Deme traduction Portugais
8,346 traduction parallèle
Emma, lütfen Norman'a hiçbir şey deme bu konuda.
Emma, por favor, não contes isto ao Norman.
Cole, ne yaparsan yap, çantayı sakın açayım deme.
Cole, não importa o que faças, não abras a mala.
Çamaşır suyu deme, bulamadım.
E não me digas para usar lixívia.
Jambon için de gelmedik deme.
Não, não estamos aqui pelos enchidos.
Sakın kafamı bozayım deme, bak acımasızımdır.
E não me tente enganar, porque sou implacável.
Öldürdüm deme.
Não fizeste...
Ağzını açayım deme.
Não abras a boca.
Major, aptalca bir şeyler yapayım deme.
Major, não faça nada estúpido.
Lütfen bana bebiş deme.
Por favor, não me chames de "gatinha".
Erkekler sevgilileriyle aynı eve çıkacakları zaman canavara dönüşmezler. Doğru ama beyninin ilkel yanının sana ya kal ya da git deme şekli.
Sim, mas, é assim que o teu cérebro primitivo reage ou foge.
- Tanrım, deme ya.
Não digas nada.
- Bana Hud deme.
Não me chames Hud.
- Bana sakinleş deme sakın!
- Não me peças para ter calma!
Aptalca bir şeyler yapayım deme.
Não faças nada estúpido.
Sakın oğlumla flörtleşeyim deme.
Não tente seduzir o meu menino.
- Sadece bağlanayım deme, güven bana.
Mas não te prendas. Acredita.
Satınca pişman olayım deme.
Quero evitar o remorso do vendedor.
Öyle deme.
Não digas isso.
Onu da yapayım deme.
Não faças isso também.
Ne, fiyatınız arttı deme bana.
O quê? Não me digam que os preços aumentaram.
Beşinci kural : Bana Zoso deme.
Regra número 5, nunca me chames de Zoso.
"Geçkin" deme.
Não diga "fim".
Sakın Milan deme, ben o yamyam orospu çocuğuyla bir bok yapmam.
E não me fales no Milan. Não me meto com o cabrão do canibal.
- Abe deme öyle. - En iyi arkadaşlarımdan biri oğlunu kaybetti.
Não me venhas com o "Abe", um dos meus melhores amigos perdeu o filho.
Beni uyarmadın deme.
Não diga que não o avisei.
Bana "babalık" deme.
Pára de me chamar "papá".
- Bana öyle deme.
- Não me chames isso.
Bana sakin ol deme.
Não me digas para me acalmar.
Senin yüzünden, kızıma güle güle deme şansım olmadı.
Por tua causa, não pude despedir-me da minha filha.
Deme öyle.
Pára de dizer isso.
Sakın bunu bana bir daha yapayım deme.
Nunca mais me faças isso.
Hoşçakal deme şansım bile olmadı.
Nunca tive oportunidade de me despedir dela.
Aptalca bir şey yapayım deme.
Não faças nada estúpido.
Sakın deme onu!
Não digas.
Anne Allah aşkına "Uğraştım" deme.
Esforças-te? Largaste as coisas na mesa.
Hiç öyle Rıza deme. Bana gözünü belertip belertip Rıza deme.
Não me esbugalhes os olhos e não grites Riza.
Sakın öleyim deme!
Não me morra aqui!
Onlara bir şey deme, kıllanmasınlar. Kate gelirse bana haber ver.
Mantém-nos calmos, não lhes digas nada e liga-me se a Kate aparecer.
- Bana "velet" deme.
Não me chames aborígene.
Kendini keseyim deme, tatlım.
Não te cortes, minha cara.
Vidalarını çıkarayım deme, çok pahalı.
- Não a desparafuses, ela é cara.
Sakın öyle deme, aklından bile geçirme.
- Não diga isso, nem sequer pense.
Sakın öyle deme.
- Não digas isso.
Ama uyarmadı deme ne yığınına bulaştığından haberin yok.
Mas ficas avisado, não fazes ideia na merda em que acabaste de te meter.
Tekrar virüs deme bana.
Por favor, diz-me que não é o vírus outra vez.
Deme ya.
Não me digas.
- Deme öyle.
- Para com isso...
Öleyim deme sakın.
Não morras.
- Deme ya.
Eu tenho uma filha.
- Sen daha bir şey deme.
- Eu...
- İkisi aynı şey deme bana.
- Não digas que é o mesmo.
demek 970
demek istediğim 2063
demektir 116
demetrius 36
demedim mi 43
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52
demek istediğim 2063
demektir 116
demetrius 36
demedim mi 43
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
demek istiyorsun 52