hazırım 348
ben hallettim 28
ben hemen geliyorum 46
ben helen 20
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hala 17
ben hazırım 348
ben hallettim 28
ben hemen geliyorum 46
ben helen 20