Ben hiç traduction Portugais
8,711 traduction parallèle
- Ben hiç kaybetmem.
Eu não.
Birdenbire herkes arkadaşım olmak istiyor oysa ben hiç değişmedim.
De repente, todos querem ser meus amigos... e, contudo, eu não mudei realmente.
Ben hiç şahit olmadım ama olsaydım da bir şey yapacağımı sanmıyorum.
Nunca vi a acontecer, mas se tivesse visto, acho que não teria feito nada em relação a isso.
Ben hiç oy vermedim.
Bem, eu nunca votei.
Ben hiç...
Eu não...
Ben hiç paslanmam.
Nunca estou enferrujado.
Çünkü ben hiç ayrılmadım, hep buradaydım.
Porque nunca fui a lado nenhum, porque eu ainda cá estou.
Ben hiç üniversiteye gitmedim.
Eu nunca andei na faculdade.
Ben hiç kimse için burada değilim.
Não estou aqui por mais ninguém, pá.
Neden ben hiç anlamadım?
Porque é que não compreendi?
Ben hiç kaybetmedim.
Nunca perdi.
Yani, ben hiç hatırlamıyorum.
Que me lembre.
Ben hiç davet edilmezdim tabii, ama zaten gitmeyi tercih etmezdim de.
Eu nunca era convidado, mas também escolhia não ir.
Aslında ben hiç tatile çıkmadım.
Não tiro férias há... Bom, nunca tirei.
Tabii ben hiç görmedim.
Claro que nunca o vejo.
Patron, ben hiç böyle şeylere inanmazdım.
Chefe, eu nunca acreditei neste tipo de coisas.
- Ben hiç...
- Eu nunca...
Ben aslında hiç istemiyorum...
Realmente não quero...
Kira konusunda hiç sıkıntın olmadığını biliyorum ama ben de zor bir ay geçiriyorum.
Eu sei que pagas, mas estou a ter um mês complicado.
Ben'i hiç hesaba katmıyor musunuz?
Querem ouvir o que tenho a dizer sobre ele?
Daha önce hiç sanat derslerinden bahsetmemiştin.
Nunca me contaste de nenhuma aula de EVT, Ben.
- Ben seni hiç suçlamadım.
- Não te cobrei nada.
Harge ve ben yılbaşı gecesini hiç baş başa geçirmedik.
O Harge e eu nunca passamos o Ano Novo juntos.
Ama ben oraya hiç gitmedim.
Mas nunca lá estive.
Ben daha önce hiç kar görmedim.
Nunca tinha visto neve!
Ama ben insanlar sadece 20 dolarlık bir paspas alıp bir daha hiç almasınlar... istemiyorum ki.
Mas eu não quero que as pessoas comprem uma esfregona por $ 20... e nunca mais tenham de comprar outra.
Ben harika biri olsaydım da o bir hiç olsaydı onunla konuşabilirdim.
Se um fosse importante e ela não, eu podia falar com ela.
Veya o da ben de birer hiç olsaydık onunla konuşabilirdim.
Ou, se ela não fosse e eu não fosse, podia falar com ela.
İşte ben de bunu hiç istemem.
Pois, eu não gostaria disso.
Esrar da içmemiştik, ki daha önce de hiç içmedim ben. Çorbanıza uyuşturucu katılmış olmalı. Torbacı Ill Phil'ın kurabiyelerinden başka ikimizin yediği tek şey çorbanızdı.
E não fumámos marijuana, coisa que nunca fiz, portanto, a sua sopa devia ter droga, pois foi a única coisa que ambos comemos, além de uns biscoitos que arranjámos com o Ill Phil, o passador de droga.
"Ben Greg, berbatım, hiç iyi bir şey yapmam" demenin zamanı değil.
Não é altura para a tua cena : "Sou o Greg, sou uma porcaria, não faço nada bem."
Hayır hayır, ben öyle bir şeye hiç dokunmadım bile. Christy de dokunmadı.
Não, não, não, eu não toquei em nada disso nem a Christy.
Ben hiç iz göremiyorum.
- Não vejo cicatrizes.
Hiç öpülmedim ben.
Nunca fui beijada.
- Hiç bana bakma, ben kendi payımı yaptım.
- Não olhes para mim, fiz a minha parte.
Depresyonda falan değilim ben ve hiç yan etkisi olmadığından emin olamayız. Kimse bilemez böyle bir şeyi.
Mas não estou deprimida, e não temos a certeza se não existem efeitos secundários, ninguém sabe.
Ben annenizi hiç görmedim.
Nunca conheci a sua mãe.
Beni dikkatlice dinle, ben kendi canımı bile gözden çıkardım, başkasının hayatı hiç umurumda olmaz.
Ouve com atenção, quando eu quiser matar-me, os outros não significam nada para mim.
Ben de senin sikim sikim işlerin için hiç havamda değilim!
Não estou com paciência para as suas tretas!
Ben de adımı yazdırdım ama normalde hiç şansım yoktur.
Por isso, concorri. Nunca ganho nada.
Beni hiç etkilemiyor çünkü ben erkek değilim ve...
Não surte efeito em mim, porque não sou um homem e não tenho...
Ben... eğitim müdürü rapor gerekiyor... Bu köyde hiç okul olduğunu.
Preciso de falar com o Diretor da Educação e dizer que a aldeia não tem uma escola.
Ben atandı köyde hiç okul yoktur.
A aldeia para onde me enviaram não tem escolas.
- Hiç yazmadım ben zaten.
- Não.. - Eu nunca escrevi.
- Sana hiç bakmıyorum ben.
- Nunca olho para ti.
Ben ise hiç çekici biri değilim.
Eu cá, não sou nada atraente.
Ve ben tehlikeli durumları hiç sevmem.
E eu não gosto de situações perigosas para mim.
Ben neden hiç...
Porquê é que eu nunca...
Ee bu kimin suçu? Ben size bu ürünün gelişiminden bahsettim, ama siz hiç endişelenmediniz.
Eu informei-o do desenvolvimento deste produto, e não me pareceu nada preocupado.
Nasıl oldu da ben seninle hiç tanışmadım?
Como que é que nunca te conheci?
Baban sana hiç yalan söylemedi mi Ben?
O teu pai já te mentiu, Ben?
ben hiç görmedim 20
ben hiçbir şey bilmiyorum 42
ben hiç bir şey yapmadım 22
ben hiçbir şey görmedim 19
ben hiçbir şey yapmadım 92
hicks 64
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
ben hiçbir şey bilmiyorum 42
ben hiç bir şey yapmadım 22
ben hiçbir şey görmedim 19
ben hiçbir şey yapmadım 92
hicks 64
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbirşey 492
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şeye 82
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şeye 82
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şey söyleme 96
hiçbiri 122