Burada değil traduction Portugais
12,438 traduction parallèle
- Ama burada değil.
Bem, não...
Ve karım... - Burada değil.
E a minha mulher, ela...
Burada ölü olarak bulmamız gereken tek kişi burada değil.
A única pessoa que devíamos encontrar morta não está aqui.
Hayır, bugün burada değil.
Oh, não. Ela hoje não está.
Kendisi burada değil.
Ele não está aqui.
Marta burada değil. Doğum yaptı.
A Marta não está aqui, teve um bebé.
Dante maskesi artık burada değil. Çalındı.
A máscara não está lá, foi roubada.
Burada değil.
Ele não está aqui.
O neden burada değil.
Não é por isso que estamos aqui.
- Burada değil.
Ele não está cá.
Tanrı burada değil.
Deus não está aqui.
Ama burada değil. Şehir dışında.
Mas não nesta zona.
Burada değil.
Ela não está aqui.
Hepimiz bu yüzden burada değil miyiz?
Não é por isso que estamos todos aqui?
O burada değil.
Ela não está aqui.
Hayır, burada değil.
Ela não está aqui.
Gelin neden burada değil?
Porque não tenho a noiva?
Burada değil.
- Não está aqui. Fujam!
- Hayır, burada değil.
- Não, ele não está aqui.
Burada değil.
Porreiro, ela não está cá.
- Şerif burada değil.
- O Marshal não está aqui.
Burada değil.
Não está aqui.
Ama burada değil.
Mas não aqui.
800 bin dolarınız, burada değil.
Não tenho os vossos 800 mil dólares.
Burada değil.
Não estão cá.
Burada değil.
- Não está cá.
- Burada değil.
- Não está aqui.
Amelia burada olduğunu biliyoruz yani bu çok şey... Hey denyo! Kız burada değil.
Olha, Amelia, sabemos que estás aqui e isto é muito importante...
- Erkek arkadaşı yüzünden burada değil.
Não está aqui por causa do namorado.
Motorlu Taşıtlar Gösterisi gibi. - Burada değil.
"Orgulho da Cidade Automóvel".
Şu anda burada olsa buna izin verirdi. Çünkü insanlar eşyalardan daha önemli, değil mi?
E se ela cá estivesse, não se ia importar, porque as pessoas são mais importantes que as coisas, não é?
Hey, beyler sizce Koç burada içtiğimizi öğrenmez değil mi?
Vocês têm a certeza que o treinador não vai saber que estivemos a beber?
"Sizce Koç burada içtiğimizi öğrenmez değil mi?"
"Têm a certeza que o treinador não vai saber que estivemos a beber?"
Burada atıcılara karşı bir önyargı falan sezmiyorsun değil mi?
Não estás a detectar um preconceito anti-lançador por aqui?
Burada her şey yolunda, aslında her şey değil.
Está tudo bem por aqui. Não totalmente bem.
Burada ise patron değil ve genelde daha kötü çünkü dünya daha kötü.
E aqui ele não é o chefe e é pior porque o mundo está pior.
Burada yaşıyor değil mi, alayım?
Eu vou tirar-vos daqui vivos.
Cenazeye katılım için alınan eşi benzeri görülmemiş güvenlik önemleriyle birlikte tören 1 saat içinde başlayacak. Burada konu sadece dünyanın en güçlü liderlerinin bir araya toplanması değil aynı zamanda bunun dünyanın en güvenli etkinliği olması.
Com a segurança em níveis inéditos, antes do funeral, que deverá começar dentro de apenas uma hora, não se trata só da reunião dos líderes mais poderosos do mundo, é o evento mais bem protegido da Terra.
Evet. Burada çok parti yaptınız, değil mi?
Vocês dão muitas festas aqui, não é?
Ne zamandır burada tıkılısın... üstelik Profesör okulda değil.
Já estás enfiada aqui há muito tempo e o Professor nem está cá.
Kazandığını sanıyor, ama ben burada olduğum sürece bir bok kazanmış değil.
Ele acha que ganhou, mas não ganhou nada, não enquanto eu aqui estiver.
Burada ne kadar kalacağımız hakkında şakalar yapmana gerek yok. Hem bunun ne kadar süreceğini kimse bilmiyorken mizah anlayışın hiç komik değil.
Não precisas fazer piadas sobre o tempo que ficaremos aqui quando ninguém sabe quanto tempo será.
Ayrıca burada aşağıda yaşamak senin için kolay değil.
E que não é fácil para ti viveres aqui em baixo.
Jim burada değil.
O Jim não está aqui.
Bahse varım burada olma sebebin, kızının dün senden izin almadan bana su getirmiş olması, değil mi?
Aposto que a tua filha trouxe-me a garrafa de água ontem sem te dizer.
Burada tatdığımız şey benim başarım senin değil!
Estamos aqui por causa do meu feito, não do seu!
- Burada konu siyaset değil.
Isto não tem a ver com política.
Hayır, burada değil.
Aqui, não.
Yani ikimiz de burada boktan şeyler yapıyoruz, değil mi?
Estamos ambos a fazer merdas um pouco lixadas.
- Burada ayna olduğunu biliyorsun değil mi?
Sabes que está aqui um espelho, certo?
Burada biraz sizinle oturmamın sakıncası yoktur, değil mi?
Então vocês não se importam se eu me sentar aqui e aproveite um pouco convosco um pouco, com vocês?
burada değilim 34
burada değiller 85
burada değildim 23
burada değildi 20
burada değil mi 45
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
burada değiller 85
burada değildim 23
burada değildi 20
burada değil mi 45
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66