English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bilemeyiz

Bilemeyiz traduction Portugais

1,161 traduction parallèle
- Denemezsek asla bilemeyiz.
Bem, não sabemos se não tentarmos.
Senin kiminle evleneceğini bilemeyiz.
Sabe-se lá com quem vais casar!
Yerleştirme sınavında ne çıkacağını tam olarak bilemeyiz ama çocuklarınız üniversitelere girdiği zaman önemli olacak.
Não podemos saber ao certo o que sai na prova, mas será importante em estudos futuros quando forem para a Universidade.
Eğer seni yalnız yakalarsa sana ne yapacağını bilemeyiz.
Não sabemos o que ela te fará se te encontrar sozinho.
Eğer bir uzak takım gönderirsek... zaman yapısı geçişinden kurtulacaklarını bilemeyiz.
Nem sabemos se uma equipa poderia sobreviver à transição para a estrutura de tempo deles.
Ama olacakları bilemeyiz.
Mas nós não sabemos quando isso será.
Bilemeyiz.
Não sabemos.
Kayıp gören taşların hepsi bulunmadı daha. Diğer tarafta kimin izlediğini bilemeyiz.
Não sabemos o paradeiro de todas as Pedras-Visão perdidas, não sabemos quem mais pode estar à espreita.
Aynı şekilde, Tanrı'nın bizi ne zaman çağıracağını bilemeyiz.
De igual modo também não sabemos quando o Senhor nos chamará.
Eğer Karnak'a onlardan önce ulaşamazsak... onu nerede arayacağımızı bilemeyiz.
Se não chegarmos a Carnak antes deles, não saberemos onde procurá-lo.
Ama kim olduğunu bilemeyiz.
Mas não podemos saber quem foi.
Gerçekte ne olduğunu bilemeyiz.
Não podemos saber o que se passou.
Lütfen. Başka türlü hiç bilemeyiz.
Vá, ou nunca saberemos.
Bunu bilemeyiz.
Nunca saberemos.
Bunu bilemeyiz efendim.
Nunca se sabe.
Yarına kadar bilemeyiz ama, ama eminiz bu onların derisi.
Nós não vamos saber até amanhã, mas temos a certeza que é a pele deles.
Ellerinde yeni neler var bilemeyiz.
A sério?
- Bunu bilemeyiz.
- Não sabemos disso. - Eu sei.
Cevabını bulana kadar bilemeyiz.
A eterna questão, para a qual estamos prestes a ter uma resposta.
- Bilemeyiz.
- Não sabemos.
- Şu anda bilemeyiz. - Sadece söyleyin.
Nós não podemos falar nisso aqui.
Yeraltının nasıl olduğunu bilemeyiz,... ama insanlarım bu konuda çalışıyorlar.
Não sabemos quão parecido é o lado de baixo, mas o meu pessoal está a trabalhar nisso agora.
Bunu bilemeyiz, John
- Não temos certeza, John.
Kesin olarak bilemeyiz.
Não sabemos ao certo.
- Bunu henüz bilemeyiz. - Nasıl bilemezsiniz!
- Ainda não pode dizer isso com certeza.
Onunla konuşana dek bunu bilemeyiz.
- Só saberemos isso quando falarmos.
hiç birimiz ne kadar yaşayacağımızı bilemeyiz.
Nenhum de nós sabe quanto tempo tem.
Bu mesasfeden bilemeyiz, ama biraz daha yaklaşırsak daha fazla veri elde ederim.
Não a nosso alcance... mas terei mais dados quando estivermos mais perto.
Doku örneği alıp test yapıncaya kadar onu neyin öldürdüğünü ya da başkalarına zarar verip vermeyeceğini bilemeyiz.
Até fazermos uma cultura de tecido e testes, não saberemos o que o matou nem se infectou outras pessoas.
Haklı olsan bile... ve bu adam senin soruşturmanla bağlantılı olsa bile... doğru yerde olduğumuzu bilemeyiz.
Ainda se tem razão e este tipo poderia ajudar em sua investigação, não sabemos se estamos na zona correta.
Raporları alana kadar kusmukla uyuşan birşeyin olup olmadığını bilemeyiz.
Só com o relatório vamos saber se bate com o DNA do vômito.
Sebeplerini her zaman bilemeyiz.
Ninguém conhece os motivos do Senhor.
Krizin ne zaman geleceğini önceden bilemeyiz. Ama her zaman ciddi değildir.
O Haughtington é imprevisível, mas não é forçosamente grave.
Destekleyip desteklemediğimizi bilemeyiz, fakat biliyoruz ki biz karşıyız.
Podemos não saber do que somos a favor, mas sabemos contra o que somos.
Bunun nerden geldigini bilemeyiz.
Não sei por que disse isso.
- Bilemeyiz. Ama belki gelirler.
- Como sabemos quem vem?
- Bunu bilemeyiz. - Evet, biliriz.
- Devemos-lhe a oportunidade.
Öğretmenleri bilgilendirir, dolapları ararız. Ama olacakları bilemeyiz. Çocukların beyinlerini arayamayız ya.
Informar os professores, procurar nos armários, mas nós não podemos, saber o que vai acontecer, e nós não podemos entrar dentro dos cérebros deles.
Çıktını alana kadar bilemeyiz.
- Saberemos quando lhas tirarmos.
Geçen hafta ya da ondan önceki haftayı bilemeyiz.
Mas nas semanas anteriores, quem sabe?
Nasıl tetikleyeceğini bilemeyiz.
Não sabemos como é ativada.
Daha yakından bakmadan bilemeyiz.
Não há maneira de saber sem ver mais de perto.
- Bunu bilemeyiz.
- Não há como saber.
Öyleyse bizim sensörler çalışmadğından, onları görene kadar ne zaman döneceklerini bilemeyiz.
Com o nosso sensor avariado, só saberemos quando voltam quando os virmos.
Bunu asla bilemeyiz.
Talvez nunca o descobriríamos.
bunu bilemeyiz.
- Não temos maneira de saber isso.
Hava alanına hangi yoldan gideceğini bilemeyiz.
Ele pode usar uma dúzia de percursos.
- Aslanın neden hoşlandığını bilemeyiz.
Eu acho que gostas mais da natureza desse jeito.
Baskı altındayken ağırlık taşıyabilir mi, bilemeyiz.
Não podemos saber quanto peso suportará sob tensão.
Sam'a ne olduğunu bilemeyiz.
Por acaso ocorreu-te que...?
- Bunu bilemeyiz Elsa.
- Elsa, não sabemos isso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]