Bilemedin traduction Portugais
247 traduction parallèle
Yazık dokuz dolarlık soruyu bilemedin.
Livra, que era uma pergunta de 9 dólares.
Buraya ilk geldiğimde, 30 bilemedin 60 gün kalırım diye düşünmüştüm.
Quando cheguei aqui pensei que isto não duraria mais de 30 dias, talvez 60.
bir, iki hafta bilemedin 1 ay için dert edinirler... sonra her şeyi unuturlar.
Talvez se incomodem por uma semana ou duas, ou mesmo um mês... mas depois ultrapassarão isso.
Kovboyculuk oynamak istedin. Zorlu olduğunu bilemedin.
Querias ser cowboy e nunca pensaste que seria duro.
İki bilemedin üç gün sonra bizi ele vereceksin.
Ao fim de dois ou três dias, estou certo que acabaria por nos trair.
Dört, bilemedin beş saat.
Quatro ou cinco horas.
Bilemedin mi?
Não?
Bir gün daha bilemedin iki gün.
Ma ¡ s um d ¡ a, ou do ¡ s.
Bilemedin.
Não! Falhaste.
Ne olduğunu bilemedin, değil mi?
- Não consigo identificá-lo, e você? - Não.
En fazla 17, bilemedin, 18 yaşındaydı belki ve ben onu öldürdüm.
Não tinha mais de 17 anos, talvez 18, e matei-o.
Sen asla zevk nedir bilemedin, ne de onu verebildin.
Você nunca conheceu o prazer, nunca ofereceu isso.
- Bilemedin.
- Errado.
Henüz bilmiyoruz. Ayrıntılar hakkında detaylıca çalışırsak belki 10 bilemedin 20 kişi olabilir...
Ainda não sabemos. 10 pessoa, talvez, 20 se trabalharmos os detalhes...
Dünyada sekiz, bilemedin on kişi o atışı yapabilir.
Talvez oito ou dez caras no mundo acertariam o tiro.
- Abraham Lincoln kimdir? - Bilemedin!
- Erraste!
- Ha-ha, bilemedin!
- Errou!
- Bilemedin hileli soruydu.
- Errado! É uma rasteira.
Ne zaman duracağını asla bilemedin.
Nunca soube a hora de parar
En fazla üç bilemedin dört haftamızı alır.
Claro. Vamos demorar três... talvez quatro semanas, no máximo.
Üç, bilemedin iki yıl yatarsın.
Cumpres 3, talvez 2.
Reggie tarzını bilemedin.
Eu estudei.
- 10, bilemedin 15 dakika.
- 10 minutos, 15 no máximo.
Dr. Orpax'a göre altı gün bilemedin yedi.
Segundo o Dr. Orpax, seis dias. Talvez sete.
Bilemedin 6 aylık ömrüm kaldı ve o zaman da toprağa verecekleri bana benzemeyecek bile.
Tenho talvez seis meses de vida, e depois o que eles enterrarem, pode nem parecer-se comigo.
Yarım saate bilemedin bir saate ihtiyacım var.
Só preciso de uma meia hora, uma hora.
Hayır. Bilemedin, A.J. Sinirli değilim.
- Não, não estou.
Bilemedin on yaş fark var.
Dez, no máximo, mais velho.
Bunu bilemedin.
Tu nem sequer reconheces isso.
Fazla kalmayacağız. Üç, bilemedin dört yıl.
Não ficaremos muito tempo.
Ayrıca, bilemedin.
Além disso, você não sabia?
Bilemedin 5 dakikada işimiz biter.
Não vai levar nem cinco minutos.
Belki dokuz, bilemedin 10 senemiz kaldı kilisede kıkırdamak, ağzımız açık çiğnemek ve banyo yapmadan günlerce durmak için.
Podemos rir na igreja e mastigar de boca aberta e estar dias sem nos lavar.
Bilemedin kederli adam. Tamora değilim.
Tristonho homem, Tamora não sou ;
Bilemedin 3.
Três.
Sadece 5, bilemedin 10 tanesi olacak.
Haverá apenas 5 ou, talvez, 10 ali.
Ama sen de nereye varacağını bilemedin, değil mi?
Não sabia onde se estava a meter.
Bazı bilgiler lazım. Sormayı bilemedin herhalde.
Há coisas de que precisamos que se calhar não perguntou.
İki, bilemedin üç gün içinde.
Dentro de dois dias, talvez de três.
İçlerinden bir tanesine, hadi bilemedin iki tanesine zarar verebilirsin, ama üçüncüsüne yöneldiğin anda, çoktan uyum sağlamış olurlar.
Mas pela altura em que vocês se movessem para o terceiro, ela se adaptaria. Poderá haver uma maneira de derrotá-los simultaneamente.
Üstelik söz konusu masada oturduğumuz süre içinde... senin için yaptığım bu enfes yemekten iki bilemedin üç lokma aldın.
Muito olé. E enquanto estivemos à dita mesa... comeste duas, talvez três dentadas deste jantar incrível que te fiz.
Hayır, bilemedin.
Nem perto. O Hal.
Bilemedin, ben bildim. Yani sıra bende.
Estás enganado, eu tenho razão, é a minha vez.
Dört bilemedin beş mürettebatlı.
Tripulação de 4 ou 5, no máximo.
- Bir, bilemedin iki hafta hafta sonra.
- Ainda temos aí uns quinze dias.
10 milyon kilometre bilemedin 20. Ama bu kadar yakın bir gemi olacağından çok şüpheliyim.
Dez milhões de quilómetros, talvez 20, mas duvido que haja uma nave tão perto.
O konuda pek konuşmuyoruz. Bilemedin yılda iki, üç defa.
Não falamos muito sobre o assunto, talvez duas ou três vezes por ano.
Bilemedin.
Errado.
- İki, bilemedin üç saat.
- Talvez duas, três horas.
Bu sondayı aldatma amacıyla fırlattığımızda bir on saniye bilemedin daha az olacak.
Se estivesse-mos perto de casa,
Bilemedin.
Não.
bilemem 161
bilemezsin 104
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
bilemezsin 104
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26