Bu çocuk traduction Portugais
7,524 traduction parallèle
Bu çocuk bir harika!
Este rapaz é incrível.
Bu çocuk yıllardır gördüğüm en yetenekli çocuk.
Este miúdo é o maior talento que já vi em anos.
Ama anne bu çocuk bir fahişe ve sağlam ayakkabı değil.
Mas, mãe, aquele miudo, ele é... ele é um prostituto, e ele é... é um vigarista,
Bu çocuk gittiği yere kadar gidecek.
Este rapaz vai até ao fim.
- Kim bu çocuk?
- Quem é aquela criança?
Peki kim bu çocuk?
Então quem é esse garoto?
Bu çocuk için doğru olanı yapacağımı ona anlattım.
Disse-lhe que vou fazer o melhor para esta criança.
Bu çocuk senin yüzünden kimsesiz. Dairenin kirli koşulları yüzünden.
Este miúdo está órfão por sua causa, por causa das miseráveis condições do seu empreendimento.
Bu çocuk 50 metreden bir zombiyi lastik bant ve ataçla öldürebilir.
Este miúdo consegue matar um "Z", a 50 m de distância, com um elástico e um "clip" de papel.
Bu çocuk Chalons'taydı.
Este miúdo estava em Châlons.
Tonlamaya bak sen. Anlayamadığım, niçin bu çocuk okulda değil?
Não percebo porque este rapaz, não está na escola.
Tüm mesele, bugün bu nakil olmazsa, bu çocuk içinde yarın olmayacak.
O que interessa hoje, é que não vai haver amanhã para este menino, se não fizer o transplante.
Bu çocuk iyi oyuncu.
O puto sabe. Ele tem futuro.
- Kaderim bu çocuk. Alın yazım.
- Ele é o meu destino.
Salak bu çocuk, varma buna.
Ele é um idiota.
- Bu çocuk seni seviyor işte.
Cemal. " - Vês?
- İşte sözünü ettiğim çocuk bu. - Bu para demek yavrum!
- É dinheiro, querida!
- Bu çocuk mu?
- É o tal miúdo?
Çabuk oluruz. Videoda ki çocuk, Eric Bates. Dediğine göre, geçen sene ikiniz oda arkadaşı olduğunuzda bu filmi kendi laptopunda yapmışsın.
O homem no vídeo, Eric Bates, disse que filmaste isso há um ano quando eram colegas de quarto.
Senin gibi çocuk peşindeki ödlek kaybedenler bu tuzağa her seferinde düşüyor.
É que falhados como tu, Covardes que se aproveitam de crianças, Caem sempre nesta armadilha.
İşte bu yüzden kocasının yanında olmalı. Çocuk gibi anne babasına kaçmamalı!
Por isso, deve estar com o marido e não com os pais, como uma criança!
Harika çocuk değil mi bu?
- Se não é o menino maravilha. - Louis.
Çocuk yapmak isteyerek bana geri döneceğinden o kadar emindim ki. Bu yüzden bütün JDate tekliflerini reddediyordum.
Estava tão certo que ela ia mudar de ideias em relação a ter filhos, é por isso que tenho rejeitado os pedidos de encontros online.
Bu nedir? Hadi bakalım grafitici çocuk.
Anda, Rapaz do Grafíti.
Herkes bizim gibi değil Max, bu iş senin için çocuk oyuncağı.
Ao contrário do restante de nós, Max, tu tens vários acertos.
Bu kadar yeter aşık çocuk.
Já basta, amante.
Bu adamı teşhis edersen, yalanını açığa çıkarmak A için çocuk oyuncağı olur.
Se identificares este homem, vai ser fácil o "A" provar que estas a mentir.
- Bu doğru. Çocukluk adınla çağırılmak istiyorsun. Çünkü çocuk kalmak istiyorsun.
Queres que te chamem assim... porque queres continuar a ser uma criança.
Eğer çocuk dediğiniz gibi kabahatliyse, ki ben bu tür konularda Yüce Han'ın kararlarından asla şüphe etmem, o zaman ben de onun kadar suçluyum.
Se o rapaz for culpado como dizeis, e não tenho razões para duvidar do bom julgamento do Khan nessas matérias, então, sou igualmente culpado.
Dev şeytan hakkında bir hikaye yazmış bu da çocuk gözüyle katilin tasvir edilmesidir.
Ele escreveu uma história sobre um gigante malvado, o que, na perspectiva de uma criança, é o que parece ser o assassino.
Çocuk da ele avuca sığmıyor bu arada.
Tem tido muito trabalho com aquele rapaz.
Her zaman haklı olduğunu düşünüyorsun, neredeyse hep öylesin de ama beni oyun bahçesinden çocuk dışlar gibi dışlarsanız o zaman haklısın, bu iş uzun sürmez.
Acham que estão sempre certos por estarem quase sempre, mas se continuarem a excluir-me, como uma criança, então estás certo... Isto não vai funcionar.
Bi'çocuk bu!
Ele é um miúdo!
50'sine bastığında çocuk felci geçirdi, yani bu bir... işaretti.
Ela viveu até os 50 anos com poliomielite, isso já é alguma coisa, certo?
Bu kadar fazla küfretmemelisin. Bir çocuk için iyi değil.
Não devias dizer tantas asneiras, não é bom para uma criança.
Bu Bey de çocuk esirgeme kurumundan müfettiş Syeed.
Este é o investigador Syeed do departamento de serviços infantis.
Bu hastaneden çocuk.
É o rapaz do Hospital. É o filho do Dale Hansen.
Şimdi bu çocuk kadar alalım.
Vamos apanhar esse rapaz.
Baba, bu sabah çocuk bakıcılığı yapacaksın.
Quero que vás. Pai, ficas a tomar conta dos miúdos, esta manhã.
Bu Çocuk Bakımına da içerecektir.
Mas isso incluiria Pediatria.
Düğün videosunu çeken çocuk bu.
É o rapaz que aparece no filme do casamento.
Bu kasabada bir sürü berbat, iğrenç köpek var ama hiçbiri bir çocuk katilini saklamaz.
Há muita podridão, e muitos cães sarnentos nesta cidade, mas ninguém iria abrigar um assassino de crianças.
Çocuk bu! Ne dediler?
- É este o miúdo.
Baba, bu sabah çocuk bakıcılığı yapacaksın.
- Não mudes. Pai, ficas a tomar conta dos miúdos, esta manhã.
Bazen bir çocuk, düşüncelerini böyle açığa vurduğu zaman bu, aile sistemindeki başka krizlerin işareti olabilir. - Kesinlikle hayır.
- De todo.
Aslında, bu sana bahsettiğim çocuk. Oh.
Não, ele é o rapaz do qual eu te falei.
Abby, biliyorum zor bu. Ama bildiklerimizi, dünyalı adaletinin vahşetini düşündüğümüzde çocuk için en merhametli sonuç bu olabilir.
Abby, sei que isto é difícil, mas dado o que sabemos, dada a ferocidade da justiça Terrena,
Bu sistemde, Yetişkin akciğerlerini durumu daha acil bir çocuk olsa bile, öncelikle yetişkine veriyorlar. Bunları tartışacak değilim.
No sistema atual, oferecem pulmões de adultos a adultos, mesmo que haja crianças com necessidades mais urgentes.
İşe çocuk alırsam karşılığı bu oluyor.
- É o que dá contratar miúdos. - Ele alguma vez falou no Danzer?
Kanal 7'nin saat 7 haberleri sona ermiştir. Gotham'ın eski çocuk esirgeme yurdundan şimdilik bu kadar. Dakika dakika güncellemeler olacaktır.
Foi o Canal 7, às sete horas, em direto do antigo reformatório de Gotham, em plena baixa, com as notícias ao minuto.
Terkedilmiş ve taciz edilmiş çocuk esirgeme sisteminde, bu onu daha güçlü bir iradeye karşı savunmasız kılar, özellikle o irade kendisinin bir yansımasıysa.
Abandonado e abusado nas casas de acolhimento, o que iria torná-lo vulnerável a uma vontade mais forte, especialmente se essa vontade foi um reflexo de si mesmo.
bu çocuklar 35
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocuklara 23
çocukken 158
çocuklar için 51
çocuklar nasıl 59
çocuklar nerede 87
çocuklar iyi mi 22
çocuklarım var 24
çocuklarla evde 16
çocuk yok 22
çocuk oyuncağıydı 17
çocukken 158
çocuklar için 51
çocuklar nasıl 59
çocuklar nerede 87
çocuklar iyi mi 22
çocuklarım var 24
çocuklarla evde 16
çocuk yok 22
çocuk oyuncağıydı 17