Düşünüyorum da traduction Portugais
3,733 traduction parallèle
Ama şimdi düşünüyorum da arama kayıtlarını almak için geldi.
Mas acho que foi para roubar as gravações dos telefonemas. Confirmamos que baixou um ficheiro.
Düşünüyorum da neden öyle bir şey yaptı ki?
E pergunto-me porque terá feito ela aquilo?
Sizler her bir grup için bana 85 dolar ödemiştiniz ve düşünüyorum da doğru olan...
Vocês pagaram-me 85 dólares por lote, e eu sinto que é justo para mim...
Düşünüyorum da, gözlük takmaya ne diye ihtiyacım olsun ki?
Vamos lá, vamos ver quem temos. Para que preciso eu de usar óculos?
Düşünüyorum da babasının sesini duymak isteyebilir.
Eu penso sobre isso agora... ele ia gostar de ouvir isso do seu pai.
Düşünüyorum da bu, Thomas Edison'u ampulü icat ederken görmek gibi. Eğer ampulü bu atölyedeki yüzlerce kamera ekibi ile birlikte icat ediyor olsaydı ve onlar da şöyle yaparken...
Penso para mim mesmo, ao imaginar o Thomas Edison a inventar a lâmpada, se ele tivesse tentado inventar a lâmpada com uma centena de equipas de filmagem na sua oficina, a dizer :
Ve... Düşünüyorum da,
E... estou a pensar comigo :
Düşünüyorum da, zavallı ihtiyar Dougie kendi yatağında karısının sikiştiğini öğrenirse ne kadar üzülür.
E só posso imaginar o quanto isto iria magoar o pobre Dougie se ele soubesse. Na sua própria cama, Meu Deus!
Ama onlardan biri bizimle biriyle beraber yaşamanın yolunu bulabiliyorsa düşünüyorum da öyle miyiz?
Mas se um deles conseguir uma forma de viver com um de nós, então questiono-me.
Olanları düşünüyorum da olanları daha iyi hale getirmek istiyorum.
Estive a pensar e quero emendar as coisas.
- Düşünüyorum da...
- Eu estive a pensar...
Annemi düşünüyorum da, Amerikalıların çatlak olduğu söylüyor.
E eu acho que a nossa mãe vai dizer que América me arruinou.
Haftalarca doğru takma adı bulmak için Horası okuduğumu düşünüyorum da... Halbuki ihtiyacım olan tek şey lanet olası bir kediymiş.
Só de pensar, que passei semanas a ler o Horácio para encontrar o nome de guerra correto, quando tudo o que precisava era da porra dum gato.
Baksana Em, düşünüyorum da, belki bu yıl benimle gelip annenin mezarını ziyaret edersin.
Sabes, Em, eu estive a pensar. Se calhar este é o ano que devias vir comigo visitar o túmulo da tua mãe.
Tanrım, bazen geceleri burada ne halde olduğunu düşünüyorum da.
Deus, às vezes, penso em ti aqui à noite.
- Evet ama bilmiyorum ama düşünüyorum da Allan nihayetinde 100 yaşında.
Não sei, mas estava a pensar. Allan tem 100 anos.
Bazan düşünüyorum da... sağlıksız birinin sessizce öldürülmesi uygun olur.
Às vezes penso que se alguém não é saudável, deveria ser eliminado silenciosamente.
- Tüm bunları duyduktan sonra düşünüyorum da sonsuza kadar süren aşk fikri hala bizim için geçerli mi? Demek istediğim sonunda ayrılacağımızı biliyoruz.
- Ao ouvir tudo isto pergunto-me se essa ideia de amor que dura para sempre ainda nos é relevante.
Ama süreci düşünüyorum da. Oldu bittiye getirip...
Mas pense no processo.
Erin'in ölümünü düşünüyorum da...
Estou a tentar fazer sentido em como a Erin morreu...
Düşünüyorum da belki hepimiz onunla arkadaş olmalıyız.
Acho que talvez devêssemos ser todas amigas dela.
Pekâlâ, son kez denediğinde durumlar pek uygun değildi ve bir kez daha denemen gerektiğini düşünüyorum bakalım işe yarayacak mı diye.
Bem, da ultima vez que tentaste, as circunstâncias eram menos que óptimas e acho que talvez devesses tentar outra vez, ver se funciona.
Bebeğin duyacağı tek sesin benim sesim olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Acho que o som da minha voz... não devia ser a única coisa que o bebé ouve.
Onun da ölü olduğunu düşünüyorum.
Acho que também está morto.
Tam da o dünyayı kutsayan, bütün nehirleri karartan, tepeleri avuçlayıp sahilleri katlayan o gecenin gelişinden önce. Ve kimse, kimse, yaşlılığın ıssız paçavralarını giyenler dışındakilere ne olacağını bilmezken, ben, Dean Moriarty'yi düşünüyorum.
antes da Terra ser abençoada pela chegada da noite, que escurece os rios cobre os picos e esconde a última praia e ninguém, ninguém sabe o que vai acontecer às pessoas, apenas que mais cedo ou mais tarde a velhice vai chegar,
Onun da sizin temsil ettiginiz seyleri temsil ettigini düsünüyorum, efendim.
- Howard. Ele luta pelo mesmo que o senhor.
Sürekli Anne Kay'in ailesini düşünüyorum.
Continuo a pensar na família da Mama Kay.
Şerif saygısızlık etmek istemem ama daha da ileriye gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Xerife, com todo o respeito, mas acho que devia continuar.
Charles, son konuşmanın kesmeden faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Charles, acho que o teu último discurso podia beneficiar da edição.
Seni severim, Sutter ama daha da önemlisi müşteriler de seni seviyor. O yüzden seni çalıştırmayı düşünüyorum.
Eu gosto de ti, Sutter... mas mais importante ainda, os clientes gostam de ti, por isso acho que devo ficar contigo.
Gerçekten de büyük olgunluk olduğunu düşünüyorum.
Na verdade, acho que é muito maduro da tua parte.
Şimdi onu böyle para babası görünce çalışmadan gelen parayı da görünce hesaplaşmanın vakti geldiğini düşünüyorum.
Como ele vai ganhar muito dinheiro, bastante dinheiro pelo qual não trabalhou, acho que seria justo se nós acertássemos as contas.
Birinin ölüm yıl dönümüne saygı göstermek önemli diye düşünüyorum.
Porque nunca lá foste. Acho que é importante, no aniversário da morte de alguém prestar os seus respeitos.
Babamın gitmesinin, annemin kalbini kırdığını düşünüyorum ama ondan da kötüsü, aşkın kendisini kaybetmek...
Perder o meu pai não causou grande desgosto à minha mãe mas perder o amor, sim.
Sonra da Bayan Sazlıdere'ye burayı satın almayı teklif etmeyi düşünüyorum.
E então pensei em perguntar à Senhora Wattlesbrook se posso comprar o lugar.
Chi-Tak'i ya fark ettiklerini ya da öldürdüklerini düşünüyorum.
Acredito que o Chi-Tak pode ter sido comprometido... e morto.
Onun Anne rolünü aldığını düşünüyorum.
Creio que ela esta assumir o papel da Mamã.
Çünkü şöyle düşünüyorum Tui'nin davası geçmişini tetikliyor.
Bem, porque julgo... que o caso da Tui fá-la relembrar coisas da sua vida.
Onun çok güçlü bir ikna-edici hırsız oluğunu da düşünüyorum.
Ensinei-a a ser uma ladra muito convincente.
Ve Norn'dan da iyiyim, diye düşünüyorum.
E melhor que a Norn, imagino.
Bölge Başsavcısı İtalyan gangsterlerin yarısını tecrit etti amirim Emipre'ın kayıp parasının yarısının nasıl olurda orta sınıf Kolombiyalı kokain tacirlerinin kucağında olduğunu merak ediyor ve ben de arkadaşınla senin paranın diğer yarısının nerede olduğunu bildiğinizi düşünüyorum.
O meu advogado tem bloqueado metade da Máfia italiana o meu tenente pergunta-me como foi que a metade do dinheiro perdido da Empire acabou nas mãos de um medíocre traficante de coca colombiano e eu penso que tu e o teu amigo sabem onde está a outra metade.
Külotunu geri verdim, aldı ve çantasına koydu sonra da ne düşünüyorum diye bana baktı.
Entrego-lhe as cuecas, ela mete-as na carteira e olha para mim, para ver o que eu tinha achado daquilo.
Fakat son zamanlarda bazılarının birbirine küfürler savurduğunu ve bağırıp çağırdığını duyduğumu düşünüyorum.
Mas eu acho que alguma da linguagem que tenho ouvido por aqui ultimamente é ofensiva para algumas pessoas.
Gökyüzünün mavisini düşünüyorum. Ormanın yeşilini.
Penso no... azul do céu, no verde da floresta,
Ama iş yükünden korktum ama şimdi daha fazla para için dünyanın en iyi fırsatı olduğunu düşünüyorum. Ve bunu yapacağım
E tive receio por causa da quantidade de trabalho mas acho que é a melhor oportunidade que já tive, vou ganhar mais e vou aceitar.
Ama onlar da % 95 kurşun vardır. Onların ev yapımı olduğunu düşünüyorum. Özellikle çinko oranı % 5 olunca.
Mas tem 95 % de chumbo e um peculiar 5 % de zinco, o que me faz pensar que estas balas não são industriais mas caseiras.
Bu iyiydi, ya da ben öyle yapmaya çalıştım ama artık gitmen gerektiğini düşünüyorum.
Isto foi bom, ou tentei fazê-lo bom... mas agora acho que deves ir. Acho que é a hora de tu ires.
Hatta, insan dünyasında süren savaşı da bizimkinin tetiklediğini düşünüyorum.
De facto acho que foi ela que despoletou este guerra actual no mundo dos homens.
Bu barbar zamanlarda bile bir hanıma yaşını sormak uygunsuz kaçıyor diye düşünüyorum.
Creio que essa questão assim como a da idade de uma dama é inapropriada até mesmo nesta era bárbara.
İsyanın tam da Kongre tatildeyken bastırılmasının Tanrının müdahalesiyle olduğunu düşünüyorum.
O que traz à memória como foi providencial que esta rebelião tenha sido esmagada quando o Congresso foi adiado.
Ama hepimizin sağlığı için burada kalmamamız... gerektiğini düşünüyorum.
No entanto, no interesse da continuação da saúde de todos, acho que não podemos ficar aqui.